Anadolu kentlerindeki futbol takımları önce finansal anlamda güçlü olacaklar ki, sportif başarı bununla gelecek. O nedenle, gazetelerde Anadolu takımlarıyla ilgili sık sık “kulübün anahtarının belediye başkanına teslim edileceği” haberleri yayınlanır.

Bir ara Bursaspor için de benzer şeyler yaşandı.

Fakat…

Son dönemde Bursaspor’un arkasında bir güç ortaya çıktı: Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe.

Takım için parasal destek mi gerekiyor, Altepe kolları sıvayıp kentin Bakanı ile birlikte o yardımı topluyor. Deplasmanlarda takımı yalnız bırakmıyor. Kentin bir baştan bir başa Bursaspor bayraklarıyla donatıyor.

En önemlisi…

Bursaspor için dünyanın ilgisini çeken özelliklere sahip müthiş bir stadyum yapıyor.

Bunlara…

Bursaspor’a sürekli para akışı sağlayacak küçük de olsa bir yenisini geçenlerde ekledi. Burfaş’ın işlettiği Büyükşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde artık Bursaspor Pastası yapılıp satılıyor. Satılan her Bursaspor Pastası’nın yüzde 30’u Bursaspor’a veriliyor.

Şimdi…

Altepe bir başka Büyükşehir üretimi olan ürünü Bursaspor için gelir kaynağı haline getiriyor.

Besaş tarafından Keles’teki Süt İşleme Tesisi’nde üretilen ayranlar artık Bursaspor markası taşıyacak.

Dahası…

Satılacak her ayran bardağının yüzde 10’u Bursaspor’a gelir olarak gidecek.

Kararı…

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’yle konuştuk. “Amacımız Bursaspor’un gelirlerini arttırmak. Büyükşehir olarak yapabileceğimiz ne varsa yapmaya çalışıyoruz” diye söze başladı.

Sonra sözü ayrana getirdi:

“Besaş’ın ürettiği ve büyük beğeni gören ayran bardaklarına Bursaspor logosu koyduk. Satılacak her ayranın yüzde 10’u Bursaspor’agelir olacak.”

Şunu vurguladı:

“Ayran, tüketimi çok olan bir ürün. Ben inanıyorum ki, Bursaspor sevgisiyle daha fazla ayran tüketilecek ve bu da Bursaspor’a katkı olacak.”

Şunu da ekledi:

“Ancak yalnızca Büyükşehir’in pasta ve ayrandan pay vermesiyle bu iş olmaz. Bu kentte üretim yapan herkesin böyle yapması gerekir.”

Örnek de verdi:

“Başta meşrubat ve meyve suyu firmaları olmak üzere, kestane şekerinden havluya kadar Bursa’da üretim yapan tüm firmalar da buna katılmalı.”

Beklentisi şu:

“Bunlar ilk anda küçük gelirler gibi görülebilir. Ama sürekliliği olduğu için toplamda çok büyük bir gelir kaynağına dönüşür.”

 

26 yıl önce bu başlığı attık: Emin İmen değil, O Bizim Himen!

 

Bursa Büyükşehir Belediypesi Bayan Voleybol Takımı çok büyük bir başarıya imza atıp Avrupa Şampiyonu oldu. Maçı pazar günü televizyondan izlerken yerimizde duramadık.

Voleyboldaki altın set uygulamasının son sayısı da alınınca havalara zıpladık. Kızlarımızın hepsinin smaçları, blokları, manşetleri sağolsun.

Defalarca Avrupa Şampiyonu olmuş, Rusya’da şampiyonluklara ambargo koymuş, finale kadar yalnızca 1 set vererek gelen çok deneyimli bir takımı Bursa’da yerle bir ettiler.

Bu başarıyı anlatmak mümkün değil.

Fakat…

Şampiyonluğa ulaşan o altın kızların başında büyük bir voleybol dehası var: Emin İmen.

Hocyla dostluğumuz İsmail Kemankaş sayesinde eskidir. Hatta, DSİ’nin kız takımını gencecik bir antrenör olarak gençler kategorisinde Türkiye Şampiyonu yaptığında, o dönem çalıştığımız Hakimiyet gazetesinde, yine o dönemin tutkulu oyunu ve filmini çağrıştırarak şu başlığı attık:

Emin İmen, O Bizim Himen.

Önceki akşam, şampiyonluğu getiren Büyükşehir Belediyesi oyuncuları Meryem Boz, Birgül Güler, İpek Soroğlu ve Selen Kafadar’la birlikte Olay TV’de Orhan Güney’in sunduğu Final programındaydılar. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin de katıldığı program sonrası sohbet ederken o başlık geldi aklımıza.

Emin İmen, gerçekten de bizim Himen.

O artı Avrupha Şampiyonu bir hoca. Emin Hoca’yı da, altın kızlarını da kutluyoruz. Bursa’ya çok büyük bir başarı yaşattılar.

 

Erdal Çolak: Biz onunla arkadaş değil, ayrılmayan kardeştik

 

Her şey gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geldi geçti… Dün akşam gazetedeki odamızda bilgisayar klavyesinin başına geçtiğimizde, çalan telefon bizi aldı, çok eskilere götürdü. 1 ay sonra 39. yılına girecek gazetecilik yaşamımızı anımsadık.

Gazetecilikte ilk arkadaş olarak Erdal Çolak’ı tanıdık. Biz Bursa Marmara’da yeni başlamıştık, o Türk Haberler Ajansı’nda muhabirdi. Bizden eski ve deneyimliydi. İlk zamanlar, habere gittiğimizde en büyük yardımı hep Erdal’dan gördük.

O THA’dan Bursa Hakimiyet’e, biz de Bursa Marmara’dan Doğru Hakimiyet’e geçtik. Erdal daha sonra Anadolu Ajansı Bölge Müdürlüğü’nde kurucu kadroda yer aldı.

Bursa Gazeteciler Cemiyeti yönetimlerinde birlikte görev aldık. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nda birlikte görev yaptık.

Her yere birlikte gittik, Vilayet Muhabiri olarak birlikte haber kovaladık. Aynı yıl evlendik. Aynı yıl çocuklarımız oldu. 2 arkadaş olarak başlayan dostluğumuz önce eşlerle 4 kişiye, sonra ilk çocuklarla 6 kişiye, daha sonra ikinci çocuklarla 8 kişiye çıktı.

1983’te Hakimiyet’te buluştuk. Fakat birlikte çalışma keyfini çok uzun sürdüremedik. Biz Hakimiyet’te kalırken o Bursa Hakimiyet’e gitti. 1990 yılında bu kez Yeni Gün’de buluştuk, ama gazete kapanınca Olay’da bir kez daha birlikte çalışma şansı yakaladık.

Mükemmel bir dost, mükemmel bir gazeteciydi. Haberi yazarken en küçük ayrıntıyı dahi atlamazdı. Okuyucunun merak edeceği her unsuru haberde işlerdi.

Bitmeyen bir enerjisi, sürekli üreten espri anlayışıyla çevresine pozitif enerji saçardı.

Son olarak…

Bursa Gazeteciler Vakfı yönetiminde yine beraber görev üstlendik.

Ne olduğunu anlayamadık. 10 gün önce zatürree tanısıyla tedavi altına alındı. Perşembe gününden beri yoğun bakımdaydı. Pazartesi günü duran kalbi 10 dakika sonra çalıştırılabildi. Her şeyin yapılmasına, her çabanın gösterilmesine karşın dün akşam Erdal’ı kaybettik.

Çok eski bir dosttan öteye, kardeşimizi kaybetmiş gibi olduk. Acımız büyük. Erdal’a Allah’tan rahmet diliyoruz. Başımız sağolsun.