Patenti 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e ait olan ve neredeyse siyasetin altın kuralı kabul edilen bir söz var: Siyasette 24 saat çok uzun zamandır.

Şu anlam da çıkıyor:

Resmen uygulanmaya başlanmadıkça siyasette alınan kararlar her an değişebilir.

Nitekim…

Geçtiğimiz pazar günü önce CHP Merkez Yürütme Kurulu’nda “Bursa’da 2 ve 4. sıralar kontenjan, gerisi önseçim” kararı, birkaç saat sora da Parti Meclisi’nde “Bursa’nın tamamı önseçim” kararı alındı.

İşte…

Kararın açıklanmasıyla CHP Bursa’da dalgalanmalar yaşandı.

Parti örgütü aday belirleme yetkisini ele geçirdiği için memnun. Fakat, başta mevcut milletvekilleri ve örgütten gelmeyen aday adayları tedirgin oldukları için adaylık kararı veremiyorlar.

Bu nedenle de…

Adaylık düşünürken, yolun tıkandığı düşüncesine kapılan kimi çevrelerin CHP Genel Merkezi’ne alınan kararla ilgili görüş ilettikleri kulağımıza geliyor.

Dahası…

Yapılan değerlendirmelerin tümünü dikkatle dinlediği mesajı veren CHP Genel Merkezi’nin Bursa’yı gözlemeye aldığı anlatılıyor.

Denilen şu:

“CHP Genel Merkezi Bursa fotoğrafına bakarak düzeltme yapabilir.”

Onun yolunu da…

Siyasi Partiler Yasası’nın 37. Maddesi içinde yer alan İkinci Fıkra’yı işaret ederek gösteriyorlar:

“Siyasi partiler önseçim ya da aday yoklaması yaptıkları seçim çevrelerinde, toplam olarak TBMM üye tamsayısının yüzde 5’ini aşmamak üzere ilini, seçim çevresini, aday listesindeki sırasını, önseçim veya aday yoklaması tarihinden en az on gün önce Yüksek Seçim Kurulu’na bildirmek koşuluyla merkez adayı gösterebilirler.”

Yasa maddesi böyle.

Açıklanan karara göre, CHP’nin önseçimi 29 Mart’ta olacağına göre, önümüzde çok uzun bir süre var.

Bu sürede…

Tıpkı 1999 seçimi öncesinde olduğu gibi, önseçimle belirlenen listenin başına kontenjan konabilir.

Üstelik…

Bu yönde Ankara’da çok ciddi görüşmeler olduğu ve her an sürpriz adımlar atılabileceği haberleri geliyor.

 

Kılıçdaroğlu yaklaşımına özel yorumlar

 

Önseçim kararıyla birlikte CHP en çok konuşulan parti olurken, spekülatif özel yorumlar da yapılıyor.

Söze…

“CHP’nin sağa kaydığı spekülasyonlarında Erdoğan Toprak önderliğindeki ekip sorumlu tutuluyordu” diye başlayalar şunu söylüyor:

“Önce Erdoğan Toprak PM’ye giremedi. Kılıçdaroğlu şimdi Sena Kaleli’ye sahip çıkmak yerine önseçime gönderirken seçilme riskini biliyordu.”

İddia şu:

“Önseçim kararında ısrar edilirse, Kılıçdaroğlu’nun ciddi bir değişime gittiği anlamı çıkacak.”

Bu yorum bize ilginç geldi.

 

Turhan Gençoğlu’ndan destek: Pazarlık yok, öneri var

 

Siyasette bilinen adaylık yöntemleri var. Bunlar arasında kişilerin aday olma isteğiyle siyasi partileri başvurmaları en bilineni. Bir de hemşeri derneklerinin siyasete baskı anlamındaki aday önermeleri sık sık yaşanıyor.

Geçtiğimiz hafta, bunları dışında özel bir adaylık süreci yaşandı.

Aralarında en güçlü Balkan göçmenleri derneği Bal-Göç’ün de yer aldığı Göçmen Dernekleri Platformu toplantı yapıp, Bal-Göç Genel Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özkan’ı aday gösterme kararı aldılar.

Sonra da, siyasi partileri ziyaret edip kararlarını bildiren görüşmeler yaptılar.

Öyle olunca…

“Hangi siyasi parti il başkanı adaylık güvencesi verebilir ki?” sorusuyla başlayan değerlendirmelerde bu yolun siyasi hata olduğu yorumları yapıldı.

Bu durumu…

Bal-Göç’ü babası rahmetli Mümin Gençoğlu ile birlikte kuran ve şu anda da kısa adı BRGK olan Balkan ve Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu Onursal Başkanı Turhan Gençoğlu ile konuştuk.

Yaşadığı sağlık sorununu atlatıp yeniden iş yaşamı ve sosyal çalışmalara dalan Gençoğlu’na, “Yöntem hatalı mı?” diye sorduk.

“Bence çok doğru bir yol” diye başlayıp şunu söyledi:

“Bal-Göç kurulduğu günden beri bütün partilere eşit davrandı. Aynı şekilde, yöresel derneklerimizde her parti var, bu da son derece doğal.”

Devam etti:

“Derneklerimiz toplanıp konuştular ve Bal-Göç Genel Başkanı Yüksel Özkan’ın ortak aday olmasında görüş birliğine vardılar. Ayrıca on bin kişiyle yapılan anketten de Yüksel Özkan’ın adaylığı çıktı.”

Şunu özellikle vurguladı:

“Böyle bir şey ilk kez oluyor. Yüksel Hoca aday olmayı düşünmediği halde, dernekler onun ortak aday olmasında birleştiler.”

Şunu ekledi:

“Sonra da siyasi partilere gidip, ‘Bizim adayımız Yüksel Özkan, bilginiz olsun’ dediler. İl başkanları da teşekkür edip dinlediler.”

Üzerinde durduğu şu:

“Burada partilerle yapılan bir pazarlık yok. Tam aksine, dernekler kendi kararlarını ve ortak adaylarını önerdiler. Ama kamuoyuna anlatamadılar.”

Şöyle düşünüyor:

“Bana göre en iyisini yaptılar. Yapılması gereken buydu. Partiler nezaket icabı ziyaret edildi, bir parti tercihi olmadı. Üstelik, ilk defa tüm dernekler birleşti. Bence en güzel tarafı bu. Bundan sonrası partilere ait.”

 

Yüksel Hoca kalp krizi geçirdi

Balkan Göçmenleri Platformu’nun ortak aday gösterilmesi için karar alıp bunu siyasi partilerin yöneticilerine ilettiği Bal-Göç Genel Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özkan son bir hafta içinde ağır stres yaşadı.

Kendisi dışında gelişen adaylık süreciyle ilgili gelişmeler öyle bir baskıya dönüştü ki, Yüksel Hoca önceki gece kalp krizi geçirdiği için Medical Park Hastanesi’ne kaldırıldı.

Dün öğleden sonra iki damarına stent takılan Doç. Dr. Yüksel Özkan bu satırları yazdığımız sırada yoğun bakımda tutuluyordu. Ancak sağlık durumunun iyi olduğu bilgisi geldi.