Olay Gazetesi Bursa

Bursa’da kaçak işçi çalıştırmaya 38 milyon lira ceza!

Aslında konu açık. Üstelik yetkililerin -böyle bir dertleri varsa- iki büyük sorunu aynı anda kökten çözme şansları mevcut. Yeter ki kararlı olunsun. Ortaya net bir irade konulsun. Şehrin senelerdir kanayan yarası olan ana problemleri arasında çevrenin hoyratça katledilmesi de bulunuyor. Bursa’nın yer altı ve üstü kaynaklarının uzun süredir tahrip edilmesinden söz ediyoruz. Nilüfer Çayı’nda canlı […]

Aslında konu açık.

Üstelik yetkililerin -böyle bir dertleri varsa- iki büyük sorunu aynı anda kökten çözme şansları mevcut.

Yeter ki kararlı olunsun.

Ortaya net bir irade konulsun.

Şehrin senelerdir kanayan yarası olan ana problemleri arasında çevrenin hoyratça katledilmesi de bulunuyor.

Bursa’nın yer altı ve üstü kaynaklarının uzun süredir tahrip edilmesinden söz ediyoruz.

Nilüfer Çayı’nda canlı hayatını yok eden, akan suları bir kimyasal atık haline getiren zorbalığı önlemek için hangi adımların atıldığı merak ediyoruz.

Gürsu ovasındaki dereleri “boya”yanlara neden seyirci kalındığını sorguluyoruz…

Doğayı katleden fabrikaların kanun tanımazlığı sadece çevremizi yok etmekle kalmıyor.

Söz konusu işletmelerin kaçak işçi çalıştırmada başı çektiği de ifade ediliyor.

Öncelikle geçtiğimiz yılın verisine bakalım.

Edindiğim bilgiye göre kaçak işçi çalıştırdığı için 2021’de Bursa genelinde 8.626 iş yerine 38 milyon lira ceza kesildi.

Peki, bu yaptırımlar ne kadar caydırıcı?

Suriyeliler başta olmak çok sayıda işçinin kaçak olarak istihdam edilmesinin sürmesi sorunun yanıtı için yeterli değil mi?

Şimdi konunun diğer boyutuna gelirsek…

Bir başka kaynak kaçak işçi için ceza kesilen bazı şirketlerin çevreyi kirletmekten de cezai müeyyideye tabi tutulduğunu ifade etti.

Hatta söz konusu işletmelerin çevreye en çok zarar verenler arasında yer aldıklarını kaydetti.

Görüldüğü gibi yetkililerin bir taşla iki kuş vurma fırsatı bulunuyor.

Bursa’nın verimli topraklarını katleden, kaçak işçi çalıştıran bu fabrikaların üzerine daha fazla kararlılık göstererek gidilirse iki büyük problem ortadan kaldırılabilir.

Gelin, hepimiz üzerimize düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirelim.

Her şeyden önce yaptırımları ağırlaştırarak cezaların caydırıcı olmasını sağlayalım.

Kaçak işçi çalıştırarak hem ekonomiye hem de çevreyi mahvederek geleceğimize darbe vuran bu fabrikalara yaptıklarının bedelini tam anlamıyla ödetelim.

Bursa, sanayide Türkiye’nin lokomotifi.

Üretimde çarkları döndürerek ülkenin ekonomisine en büyük katkıyı veren şehirlerden biri.

Bu nitelikteki kentte, merdiven altı mantığından bir türlü uzaklaşmayan, arıtma yatırımlarından kaçan, kaçak işçi çalıştırarak kayıt dışılığı artıran şirketlerin faaliyetleri engellenmeli.

Bursa, bu anlamda Türkiye’ye örnek olarak, seçkin bir sanayileşmenin öncülüğünü üstlenmeli.

GALERİCİLERİN SANDIKTAN ÇIKAN ÇARPICI MESAJI!

Bursa Oto Galericiler Odası’nda seçim heyecanı yaşandı.

Mevcut Başkan Hakan Yanık, iki listeli yarıştan galip ayrıldı.

Seçimde 602 üye oy kullandı.

Bunların 591’i geçerli sayıldı.

Yanık 324 oy alırken rakip liste 267’de kaldı.

Böylelikle teşkilatçı olduğunu sürekli vurgulayan Hakan Yanık, kendi adına zorlu bir süreci başarıyla geride bıraktı.

Seçimde oldukça fazla sayıda polis görev aldı.

Senelerdir görevde bulunan Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Arif Tak, “İlk kez bu kadar polisin olduğu böyle bir genel kurul gördüm” açıklamasını yaptı.

Polis araçlarının fazlalığından ötürü oy kullanmak için gelen bazı üyeler otomobillerini koyacak yer bulamadı.

Herhalde bir talimat sonucunda polis bu kadar yoğun önlem almıştı.

Aslında galericilerin seçimini ilginç kılan başka bir nokta daha vardı.

Yanık, geçtiğimiz yıl nisan ayında kentteki iki oto kooperatifinin tam kapasite dolu olduğunu, galericilerin ciddi anlamda iş yeri sıkıntısı yaşamaya başladığını belirtmişti.

Otel hizmeti de verecek AVM konseptinde ikinci el oto pazarı projesini kamuoyuna ilan etmişti.

İşte ne olduysa bundan sonra gerçekleşti.

Hakan Yanık’ın projeye karşı çıkan siyasi bir kesimin hedefi haline geldiği iddia edildi.

Öyle ki Yanık, iftiralarla dolu paylaşımların ailesine kadar ulaştırıldığını ifade etti.

Haksız iddialar, isimsiz telefonlar yüzünden hayli zor günler geçirdiğini dile getirdi.

Yaşananlardan şüphesiz ki galerici esnafı da haberdardı.

Hakan Yanık’ın tazelediği güven bu açıdan ayrıca anlamlı.

Siyasi güç dengelerinin artık esnaf üzerinde eskisi kadar etkin olmadığını göstermesi bakımından da çarpıcı.

Peki, rafa kaldırılmak zorunda bırakılan AVM konseptinde ikinci el oto pazarı projesi yeni engellemelere maruz kalacak mı?

Bu sorunun yanıtını önümüzdeki günler gösterecek olsa da izlenimimiz seçimden güçlü çıkan Yanık’ın mani olunmaya çalışılsa da olası baskılarla mücadeleye devam edeceği ve projeden geri adım atmayacağı yönünde.