Olay Gazetesi Bursa

Günah keçisi

Geçtiğimiz hafta bütün dünyanın gözleri üzerimizdeydi.. Türkiye bu yıl G20 liderler zirvesine Antalya’da evsahipliği yaptı. Dünya liderlerinin ağırlandığı toplantıya iş dünyasının da en üst düzeyden patronları katıldı. Her konuğa bir garsonun düştüğü “küresel ısınma ve mülteci krizi” konulu çalışma yemeğinde  asıl olan da her liderin yemeğini aynı anda yiyebilmesiydi ki anlatılanlara göre de bunu başarmışız.. […]

Geçtiğimiz hafta bütün dünyanın gözleri üzerimizdeydi.. Türkiye bu yıl G20 liderler zirvesine Antalya’da evsahipliği yaptı. Dünya liderlerinin ağırlandığı toplantıya iş dünyasının da en üst düzeyden patronları katıldı. Her konuğa bir garsonun düştüğü “küresel ısınma ve mülteci krizi” konulu çalışma yemeğinde  asıl olan da her liderin yemeğini aynı anda yiyebilmesiydi ki anlatılanlara göre de bunu başarmışız..

Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da peş peşe katıldığımız yemekli toplantılarda da mevzu terörizmin gölgesindeki ekonomik projeksiyondu.. Bursa’ya döneceğimiz gün Türkiye’nin uluslararası patronlarından biriyle kahvaltıdaydık. Katıldığı G20 zirvesini makyajsız en sabah haliyle bizlere samimi üslubuyla anlatınca okuduklarımızın sihri kayboldu. G20’nin en prestijli buluşma teması olmasının popülist söylemlere de zemin hazırladığını anlattı. Öyle ki, G20 liderleri birinci derecede sorumlu oldukları mülteci dramını  muhteşem lezzetler eşliğinde konuşurken  gözlerinin buğulanmalarına engel olamamışlar! 

Biz kahvaltıda değerli büyüğümüze, Ali Koç’un konuşmasını hatırlattığımızda bize asıl, ilginç majör ironiler olduğunu anlattı. Öyle ki Putin’in sözlerinin zirveye damgasını vurduğunu belirtti. Putin’in “zirveye katılanlar arasında IŞİD’e silah dahil her türlü desteği verenler olduğu “ iddiasının herkesi şaşırttığını söyledi. Anlaşılan algı yönetimi ve hedef şaşırtma oyununu  kendi aralarında da oynuyorlardı..

Reyhanlı, Suruç, Diyarbakır, Ankara, Beyrut ve en son  da Paris’te yüzlerce kişiyi katleden terörle işbirliği suçlaması, dünyanın geldiği yeri göstermesi açısından da trajikomikti. Bu çıkışı yapan liderin ülkesi dünya silah ticaretinin % 27’si ile ikinci, barış temasını işlemeye çalışan Amerika’nın % 31 ile birinci olduğu gerçeği  öylece dururken liderlerin romantik söylemlerinin nedeninin insanın aklını başından alan yumuşak Antalya iklimidir diye düşünüyorum. Çünkü global barış oyunu kuruculuğuna soyunan Amerika, Almanya ve Rusya’nın bozacı- şıracı hikâyesini hatırlattığının hepimiz farkındayız. İlle de bir günah keçisi ararsak  çevremizde ışığından rahatsız olduğumuz birini göstermemiz çok da zor değil aslında.. İşin ilginç yanı Paris’i kana bulayan teröristler insanları Rus malı Kalaşnikoflarla taramışlar!!

“Eşkıya, hükümdar olmuş” sözü büyük ustanın G20  sohbetlerini dinlerken aklıma geliveriyor.. Değerli büyüğümüz aslında bu toplantının ekonomik prestij toplantısı olmanın bir adım ötesine geçemediğini söylüyordu. Bu nedenle de gelen liderler de hep algı yönetimine yönelik ikinci ajandalarıyla  orada ülkelerini temsil ediyorlardı. Seneye evsahipliğini Çin yapacakmış.. 

Bu zirvelerde liderler görüş alışverişinde bulunup sonuç faslında da bizim sivil toplum örgütleri gibi romantik dilek ve temennilerde bulunup bildiriye imza atıyorlarmış.. Sonuçta terörizmin iğrenç yüzünü dünyanın en ileri kenti de en geri kenti de görüyordu. Her ne kadar liderler maskeleriyle birbirlerine rol yapsa da insanlık tarihinde bu kara lekede en az tetikçiler kadar sorumluydular…

 Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde en temel gereksinimlerin başında güvenlik geliyor. Diğer yandan da ekonomide durgunluk yaşandığında şiddet içerikli ırkçı olayların artması enteresan değil midir? 

Düşünüyorum da, aslında insan doğasının bu yönünü anlamanın çözümü bütün bu etnik ırkçılık ve saldırganlığın nerden çıktığına ihtimam göstermek gerekiyor. Aç gözlü kapitalizmin kontrolsüz iştahı artık dünya güvenliğini de tehdit ediyor. İnsanoğlunun çaresiz hissetmesi stres yaratır ve saldırganlaştırır. Büyük oyun kurucularının beceriksiz yönetişimi de kuralsız oyunlara bütün insanlığı maruz bırakabiliyor.. 

Sanıyorum değerli büyüğümüzün sohbetinden çıkardığım tarihin en kanlı savaşını sona erdirip dünyaya yeni ufuklar açan Churchill , De Gaulle, Roosevelt gibi liderlerin yerini haksız güç kullanımıyla şiddeti en önemli argüman yapan Reagan, Bush, Blair ayarındaki kolaycı, rantçı siyasetçilerin hep kokpitlerde yer almasıdır..

Şimdi hep birlikte timsah gözyaşı döküp günah keçisi bulma yarışındalar!!!

Keyifli pazarlar…