Olay Gazetesi Bursa

Yeleğimin cepleri, anı dolu içleri

Mesleğe ilk başladığım yıllarda bir gazetecinin en büyük hayali, güzel bir muhabir çantasına sahip olmaktı… Bir de bol cepli gazeteci yeleğine… Onlara sahip olanların havasından yanına yaklaşılmazdı. İlk muhabir maaşımda kıydım paraya ben de önce bir çanta aldım… Koydum içine fotoğraf makinemi, flaşı, not defteri, kalem, ses cihazı, parça filmler, flaş için yedek pil ve bolca jetonu… Fakat […]

Mesleğe ilk başladığım yıllarda bir gazetecinin en büyük hayali, güzel bir muhabir çantasına sahip olmaktı…

Bir de bol cepli gazeteci yeleğine

Onlara sahip olanların havasından yanına yaklaşılmazdı.

İlk muhabir maaşımda kıydım paraya ben de önce bir çanta aldım…

Koydum içine fotoğraf makinemi, flaşı, not defteri, kalem, ses cihazı, parça filmler, flaş için yedek pil ve bolca jetonu…

Fakat yolda görenler beni gazeteciden ziyade seyyar milli piyangocu zannediyordu.

Çekilmiş piyango listesi soruyorlardı sürekli.

Kısa zamanda öğrendim ki, meğer aldığım piyangocu çantasıymış. Ucuz olsun deyince onu vermiş çantacı…

 

*

 

Piyangocu olmadığım anlaşılsın diye fotoğraf makinesini boynumda taşımaya karar verdim.

Bu defa da Atatürk Anıtı önündeki foto şipşakçılarla karıştıranlar oldu.

Mümkün oldukça geçmemeye çalışıyordum Heykel’den…

Bu arada, çantayı hep sol omzunda taşıdığım için ağırlığından olsa gerek yürürken sola doğru çekmeye başlamışım.

Arkadaşlar uyarmasa fark etmeyecektim…

Demek gazetecilerdeki sola çekme geleneği buradan kaynaklanıyordu!

Çantayı arada sağ tarafımda da taşıyarak, rot balans ayarını yaptım omuzlarımın.

 

*

 

İkinci muhabir maaşımla da bol cepli bir gazeteci yeleği almıştım…

Çantadaki hatayı yapmamak için alırken özellikle dikkat ettim yerine avcı yeleğini paketlemesin diye…

Cep bol olunca içlerini doldurma kaygısı yaşadım ilk zamanlar…

Bir şeyler koymalıyım ki, zengin göstersin!

Çantamdaki malzemelerin yarısını ceplerime aktardım.

Çoğu zaman unutuyordum paraları ve basın kartımı koyduğum cebi, arayıp bulana kadar bazen haberi de kaçırıyordum otobüsü de…

Hala duruyor hatıra olarak evde o yeleğim, arada bakıyorum ceplerine unuttuğum paralardan kalmış mıdır umuduyla…

 

*

 

Bunları niye anlattım?

Günümüz muhabirlerinin şanslarını kıskandığım için…

Ne çantaya gerek duyuyorlar  ne de o bol cepli yeleklere…

Çünkü bizim o çantalarda ve yeleklerimizde taşıdığımız malzemelerinin hepsini, kalemini bile akıllı cep telefonlarında taşıyorlar artık!

Ve onunla dünyanın her yerinden haber yapıp, medyaya yazılı ve görüntülü geçebiliyorlar…

Hem de anında!

 

Ruh ve zihin sağlığı

 

Yeni Zelanda’da ‘ruh sağlığı ve genel mutluluk’ için 1.2 milyar dolarlık bütçe ayrılmış.

Bu parayı, vatandaşlarının zihin sağlığını korumaya, iyileştirmeye ve mutluluklarının artırılmasında kullanacakmış Hükümet…

Dünyada bir ilk olacak böyle bir uygulamaya aslında millet olarak bizim de ihtiyacımız var.

Gazetelerin üçüncü sayfalarındaki haberlerin içeriği…

Kullanılan antidepresan ilaçlarının oranı, bu gerçeğin bir işareti gibi…

 

Dalga mı geçiyor, adam mı seçiyor?

 

Halk arasında “dalga mı geçiyorsun, adam mı seçiyorsun?” diye bir tabir vardır…

Sözleri espri mi gerçek mi buna emin olamayanlara söylenir genelde…

Buna YSK’nın son kararını örnek verebiliriz…

31 Mart’taki yerel seçimde, bazı yerlerde sandık kurulları ve başkanları kamu dışından olduğunu gerekçe gösterip, İstanbul’daki büyükşehir belediye başkanlığı seçimini iptal ederek, 23 Haziran’da yenilenmesine karar vermişti.

Üstelik de…

O sandık kurullarının ve başkanlarının görev yaptıkları sandıkların çoğundan, AK Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım birinci çıkmasına rağmen!

İşte o YSK, iddiaya göre;

31 Mart’taki seçiminin iptaline gerekçe gösterdiği, şaibeli dediği o sandık kurulu ve başkanlarının bazılarına 23 Haziran’daki seçimde de yine aynı görev vermiş!

YSK sen çok yaşa!

Geç dalganı demokrasiyle!

 

Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete!

 

5 Haziran Dünya Çevre Günü’ydü…

Bayram neşemiz kaçmasın diye BM’nin ürküten çevre raporunu es geçti çoğu medya…

Rapor gerçekten de neşemizi kaçıracak boyutta…

İşte bazı satırbaşları:

* Dünya’da her 6 ölümden 1’nin nedeni çevre kirliliği.        

* İnsanların yüzde 95’i kirli hava soluyor.

* Yılda 6.5 milyon kişi hava kirliliği yüzünden erken ölüyor.

* Her yıl okyanuslara 8 milyon tondan fazla plastik atık bırakılıyor.

* Her gün 1000 çocuk içtiği kirli sulardan kaptığı hastalıklar nedeniyle ölüyor.

* Yılda 12 milyon hektar tropik orman yok ediliyor.