Gördüğümüz şu: Siyasi partilerin yöneticileri bir yandan son hafta için özel çalışma planları hazırlarken, bir yandan 7 Haziran’da sandığa gitmeyen küs seçmeni 1 Kasım’da sandığa çekebilecek yöntemler araştırıyorlar.
Bir yandan da…
Gözleri televizyon ekranlarında, terör saldırısı ya da kamuoyunu etkilemeye yönelik herhangi bir gelişme olup olmadığını izlemeye çalışıyorlar.
Aslında…
Demokrasileri ya da devlet ve toplumsal kuralları normal işleyen ülkelerde siyasetçileri seçimi etkileyecek gelişme kaygısına sokacak bir şey olmaz.
Gelin görün ki…
Burası Türkiye ve her an sürprize açık bir ülke. O nedenle siyasetçiler normal akış sırasında bile etrafı kollama gereği duyuyorlar.
Paranoya bir yana, son haftaya girilirken partilerin en önemli hesabının 7 Haziran’daki küs seçmen olduğu ortada.
Gerçi…
AK Parti İl Başkanı Cemalettin Torun, bu rakamın sanıldığı kadar yüksek olmadığını ve sonuçta ciddi bir değişiklik yapmayacağını düşünse de, siyasal sinerji hareketlerinin yüksek oy alan partilerde daha yüksek sonuçlar ortaya çıkardığı biliniyor.
O nedenle…
Torun’un çok üzerinde durmadığı izlenimi vermesine karşın, küskün seçmen konusu göz ardı edilecek gibi değil.
Nitekim…
Mevcut seçmenin yüzde 5’lik diliminin bile yeni seçmen gibi devreye girmesi oy dağılımını sanılandan daha fazla etkileyeceğe benziyor.
Zaten…
Soru da tam bu noktadan doğuyor: 7 Haziran’da sandığa gitmeyen küs seçmen, 1 Kasım’da oyunu kullanırsa siyasal dengeyi nasıl etkiler, neleri değiştirir?
Bugün için…
Böyle bir sorunun cevabını verebilecek kimse yok. Belki kamuoyu araştırmaları bir fikir verebilir, ama bu yönde bir araştırma yapıldığını da duymadık.
Yani…
Ortada enteresan bir durum var. İpuçlarını çözen ve küskün seçmenin gönlünü kazanan parti sandıkta sanılandan çok daha avantajı olacak.
Görünen bu.
Belediye gücü AK Parti’nin avantajı
1 Kasım’da milletvekili genel seçimi yapılacak, ama seçim kampanyalarında belediyeler faktörü kendini hissettiriyor.
Nilüfer ve Mudanya ile 2 belediyeye sahip CHP’ye karşılık, Büyükşehir’in yanı sıra 15 ilçe belediyesi AK Parti için büyük bir avantaj.
Özellikle de…
Bütünşehir yasasından sonra il sınırlarının tamamı Büyükşehir kapsamına girdiği için, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe öne çıktı. O nedenle de, kendi bölgelerinde çalışan ilçelere karşın Altepe her yerde sahaya çıkıyor.
AK Parti’nin Faruk Çelik’li reklamı YouTube’u salladı
Hemen baştan söyleyelim… İzlerken insanın tüyleri diken diken oluyor, resmen etkileniyor. Senaryo da, görüntüler de çok çarpıcı.
Sınır bölgesinde bir karakol…
Türk askeri nöbetteyken bir terörist de kayanın arkasından nişan alıp telsizle kendi üstlerine bildiriyor, “Atış serbest” komutu alıyor. Fakat nöbetteki askeri tam göremiyor.
Sürünerek biraz daha yaklaşıyor. Yeniden nişan aldığında askerin Kürtçe türkü söylediğini duyuyor. Parmağı tetikte, telsize sarılıp bunu bildiriyor. Karşıdan “Sana ne, öldürsene” talimatı geliyor.
Yeniden nişan alıyor. Tam tetiğe basacağı sırada gözünün önünde şehit cenazeleri canlanıyor.
Bunun üzerine…
Ateş edemeyen ve Kürtçe türkü söyleyen askeri vuramayan terörist silahı bırakıp, üstündekileri çıkarıyor. Kendi giysileriyle aşağı iniyor ve nöbetçinin önünden geçerken de elini kaldırıp Kürtçe olarak “Hayırlı nöbetler asker” diyor.
Asker de yine Kürtçe olarak “Eyvallah kardeşim” cevabını veriyor.
Sonra da…
Ekrana AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Adayı olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik geliyor. İkinci kez Urfa’dan aday gösterilen Çelik, bugünkü süreçte bölgeye yönelik kritik mesajı kısa üç cümleyle veriyor:
“Mesele memleket meselesi. Oyunuza dikkat edin. Oyuna gelmeyin.”
İşte…
AK Parti’nin Güneydoğu’ya mesaj için hazırlayıp “Oyuna Gelme Kardeşim” başlığıyla duyurduğu Faruk Çelik’li reklam filmi, dün video paylaşım sitesi YouTube’u resmen salladı ve izlenme rekorları kırıldı.
DSP’li adaylar umut dolu: Meclis’te 5. parti DSP olacak
Düşündüğümüzü dün yüzlerine söyledik… DSP’de siyaset yapmayı seçen ya da sürdürenleri önemsiyoruz. Çünkü, iktidar ya da iktidar adayı partiler varken DSP’de siyaset ısrarı tamamen bir gönül ve ideal işi.
Onlar da…
Umutla doğru olduğuna inandıkları şeyleri topluma anlatıp yeniden iktidar olmak için çalışıyorlar.
Nitekim…
Parti Meclisi Üyesi ve Bursa 2. Sıra Adayı Murat Özbilge önderliğinde dün ziyaretimize gelen Necmettin Şengül, Fatih Dündar Gürel, Ramazan Halaç, Murat Sağduyu, Hilmi Küçük ve yerel seçimde Yenişehir Adayı olan Mesut Durak’la düşüncelerimizi paylaşmanın yanında, 1 kasım seçimini konuştuk.
Öncelikle…
Türkiye’de insanların ayrıştırıldığına inanıyorlar. Geçtiğimiz hafta sonu DSP Genel Başkanı Masum Türker’in dile getirdiği “Meclis’te 5. parti” konusunda da umutlular:
“Meclis’teki 5. parti DSP olacak.”
Doğal olarak, seçim barajı ile DSP’nin oy miktarı arasındaki mesafeyi anımsattık. Cevabı DSP Parti Meclisi Üyesi olarak Murat Özbilge verdi:
“Baraj falan yok, bunların hepsi aldatmaca. Baraj varmış gibi algı oluşturuluyor.”
Sonra da konuya şöyle açıklık getirdi:
“Partimiz seçilmeye yeterli sayıda oy alırsa, seçilme hakkımızın engellendiğini belirterek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz. Böylece parlamentoya gireceğiz.”
Şunu da ekledi:
“Ama önce DSP seçmeninin kendi partisine oy vermesi lazım. Çünkü, oy verdiği takdirde DSP seçilecek.”
DSP’den AİHM’e baraj başvurusu
Gerçi… Seçimde DSP’nin milletvekili çıkaracak kadar oy aldığı illerde seçim barajına takılması halinde harekete geçilecek, ama DSP Genel Merkezi ilk girişimini yaptı bile.
Onu da Özbilge açıkladı:
“Seçim barajının kaldırılması için her yere başvurduk. Fakat iç hukuk yolları tükenince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gittik. Süreç şimdi orada işliyor.”

Flipboard