AB’nin ekonomi karnesine ABD damgası

Avrupa Birliği’nin son 5 yıllık ekonomi karnesine, ABD ile ticari ilişkilerde yaşanan gerilim ve uzlaşmazlıklar damga vurdu.

AB’nin ekonomi karnesine ABD damgası

Cumartesi günü görev süresi sona eren birliğin komisyon başkanı Juncker’in yatırım planı hem olumlu, hem de olumsuz sonuçlara neden oldu. 

AB Komisyonu Eski Başkanı Jean-Claude Juncker’in adıyla özdeşleşen ve AB ülkelerinde küresel finansal kriz sonrasında azalan yatırımları artırmak amacıyla 2014 yılında yeni bir yatırım planı ortaya kondu. ‘Juncker Planı’ olarak adlandırılan yatırım programına, AB ile Avrupa Yatırım Bankası bütçelerinden toplam 33,5 milyar avroluk kaynak doğrudan aktarıldı. Ortaya çıkan fonla özel ve kamu sektörleri iş birliğinde özellikle stratejik altyapı projelerine desteklemeler verilerek AB ekonomisinde 300-400 milyar avroluk bir hareketlilik ortaya kondu. Böylece AB ekonomisinde bir canlanma gözlemlendi.

İŞSİZLİK ORANLARI DÜŞTÜ

Juncker Komisyonu’nun görev süresinde önceki dönemin aksine AB ve Euro Bölgesi ekonomileri hep pozitif büyüme rakamları yakalarken, işsizlik oranları da her yıl geriledi. En son açıklanan verilerde ise AB’de ortalama işsizlik oranının yüzde 6,3’e, Euro Bölgesi’nde ise yüzde 7,5’e kadar inmesi dikkat çekti. Söz konusu işsizlik rakamları, Avrupa’da 2000 yılından beri ölçülen en düşük seviyeleri buldu. AB Komisyonu’nun, söz konusu 5 yıllık görev süresince üye ülkelerde 14 milyon yeni istihdam ortaya çıkarması başarı hanesine yazıldı.

YUNANİSTAN ‘KURTARILDI’

Juncker Komisyonu, ekonomik kriz içindeki Yunanistan’ın kurtarılmasında da öncü rol oynadı. Yunanistan’la kreditörler arasında 2015 yılında 3’üncü kurtarma programı üzerinde anlaşma yapılmasını destekleyen Komisyon, ülkenin Euro Bölgesi’nden kopmasına engel oldu. Yunanistan’a toplam 86 milyar avroluk yeni kredi sağlanan kurtarma programıyla ülkedeki yapısal reformların desteklenmesi ve borcun sürdürülebilir hale getirilmesi sağlandı. Böylece kemer sıkma politikalarının ardından Yunanistan’ın yeniden pozitif ekonomik büyümeyi yakalaması ve bütçe fazlası vermesi başarıldı.

EURO KULLANIMI

Küresel ticarette doların egemenliğinden rahatsızlık duyan Brüksel, euronun uluslararası rolünü güçlendirmek için çalışmalar yürüttü. Enerji ithalatından birlik ülkelerinde üretilen uçaklara kadar çeşitli ticari işlemlerin ABD doları yerine avro ile yapılması yönünde tavsiye kararları alındı. Böylelikle euronun küresel olarak kullanımının yaygınlaştırılması amaçlandı. AB Komisyonu’nun, Avrupa’daki finansal sistemin daha istikrarlı bir hal alması ve sermaye piyasalarının geliştirilmesi yönünde adımlar atmasına karşın söz konusu düzenleme tekliflerinin pek çoğu yasalaşamadı. Ekonomik ve parasal birlik alanında yapılan çalışmalara, üye ülkelerin ekonomik yapılarındaki farklılıklar ve bu konuda siyasi uzlaşı sağlanamaması engel oldu. AB’de özellikle bankacılık birliği ve ortak bir mevduat garanti sistemi kurulması müzakereleri sonuçsuz kaldı.

VE BREXIT BELİRSİZLİĞİ…

Juncker Komisyonu gündeminde, İngiltere’nin birlikten ayrılması (Brexit) ana başlıklar arasında yer alırken, yaklaşık 3 yıl süren ayrılık müzakerelerinde önemli ölçüde zaman ve emek harcandı. Brexit’in ortaya çıkardığı belirsizlikler öncelikle İngiltere’de olmakla birlikte AB ekonomisinde de kırılgan bir iş ortamına neden oldu. AB ve İngiltere’nin uzlaştığı anlaşmanın onaylanamaması, kıtaya yönelik ekonomik beklentileri olumsuz etkiledi. 
İngiltere’nin AB’den anlaşmasız bir biçimde ayrılması riski, diğer 27 ülke ekonomisine yönelik büyüme beklentilerini aşağıya çeken bir unsur olarak öne çıktı. 

ABD İLE TİCARİ GERİLİM

AB’de Juncker dönemi ABD ile ciddi ticari gerilimlere sahne oldu. AB ve ABD arasında yapılması beklenen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşması müzakereleri, korumacı ekonomi politikalarını savunan Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesiyle rafa kaldırıldı. AB ile ABD arasında ticari gerilimlerde tansiyonu, ABD Başkanı Trump’ın 2018 yılında ulusal güvenlik gerekçesiyle devreye aldığı ithal çelik ve alüminyuma ilave gümrük vergileri uygulama kararı yükseltti. Yoğun müzakerelere rağmen AB tarafı, ABD’yi çelik ve alüminyuma sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10’luk gümrük vergisi uygulama kararından vazgeçiremedi. ABD’ye karşı ticari misilleme yapan AB, yüzlerce farklı ABD ürününe yüzde 25 oranında gümrük vergisi uygulamaya başladı.

AB’nin misilleme kararının ardından ABD Başkanı Trump, Avrupa’yı en hassas sektörlerinden biri olan otomotiv ile tehdit etti. Trump, Avrupa’dan ithal edilen tüm araçlara yüzde 20 ek gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunarak zaten gergin devam eden transatlantik ilişkilerde tansiyonu daha da yükseltti.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X