Suriye ve Filistin topraklarında İsrail cirit atıyor, bir Allah’ın kulu da çıkıp “Sen ne yapıyorsun?” diyemiyor. Bu bir şımarıklık, Netanyahu şımarıklığı… “Arkamda ABD var ben istediğimi yaparım, bana kimse karışamaz. Sıkıysa karışın!” Dediği bu.

Örneğin İsrail, 1 Aralık’ta Şam’a yakın bir askeri mevzii savaş uçaklarıyla bombaladı. İsrail’in iddiasına göre gerekçesi bombalanan yerde silah ve patlayıcı yapılmasıydı. Tabii iddia bu kadarla kalmıyordu. Operasyonu haklı çıkarabilmek için araya Hizbullah’ı da sıkıştırıyordu İsrail. Ama en iyisi Filistin’di. İslami Cihad Hareketi havan toplarıyla saldırı düzenlemişti. Saldırı da İsrail topraklarına yapılmıyordu. İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’nde bulunan askeri mevzileri hedef alıyordu. Tel Aviv bunu söylüyordu. Ve bunu öylesine anlatıyorlardı ki, suçlu Suriye’ydi, İran’dı, Filistin’di.

*

Gelelim işin doğrusuna. Asıl saldırgan olan İsrail. Ama Filistin, Hizbullah ve Suriye ordusu saldırmıyor mu? Saldırıyorlar elbette. Ama hep yanıt veren oluyorlar. Yani bir saldırı geliyor, Suriye o saldırıya karşılık veriyor.

Ertesi gün dünya medyasına baktığımızda, saldıran Suriye, karşılık veren İsrail. Yuh demek geliyor insanın içinden. Bu kadar vicdansızlık olur mu?

Ama tahrik ediyorlar İsrail’i Batılılar, en başta da ABD…

*

Yapmayın, Ortadoğu’da bir felakete yol açmayın! İsrail’in başındaki adam da Trump gibi abuk sabuk biri. Kuzey Kore derken Ortadoğu’yu patlatmayın!

İlle de bir şey yapmak istiyorsanız, iyi şeyler, olumlu şeyler yapın. Örneğin Filistin sorununu çözün. Filistin topraklarına barış getirin. Suriye’yle artık kavga etmeyin. Hatta İran’la da kavga etmeyin.

İsrail, İran’dan korkusuna silahlanıyor. İran ve Suriye de, İsrail ve müttefiklerinden duyduğu endişeyle hep ama hep teyakkuzda. Toplumlar bu şekilde yaşamlarını nereye kadar sürdürebilirler ki…

*

BM var, uluslararası toplum var, uluslararası hukuk var… Bunların hepsi var. Hatta fazlası var.

Ama bir duyarsızlıktır, gidiyor. Bunu özellikle mi yapıyorlar? Evet diyerek suçlu icat etmeyelim. Ama Batılıların Suriye, İran ve Filistinlilerden hiç hoşlanmadıkları bir gerçek. Tümü değil tabii. Haklarını yemeyelim. Onları sevenler de var üst düzeyde.

İsrail’i durduran da onlar zaten.

*

Ne var ki, bu durum, sonsuza kadar sürmez, süremez. Bunu herkes biliyor.

Biliyor da kimse kılını kıpırdatmıyor. Biri ya da birileri kıpırdatmalı artık.

Diyorsanız ki, ABD varken bize mi düşecek Ortadoğu barışını tartışmak…

Evet, bize düşecek. Düştü de zaten. Rusya Ortadoğu’ya indikten sonra durum çok değişti. Astana süreci büyük farklılık yarattı. BM bile ipe un serilemeyeceğini anladı ve hareketlendi.

*

Dahası, Ruslar Suudi Arabistan’la İran’ın arasını yapmaya çalışıyorlar. Bugüne değin böyle bir çaba olmamıştı. Düşünsenize, Riyad ve Tahran barışıyor. Öyle böyle değil. Çok büyük bir olay bu. Eğer olursa müthiş bir sonuç olur.

Daha önce böyle durumlarda ABD diplomasisinden benzer yaratıcı çözüm önerileri geliyor muydu?