Olay Gazetesi Bursa

Kriptoda korkutan vurgun endişesi

Geçtiğimiz sene Türkiye’nin kripto parada Avrupa birincisi olduğunu gösteren çeşitli araştırmalar yayınlanmıştı. Ülkemizde 5 milyondan fazla yatırımcı olduğu ortaya çıkmıştı. Çok konuşulan dev kripto para borsası vurgunlarına da yine bu topraklarda imza atıldı! Cumhuriyet tarihinin en büyük bireysel dolandırıcılığı şeklinde lanse edilen Thodex vakasında hala firari olan Faruk Fatih Özer’in 2 milyar dolarla Tayland’a kaçtığı […]

Geçtiğimiz sene Türkiye’nin kripto parada Avrupa birincisi olduğunu gösteren çeşitli araştırmalar yayınlanmıştı.

Ülkemizde 5 milyondan fazla yatırımcı olduğu ortaya çıkmıştı.

Çok konuşulan dev kripto para borsası vurgunlarına da yine bu topraklarda imza atıldı!

Cumhuriyet tarihinin en büyük bireysel dolandırıcılığı şeklinde lanse edilen Thodex vakasında hala firari olan Faruk Fatih Özer’in 2 milyar dolarla Tayland’a kaçtığı iddiası uzun süre kamuoyu gündeminde kaldı.

Son olarak yine hatırı sayılır Türk borsalarından birine erişim engeli yaşanması, yatırımcıları heyecanlandırdı.

Neyse ki bu kez korkulan olmadı.

Teknik arızanın giderilmesinden sonra söz konusu borsada tekrar işlemlere başlandı.

Sosyal medyada olaya ilişkin esen panik havası, vatandaşın kripto varlıklarla sıkı ilişkisini göstermesi bakımından ayrıca anlamlı.

Önceki hafta bir AVM’deki mağazayı ziyaret ettiğimde satış görevlilerinin ana gündemi kripto paralardı.

Dün gittiğim markette de manzara farksızdı.

Kasiyerler az-çok demeden, ellerine geçen ne varsa “coin”lere yatırdıklarını aralarında konuşuyorlardı.

Aslında Türkiye’de kripto borsalarda işlem yapan kullanıcıların çoğu küçük yatırımcı.

Zarar ederlerse ciddi kayıpları olacak, ödenemeyen borçları mali yüklerini hayli artıracak…

Ancak buna karşın belki katlanır umuduyla tüm paralarını dijital varlıklara aktarmaya devam ediyorlar.

Süreç içinde çoğu Bitcoin’in ilk büyük yatırımcılardan oluşan, piyasadaki isimleriyle “balinalar”ın yemi oluyor.

Geriyeyse kişiyi yaşamına son vermeye kadar götüren çok acı olaylar, dağılan aileler, tükünen umutlar, büyük bunalımlar kalıyor.

Peki, ülkemizde kriptoya olan yoğun ilginin sebebini nasıl okumalıyız?

Uludağ Üniversitesi İktisat Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, sohbetimizde “Türkiye kriptoda Avrupa’da birinci dünyada 4. sırada. Özellikle bizdeki 2008 krizi sonrası ve hatta 2017 sonrası ciddi bir yatırımcı artışı var. Bunun en temel sebebi kripto paraların sağladığı yüksek kazanç. Ben kripto paraları yatırım aracı olarak riskli ve spekülatif buluyorum” dedi ve şunları kaydetti:

Yatırımcılar için iyi bir kazanç kapısı değil. Çünkü fiyatları yani değerleri çok yüksek ve ani iniş-çıkışa sahip. Fiyat volatilitesi çok yüksek. Bu volatiliteye müdahale edebilecek merkezi bir kurum ve yapının olmaması da bir diğer sorun. Bu nedenle yatırım yapacaklar paraların tamamını yatırmamalı, portföy oluşturarak bir kısmında yer vermeli kriptoya. Ben kriptoya yatırımı önermiyorum. Ama illa yönelinecek ise yatırımcı mantığı ile yani uzun vadeli değil trader mantığı ile kısa süreli al-sat yapmaları daha iyi olabilir.”

Yüksek getiri elde ederim düşüncesi kriptoya olan talebi körüklüyor.

Çünkü maaşlar enflasyon karşısında eriyor…

Alım gücü düşüyor…

Türk Lirası’nın değer kaybı durdurulamadığı için vatandaş gelecek şöyle dursun en azından günü kurtarayım fikri ile soluğu kriptoda alıyor.

Eryılmaz’a hazır yeri gelmişken enflasyondaki son durumu da sordum.

Zira etiketlerde aşağı yönlü bir hareketlenmeye rastlanmıyor.

Aksine zam yağmuru aralıksız devam ediyor.

Eryılmaz’ın enflasyonla ilgili beklentisi şöyle:

“Haziran’a kadar düşüş çok mümkün görünmüyor. Bu noktada hakim beklenti yılın ikinci yarısında %50’leri gören bir enflasyon bizi bekliyor. Enflasyon ancak yılın ikinci yarısında bir düşme sonrası belirli bir süre kalıcılık sağlayacak yani sabit kalacak. Yılı en iyi ihtimalle en az %33 civarı kapatırız. %30’un altı çok zor. ÜFE-TÜFE makası yüksek, enerji ve emtia fiyatları yükselişte ve gıda fiyatları da yükselmeye devam edecek.

BURSA’DA ARA SOKAKLAR KİMİN UMURUNDA?

Kar yağışıyla mücadelede belediyelerin başarı kriteri sadece ana arterlerin açık olması olmamalı.

Kimse de kendini bir illüzyona kaptırmamalı.

2022’deyiz…

Aksi bir durum normalde zaten hiç yaşanmamalı.

Üstelik…

Ara sokaklar buz pistine dönmüşse…

Kaldırımlarda yürümek mümkün değilse…

Sokak hayvanları çaresizse…

Ve siz kendi kendinize hala ana arterlerimiz açık, harika bir sınav verdik/veriyoruz diyorsanız…

Uygar kentleşmeden ne anladığınız ciddi şekilde tartışılır.