Her şey… Bir dost ortamında “Sürekli yeni hastane projeleri konuşuyoruz, neredeyse kamu hastaneleri sayısı kadar özel hastanemiz oldu. Ama sağlık alanında sorunlar bitmiyor” noktasına gelinmesiyle başladı.

Şöyle bir düşündük, tanıklık ettiğimiz Bursa’nın yakın geçmişi gözümüzün önünden geldi geçti.

70’li yıllara kadar kent merkezinde Devlet Hastanesi vardı. Askeri Hastane ise yalnızca silahlı kuvvetler mensupları içindi. Çekirge’de SSK Hastanesi açıldığında sağlık devrimi kabul edildi. Herkes çok sevindi, mutlu oldu.

Fakat…

Bursa’nın nüfusu çok hızlı artıyordu. O nedenle kısa sürede hem Devlet Hastanesi, hem de SSK Hastanesi gereksinimi karşılayamaz hale geldi.

Zübeydehanım Doğumevi açıldığındaysa, kadın-doğum kliniği için ayrılan yataklar boşaldığı için Devlet Hastanesi nefes alma şansı buldu.

Ama…

Bugün Çekirge Devlet Hastanesi olarak kullanılan SSK Hastanesi, sigortalı hastaların tek seçeneği olarak taşıyamayacağı sağlık yükü altında ezildi. Günlük çözüme yönelik eklemelerle de ortaya da labirent gibi bir bina çıktı.

Aynı süreçte…

Yani 70’li yıllarda Tıp Fakültesi Hastanesi de devreye girdi. Ankara Yolu üzerinde Göğüs Hastanesi olarak inşa edilen ve bugün Yüksek İhtisas Hastanesi olarak kullanılan bina Tıp Fakültesi Hastanesi oldu, ama şehir mücavir alanı dışında kaldığı için ulaşım sıkıntısı yaşanıyordu.

Söylemek istediğimiz şu:

45-50 yıl önce bu kentte yalnızca bir hastane vardı ve hem kent merkezine, hem ilçelerden gelenlere sağlık hizmeti veriyordu. Bugün kent içinde kamu hastaneleri sayısı arttı. Göğüs, onkoloji, çocuk, doğum, spastik, ruh sağlığı gibi ihtisas hastaneleri çoğaldı.

Ayrıca…

Özel hastane sayısı kamu hastaneleriyle yarışıyor. Yüksek İhtisas ve Şevket Yılmaz hastaneleri başlı başına kazanç.

İşte…

Bütün bunları anımsadığımızda bir yandan “Neredeeeen, nereye” diyoruz, bir yandan da “Hastane sayısı çoğaldı, ama sorun bitmedi” diye hayıflanıyoruz.

Çünkü…

Bursa sorunlarını çözebilen bir kent olmaktan çıktı, aksine sorunlarını büyüten

garip bir kent haline geldi.

 

Kent Hastanesi’nde boşa geçen zaman

 

Sağlık hizmetlerinde beklentilerle birlikte yatırımların planlamasının değişmesi de son derece doğal. Son dönemde sağlık kampusu görünümündeki Kent Hastaneleri biraz da bu hastaneler arası koordinasyon amacıyla planlandı.

Ne var ki…

Planlanan bu projede Bursa inatlaşmaya varan yer tartışmalarıyla 5 yılı boşa harcadı. Şimdi Çevre Yolu yanında, Doğanköy’de temeli atıldı, ama orada da kamulaştırma kaynaklı hukuksal sorunlar var.

Yani, zaman boşa geçmeye devam ediyor.

 

Amerika’ya gidilen günlerden bugüne…

 

80’li yılların ortalarına kadar, Bursa’da anjiyo ve kalp ameliyatları da yapılamıyordu. Sorun aslında Bursa’nın değil, Türkiye’nin sorunuydu ve İstanbul, Ankara gibi kentlerde de bu operasyonlar hem teknik, hem tesis, hem uzman açısından sıkıntılıydı.

O nedenle…

konomik gücü olan çok kişinin, bırakın by-pass ameliyatı olmayı anjiyo için bile Amerika’ya gittiğini anımsıyoruz.

Günümüzde uzman, teknik, tesis sorunları aşıldı. Bursa’daki hastanelerin neredeyse hepsinde anjiyo da by-pass da başarıyla yapılabilir hale geldi. Hatta, hastalar da artık doktor ve hastane seçebiliyor.

 

Erzurum oylarını toplar mı, Kürt oylarını dağıtır mı?

 

Bayramın 2. günü Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi terasında AK Parti bayramlaşmasında en çok dikkati çeken İçişleri eski Bakanı Efkan Ala’ya yoğun ilgi oldu. “Bursa seninle gurur duyuyor” tezahüratı bile yapıldı.

Parti içi coşkunun ortaya çıktığı bu tür organizasyonlarda özel sevgi gösterileri doğal karşılanır. O bakımdan, tezahürat ve alkışların AK Parti teşkilatlarından mı geldiği, bayramlaşmaya katılan kimi grupların özel gösterisi mi olduğu pek de önemli değil.

Aday listeleri açıklandığında, Olay Televizyonu’nda Esat Kaplan’ın sorularını cevaplandırırken de söylemiştik. Efkan Ala bürokraside Olağanüstü Hal Bölge Valiliği gibi, Başbakanlık Müsteşarlığı gibi, İçişleri Bakanlığı gibi emir-yönetim ve otoriter sert tavır gerektiren görevler üstlenmiş.

Bu yapıdaki bir siyasetçinin teşkilat ve parti tabanı ilişkileri sorunlu olur. Hatta muhtemelen de seçildikten sonra buralara uğramaya vakit bulamayabilir.

Buna karşın…

Teşkilatın karşısına çıktığı ilk gün büyük alkış ve tezahürat alması önemli. Onu da iki noktada değerlendirenler var.

Kimi..

AK Parti’nin Efkan Ala’yı aday göstererek Bursa’daki Erzurum oylarını toplamak istediğini düşünüyor.

Kimileri de…

Ala’nın paralel adı verilen Cemaat’le yoğun mücadele için Bursa’ya geldiğini düşünüyor ve temizlik beklentisi dile getiriyor.

Ne var ki…

Bayramlaşma sonrası sohbet ettiğimiz ve AK Parti’nin kuruluşunda yer almış Kürt kökenli bir tanıdığımız daha farklı yorum yaptı:

“Efkan Ala açılım süreci sırasında ve 7 Haziran sonrasında Kürt seçmeni kırdı ve incitti. Şimdi Bursa’ya gönderdiler.”

Dikkat çektiğiyse şu:

“AK Parti Bursa’da HDP’ye giden dindar Kürtlerin oylarını döndürmek istiyor. Ama Efkan Ala ile bu nasıl olacak? Onu gören dindar Kürtler AK Parti’ye oy verirler mi acaba?

Galiba…

Asıl sorun tam da burada:

Efkan Ala Bursa’daki Erzurum oylarını AK Parti’ye toplamayı başarır mı?

Yoksa…

Bursa’daki Kürt oylarını dağıtıp HDP’ye gitmelerini hızlandırır mı?

 

Siyasi literatür için yenilik: Helalleşme konuşmaları!

 

Merinos’taki Atatürk Kongre Kültür Merkezi terasında yapılan AK Parti bayramlaşmasının diğer partilerin bayramlaşmalarından farklılıkları vardı.

Bunların başında, AK Parti’nin organizasyon becerisi ve gücü geliyor. Her zamanki gibi her şey düzenliydi ve katılanlar hiçbir kargaşa ya da sorunla karşılaşmadı.

İkincisi, seçilmiş il başkanlarının hepsi bayramlaşma törenine katıldı. Eski milletvekillerinin de büyük bölümü yerlerini almıştı.

Bu da…

AK Parti’de teşkilat içi kopma olmadığını ve partiye hizmet eden herkesin bir araya gelebildiğini gösterdi, güçlü bir siyasi fotoğraf verdi.

Üçüncüsü…

İlk kez bu bayram AK Parti’de yeni bir uygulama karşımıza çıktı: Helalleşme konuşmaları.

Bu kapsamda…

1 Kasım seçimi için milletvekili adayı gösterilmeyen İsmet Su ile aday olmayan Önder Matlı kürsüye gelip teşkilatla helalleştiler ve partinin emrinde olduklarını söyleyip sıcak mesajlar verdiler.

Böylece siyasi partilerde vefayı ortaya çıkaran güzel bir gelenek de başlamış oldu.