Bütün diziler birbirine benziyor

Usta oyuncu, yönetmen ve yazar Selen Uçer, yeni oyunu ‘Güle Güle Diva’yı sahnelemek üzere geldiği Podyum Sanat Mahal’de Olay Çekirge’ye özel açıklamalarda bulundu. Uçer, kendisinin de zaman zaman içinde olduğu dizi sektörünü eleştirdi.

Bütün diziler birbirine benziyor

RÖPORTAJ: SERHAT HALLAÇ

Oyunculuk yüksek lisansını ABD’de tamamlayan ve yazdığı oyun Broadway’de sahnelenen oyuncu Selen Uçer, yeni oyunu ‘Güle Güle Diva’ ile sahnede.

Oyununu önceki akşam  Podyum Sanat Mahal’de Bursalılarla buluşturan Uçer, sahne öncesi ise Olay Çekirge‘ye konuştu.

Son olarak ‘Koca Koca Yalanlar’ dizisinde Nilgün karakterini canlandıran Uçer, sektörü eleştirdi. Dizi sürelerinin hala çok uzun olduğunu düşünen Uçer, bir çok senaryonun ise birbirine benzediğini söylüyor. Sanatçıyı en çok düşündüren ise seyircinin benzer hikayeleri gösterdiği büyük ilgi…

3767602-srt_7295__50712.jpg

► Yeni oyununuz ‘Güle Güle Diva’. Sahnede tek başınıza 11 farklı karektere hayat veriyorsunuz. Keyifli ve bir o kadar da zor olmalı?

‘Uzun zamandır böyle bir şeyin üzerinde çalışıyorduk. Ben de kariyerimin bu noktasında bu hikayeye kendimi hazır hissettim ve anlatmak istedim. Benim için zorlayıcı oldu. Çok disiplin ve kondisyon gerektiren bir iş. Ben de bunu denemek istedim. Aslında bu hikaye kendi yaşadıklarımızdan ortaya çıktı. Doğaçladık ve çalışmalar yaptık. Konuları ben besledim ve malzeme verdim. Sonuçta güzel bir oyun ortaya çıkardık.’ 

► Türkiye’de özellikle ekranda olan oyuncuların ortak sorunu sürekli aynı tipteki rolleri canlandırıyor olmaları. Sizin 11 farklı karakterle sahneye çıkmanız bu duruma bir atıf mı?

‘Benim için önemli olan kendi işimin en özenli ve detaylı hallerini yapmak. Başkası ne yapmış, ben ne yapmışım diye bakmıyorum. Dünya çapında bir sürü oyuncu var ve herkes yeni oynadığım rol eskisine benzemesin diye uğraşır. Bazen benzer şeyler oynamak zorunda kalabiliyoruz. Her yaptığın işte yenilik ve o hikayenin getirdiği bir orjinallik olması lazım. Ben de onun için uğraşmaya çalışıyorum.’ 

► Son olarak ‘Koca Koca Yalanlar’ dizisinde çok renkli bir karakteri canlandırdınız. Sizi daha sonra bir projede göremedik. Dizilere sıcak bakmıyor musunuz?

‘Dizi süreleri çok büyük bir sorun. 6-7 sene öncesine göre daha kötü durumda ama iyi işler var yine de. Her sezon birkaç tane dizi belirginleşiyor. ‘İstanbullu Gelin’, ‘Çukur& gibi iyi işler oluyor. İnternet işleri de güzel. ‘Masum’ gibi bir dizi çıktı mesela. Ama asıl sorun sürelerin uzunluğu ve konuların birbirine benziyor olması. İzleyiciye verdikçe onlar da aynı şeyi istiyor. Birileri kötü domates satıyor diye herkesin kötü domates satmaması lazım. Bir kere şartların iyileşmesi lazım setlerde. Bu işi yapan insanlara değer verilmesi, çalışma şartlarının düzelmesi lazım. Bence öncelikli olan bu.’ 

► Oyuncular tüm bu zorluklara diziden daha çok kazandıkları için mi katlanıyorlar?

‘Televizyon da oyuncunun bir çalışma alanıdır. Ben hiçbir şeyi daha yukarı yada aşağı koymuyorum. Ama tiyatro daha er meydanı bir alan. Televizyon daha çabuk tüketilen çalışma yeri. Benim ilk tercihim sinema. Tiyatroda ise aynı heyecanın başka bir türü var. Televizyonda da o heyecan var ama çabuk tüketiliyor. Bizim bir zorunluluğumuz yok, hepsi işimiz. Esas olan bir hikaye anlatmak. İster klasik işlerle anlat, ister bir dizi senaryosunda anlat. İster komedide anlat. Oyunculuk hikaye anlatmanın bir türüdür. Oyuncuların ve oyuncu olmak isteyenlerin bunu hatırlaması gerek. Magazin de bu işin bir parçası ama esası değil. Oradan hareket edersen eninde sonunda sorun çıkar. Benim de bazı dönemlerde bu tür şeylerin içinde bulunduğum oldu.’

► Selen Hanım teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz.

‘Ben teşekkür ederim, herkesi oyunumuza bekliyoruz.’

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X