Olay Gazetesi Bursa

Sanal emziğimiz, cep telefonu!

Cep telefonu yokken biz ne yapıyormuşuz acaba? Evden çıkarken cüzdanımızı, anahtarımızı unutsak dert etmiyoruz ama cep telefonumuzu unutsak panikliyoruz! Sanki sokağa çıplak çıkmışız gibi hissediyoruz kendimizi… Farkında mısınız, tam bir cep telefonu bağımlısı olduk milletçe! Elimizden düşürmüyoruz, her yere onunla gidiyoruz… Tuvalete bile!   *   Arayan olmadığında ya da aradığımız kişiye ulaşamadığımızda canımız sıkılıyor. […]

Cep telefonu yokken biz ne yapıyormuşuz acaba?

Evden çıkarken cüzdanımızı, anahtarımızı unutsak dert etmiyoruz ama cep telefonumuzu unutsak panikliyoruz!

Sanki sokağa çıplak çıkmışız gibi hissediyoruz kendimizi…

Farkında mısınız, tam bir cep telefonu bağımlısı olduk milletçe!

Elimizden düşürmüyoruz, her yere onunla gidiyoruz…

Tuvalete bile!

 

*

 

Arayan olmadığında ya da aradığımız kişiye ulaşamadığımızda canımız sıkılıyor.

İnterneti çekmediğinde, moralimiz bozuluyor adeta hayata küsüyoruz.

Sanal kankamız gibi!

Bebeklerin nasıl yalancı emziği var, cep telefonları da büyüklerin sanal emziği oldu!

Yemek yerken, yatarken dahi başucumuzda!

 

*

 

Cep telefonu bağımlılığımızın en güzel örneğini, toplu taşıma araçlarında görebilirsiniz…

Otobüste, Bursaray’da, minibüste, dolmuşta şoför hariç herkes açmış telefonunu

sanal dünyasında turluyor…

Bazıları öyle bir dalıyor ki, ineceği durağı kaçırıyor, yanındaki arkadaşını, alışveriş poşetini unutuyor.

Cep telefonları sayesinde gazetecilik yeteneğini keşfedenler de var…

Paylaşılan fotolar, videolar, yorumlar manşetlik!

 

*

 

Her nimetin sağlık ve ekonomik bir külfeti de oluyor elbette…

Ben en çok asosyal bir nesil yetişmesine neden olmasından kaygılıyım!

Yeni okuluna başlayan kızım anlattı geçen akşam…

Sınıfta kimse birbiriyle konuşmuyormuş…

Birbirlerinin isimlerini sormaya bile çekiniyorlarmış…

Herkes cep telefonuyla oyalanıyormuş, teneffüslerde…

Ne zaman ki, sınıfta cep telefonlarını toplamış öğretmeni, ondan sonra sohbet etmeye başlamışlar aralarında, tanışıp kaynaşmışlar!

Acı ama gerçek!

Cep telefonu icat oldu, dostluklar jetonlaştı!

 

Mesele adam olabilmekte!

 

Sosyal medyada terör olaylarını tahrik eden paylaşımlar ne kadar tepki çekiyorsa, sağduyulu, objektif paylaşımlar da bir o kadar takdir topluyor.

İşte o harika paylaşımlardan bir örnek…

Kamuda uzun yıllar başarıyla hizmet etmiş bir doktor dostum, harika özetlemiş olayı:
“Günümüzde vatan hainliği ile Türk olmayı birbirine karıştırıyor
ve kendimizi çıkmaza sokuyoruz. Çocuk istismarcıları, hırsızlar, devletini soyanlar, hayvanlara ve doğaya eziyet edenler, gıdalarımıza zehir katanlar, trafik kurallarını hiçe sayan bireyler Türk olsa ne olur Kürt olsa ne olur, adam olamadıktan sonra!
Yıllarım doğuda geçti. Adımın, Türklerin ilk düzenli ordusunun komutanı, Başbuğu ile aynı olmasının gururunu hep yaşadım. Ülkemi de adıma yakışır sevdim. Ama öyle Kürtler tanıdım ki benim vatan sevgim onların yanında sönük kaldı. Ayırımı iyi yapalım. Ülkemi yakmak isteyen kahpe Kürt varken yangına su taşıyan pek çok Kürt kardeşim de var ve ben onların dostluklarına kurban olayım.”

 

Bu nasıl sulama?

 

Onca uyarılara rağmen…

Yaşanan yaralamalı ve ölümlü kazalara rağmen…

Ana caddelerin orta refüjlerindeki yeşilliklerin sulanması sırasında çalışanların dikkatsizliği, teknolojik ihmaller yollarda tehlike yaratmayı sürdürüyor.

Öyle bir sulama yapılıyor ki, yollar çiçek ve çimlerden daha çok ıslanıyor!

Bu da araç sürücülerini zorda bırakıyor…

Buz pateni sahasına dönüyor yollar.

Sulama sistemlerinde teknoloji o kadar gelişmişken, bu soruna hala kalıcı bir önlem alınamaması düşündürücü…