Olay Gazetesi Bursa

Seçmece okur-yazar diyalogları

-Basın her şeyi abartıyormuş derlerdi de inanmazdım. Doğruymuş meğer… -Nereden vardınız bu kanıya? -Köşenizdeki fotoğrafınızdan! Orada daha genç, daha yakışıklı ve daha boylu poslu görünüyorsunuz da!   ***   -Sayın yazarım, sevildiğinizi bilin! Şu basında severek okuduğum iki yazardan birisiniz… -Sağ olun var olun da, merak ettim, severek okuduğunuz diğer yazar kim? -Dr. Haydar Dümen! […]

-Basın her şeyi abartıyormuş derlerdi de inanmazdım. Doğruymuş meğer…

-Nereden vardınız bu kanıya?

-Köşenizdeki fotoğrafınızdan! Orada daha genç, daha yakışıklı ve daha boylu poslu görünüyorsunuz da!

 

***

 

-Sayın yazarım, sevildiğinizi bilin! Şu basında severek okuduğum iki yazardan birisiniz…

-Sağ olun var olun da, merak ettim, severek okuduğunuz diğer yazar kim?

-Dr. Haydar Dümen!

 

**

 

-Tebrik ediyorum, eline, yüreğine, kalemine sağlık. Bugün yine döktürmüşsünüz köşenizde. Kestim o yazıyı, çerçeveletip asacağım…

-Bugünkü yazımdan mı söz ediyorsunuz?

-Evet…

-İyi de, bugünkü köşemde, “Yazarımız yıllık iznini kullanmak üzere, yazılarına bir süre ara verdi” notu vardı sadece…

-İşte ben de onu diyordum… Bayıldım o esprinize! Yok böyle bir yetenek!

 

***

 

-Yazar kardeşim, biz emeklilerin derdini de yazsana köşende… Yazmazsınız tabii tuzunuz kuru sizin!

-Nedir emeklinin derdi?

-Aldığımız maaşla geçinemiyoruz!

-Yazarız tamam…

-Ne zaman yazarsın?

-Emekli olunca!

 

***

 

-Hayranım size yazarım! Çok merak ediyorum. Her gün nasıl buluyorsun bu konuları, bu esprileri nereden uyduruyorsun?

-Şeyimden!

-Şeyim derken!

-Kelimden!

-He anladım!

-Anlamana sevindim…

-Bir daha dünyaya gelirsem, ben de köşe yazarı olacağım anasını satayım…

-Niye?

-Niye olacak, yazıyorsunuz iki tık tık bir şık şık, tamam!

-Şu an yaptığınız mesleğiniz ne?

-Kaldırım mühendisliği!

 

***

 

-Ayıptır sorması, sizin mesai saatleri nasıl yazarım? Sabah kaçta işbaşı yapıyorsunuz?

-Sabah uyanınca!

-Peki akşam kaçta bitiyor?

-Gece uyuyunca!

-İyi geceler o zaman size…

-Size de hayırlı sabahlar!

 

***

 

-Bu memlekette en kolay iş, yazarlık!

-Neden?

-Yazılacak konu bol da ondan…

-Madem bol, hadi ver bir konu da yazalım bugün…

-Beni yaz!

-Senin neyini yazayım, memlekette bu kadar yazılacak konu dururken?

-Benim hayatım roman kardeşim!

-O halde, otur sen yaz hayatını, bizim köşede ziyan olmasın!

 

Bu nasıl golcü?

 

Bursaspor’un transferle ilgili haberleri, son gelişmeleri OLAY Spor Servisi’nden sıcağı sıcağına öğreniyoruz…

Taraftarı heyecanlandıracak isimler de geçiyor, kaygılandıran isimler de!

Dün, yeni bir isim daha gündeme düştü:

İzlandalı santrfor Kolbeinn Sigthorsson!

Hamza Hoca, Galatasaray’ı çalıştırırken de almayı çok istemiş bu futbolcuyu…

Demek bir ışık görmüş!

Fakat başarı grafiği riskli gibi…

Fransa’nın Nantes takımında oynayan Sigthorsson’un, geçen sezon 26 maçta attığı gol sayısı 3!

Bizim Şamil’i forvet oynatsaydık, 26 maçta eminim ki ondan fazla gol atardı!

Taraftarın tek endişesi;

İkinci bir Tom De Sutter vakası yaşamayalım!

Eh haklılar…

Gol makinesi diye alınan futbolcunun tıraş makinesi çıkmasından bıktı artık!

 

Nerde o eski festivaller?

 

Yaşanan terör olaylarının vermiş olduğu moralsizlik…

Havanın muhalefeti…

Sanatçı ve müzik grubu seçiminde, sanatseverleri heyecanlandırmayan rutin tercihler…

Bu yıl 55.ncisi gerçekleşen Uluslararası Bursa Festivali’nin ilk kez bu kadar sönük geçtiğine tanık oluyor Bursalılar…

Var mı yok mu belli değil!

Gelenek devam etsin, adet yerini bulsun modunda bir festival yaşanıyor adeta.

Ne heyecan var ne o eski ilgi…

Festivalle birlikte Kültürpark cıvıl cıvıl olurdu eskiden…

Kermesler bile ondan daha çok ses getiriyor, kamuoyunda ve medyada!