Pazar günü… CHP’de önseçim sandıkları açılıp da sonuçlar belli olduğunda, herkes için sürpriz bir liste ortaya çıktı.
Çünkü…
Başından beri önseçimin en etkili isimleri olarak dikkati çeken ve partide örgüt içi mücadelelerin içinden gelen güçlü adaylar sandıkta devre dışı kalmışlardı.
İlk yorumlarda:
Kimseyle sorunu olmayan Prof. Dr. Lale Karabıyık ve Dr. Ceyhun İrgil gibi listenin ilk 2 sırasındaki adaylarla CHP üyelerinin uzlaşma listesi ortaya çıkardıkları görüşü egemendi.
Aradan 2 gün geçti. Önseçim heyecanı dindi. Ortam sakinleşince de genel kanı anlamında daha değişik yorumlar gelmeye başladı.
Örneğin…
CHP’ye yıllarını veren eski bir partili ile dün konuşurken “Önseçim ideal olanı vermez, mümkün olanı verir” diye söze başladı ve şunu söyledi:
“Listenin ilk 5 sırasındaki adayların hepsi pırıl pırıl. Hiçbirine itirazım yok. Fakat bu listede parti örgütü yok.”
Şuna da dikkati çekti:
“Bursa’da bugüne kadar tüm siyasi partiler ilçelerin dengesine dikkat ederek liste hazırladı. Önseçimden çıkan listede ilçeler de yok.”
Bakışı şu:
“Eğer seçim Bursa kent merkezinde yapılacaksa, tamam. Ama ilçelerde de seçim yapılacaksa, hangi ilçeye hangi adayla gideceksiniz, ne diyeceksiniz?”
Şunu vurguladı:
“Listede örgüt temsil edilmeyince akla şu soru geliyor: Acaba bu liste CHP’yi taşıyabilir mi? Parti örgütü seçtiği listenin arkasında durur mu?”
Yorumu ise çarpıcı:
“Aday listesini bir trene benzetirsek… Vagonlar pırıl pırıl, hepsi iyi. Fakat bu vagonları çekip treni gideceği yere götürecek lokomotif eksik.”
Bu yorumu yapan eski CHP’li, çok değerli bulduğu Prof. Dr. Karabıyık ve Dr. İrgil’in toplumla bireysel ilişkilerine karşın seçimde bir parti listesine önderlik edebilecek siyasi deneyime sahip olmadıklarını düşünüyor.
Kısacası…
Kulislerde konuşulan organizasyon spekülasyonlarına girmeden listenin beğenilmesine karşın seçim yarışındaki zaaflarını anlattı.
Bu tür eksiklerin küçük bir rötuşla düzelebileceği de düşünceleri arasında.
Kulisler soruyor: Kontenjan olur mu?
Bu sütunların okurları 18 Mart 2015 tarihli yazımızda, CHP Parti Meclisi’nin aralarında Bursa’nın da olduğu bazı iller için önseçim kararı alırken, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na da değişiklik yetkisi verdiğini anımsarlar.
Yazıda…
Yasanın “önseçimden 10 gün önce YSK’ya kontenjan bildirilebileceği” hükmü doğrultusunda CHP’den Yüksek Seçim Kurulu’na bir yazı gittiğini, ancak içeriğini öğrenemediğimizi vurguladık.
Gördüğümüz kadarıyla, o yazı yine gündemde. Çünkü, listede rötuş beklentisi hayli yüksek. Hatta, bu nedenle Ankara’ya gidenler olduğu konuşuluyor.
Modern kent yaşamı, elektrik kesilince resmen çöktü
Bugünün genç ve orta yaş kuşağı pek bilmez, ama 70’li yılların ikinci yarısında elektrik kesintileri sıradanlaşmıştı. Günün hangi saatinde elektriklerin kesileceği bilinir, insanlar ona göre önlem alırlardı.
O yıllar…
Kent yaşamı bu denli elektrik bağımlısı değildi. Onun için, elektriğin birkaç gün gelmemesi bile sinir bozmak dışında çok büyük etki yapmazdı.
Ne var ki…
Günümüzde artık her şey elektrikle. Yapıların ısıtılıp soğutulmasından, kent içi ulaşıma, iletişimden her türlü ihtiyacın karşılanmasına kadar elektriksiz hiçbir şey olmuyor.
Dün de öyle oldu.
Hala tam çözülemeyen bir nedenle Türkiye’nin elektrik sistemi çöktü ve 45 il sabahtan akşama kadar elektriksiz kaldı. Evler üşüdü, işyerleri ve fabrikalar çalışamadı, buzdolaplarındaki soğuk gıdalar bozuldu, metro ve tramvaylar çalışmadı, insanlar yollarda kaldı.
Açıkça söylemek gerekirse, toplumsal paranoyamız çok ileri boyutlara ulaştığı için, ülke genelinde elektrik kesintisi terör saldırısı kabul edildi. Ege Bölgesi’nde bir santralın devre dışı kalmasının yol açtığı domino etkisi kimseye inandırıcı gelmedi.
Dünkü olay şunu da ortaya çıkardı:
Ne yazık ki ülkenin elektrik sistemi iyi yönetilemiyor. Bırakın krize müdahaleyi, kriz kabusa dönüştürülüyor.
Bir santral elbette arıza yapıp çökebilir, ama Türkiye gibi hedefleri olan bir ülkenin gün boyu karanlıkta kalmasının kabul edilebilir hiçbir yanı yok.
Bursa uyardı, Bakan el koydu, süre uzadı
Gün boyu elektrikler kesilince bankalar ve vergi daireleri çalışamadı. Bunun üzerine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 31 Mart’taki Gelir Vergisi beyanname verme ve prim ödeme süresini 2 Nisan’a uzattı.
Bunun üzerine, aynı zamanda Mali Müşavir olan AK Parti eski Milletvekili Sedat Kızılcıklı hemen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’i aradı.
Çelik de, son tarihi 31 Mart olan SGK primini ödemelerinin 7 Nisan’a kadar uzatıldığını açıkladı.
MHP’de 17 ilçe kadın kollarının adayı: Hatice Deniz!
MHP’nin genel yapısı erkek egemen parti görüntüsü veriyor. O nedenle olsa gerek milletvekili kadın aday adayı sayısı da az.
Bu durum…
MHP’nin bugünkü aday adayları listesine de yansımış durumda. Çünkü, 17 ilçe kadın kollarından tek bir kadın aday adayı çıktı: Hatice Deniz.
O da…
Sohbetimizde teşkilattan gelen kadın aday olarak şunu söyledi:
“Erkekler her mecrada siyaset yapabiliyorlar. Ama kadınlar için sıkıntı var. Ben de 17 ilçe kadın kollarından çıkan tek kadın aday adayı olarak kadınların sesine ses olmak istiyorum.”
Yıllarca MHP Gürsu İlçe Kadın Kolu’nda çalışan Deniz, aday adayı olmaya da MHP Gürsu İlçe Başkanı Suat Ermiş’in önerisiyle karar vermiş.
Dedi ki:
“Partimin verdiği her görevi yaptım. Amacım partime, vatanıma, bayrağıma hizmet etmek, davamıza karınca misali su taşıyıp kadının sesi olmak.”
Meclis kürsüsünden Mobilya Fuarı daveti
TBMM çalışmalarının gündem dışı konuşmalar bölümünü en iyi değerlendirenler arasında AK Parti Bursa Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Hüseyin Şahin dikkat çekiyor.
Daha önce Bursa konularını dile getiren Şahin dün söz alıp “Bu yıl 33’üncüsü düzenlenecek İnegöl Mobilya ve Dekorasyon Fuarı’na sizleri davet ediyorum” dedi.
Fuar için de şunları söyledi:
“İnegöl, mobilya ile özdeşleşmiş bir ilçemiz. Yurt içi mobilya ihtiyacının yüzde 25’ini toplam mobilya ihracatının yüzde 20’sini de 350 milyon Dolar ile İnegöl karşılıyor.”