Gördüklerimizi… 8 Aralık 2015 günü bu sütunlarda aktardık. CHP Osmangazi kongresi için Merinos’ta salona girerken, boyunlarında delege kartları taşıyan büyük bir grubun dışarıda bahçenin bir köşesinde toplu halde beklediklerini görünce, “sigara içmek için salona girmediklerini” düşündük.

İçerideyse…

Salonda delege koltuklarının büyük oranda boş kalması dikkat çekiciydi. Bu da, dışarıdaki grubun adaylardan birinin destekçileri olduğunu gösteriyordu.

Sonra…

Dışarıda toplu halde duran o grup, oylamaya geçildiğinde topluca salona girip hiç dinlemedikleri, konuşulanlarla hiç ilgilenmedikleri kongrede destekledikleri aday için oylarını kullandılar ve sonucu da belirleyip gittiler.

İşte…

CHP Genel Merkezi, kongre süreci başlarken bu tür tabloların bir daha yaşanmaması için çok önemli bir karar aldı.

Buna göre…

3 Şubat 2017 tarihinden sonra CHP’ye üye olanlar, ilçelerindeki kongreler için delege seçilemeyecekler.

Anlaşılan o ki…

CHP Genel Merkezi delege çoğunluğunu ele geçirmeyi amaçlayan grupların son dakikada yaptıkları toplu üyeliklere ve bu üyelerin topluca hareketlerine karşı kritik bir önlem geliştirmiş.

O nedenle…

Kongrelerde karşılaşılan delege ağalığını engellemeye yönelik kararı önemsedik.

Bununla birlikte…

CHP Genel Merkezi şu sıralar üye listeleri güncellemesi üzerinde çalışıyor.

Listeler güncellenirken, ilçe örgütlerindeki yapılar da sağlıklı hale getiriliyor.

Örneğin…

Kişi bir ilçeden partiye üye olmuş, fakat başka bir ilçede oturuyor ve seçimlerde oyunu o ilçede kullanıyor. İşte bu durumdaki üyelerin kayıtları, üye oldukları ilçeden ikametgahının olduğu ve seçimde oy kullandığı ilçeye naklediliyor.

Gerçi…

Bu yöntemi kurulduğundan beri AK Parti’nin uyguladığını biliyoruz. CHP’nin de üyelerle birlikte ilçelerin yapısını sağlıklı bir zemine oturtup kongre ve önseçim gibi parti içi oylamaların eşit koşullarda geçmesini sağlamaya yönelik sağlıklı zemin oluşturma kararı siyasetin sağlığı açısından da önemli.

CHP’de hedef, Yıldırım’ı dönüştürmek
 

Referandum sonuçlarına bakıldığında, ilginç bir tablo görülüyor. CHP’nin liderliğini üstlendiği hayır oyları Osmangazi merkezde 42 bin, İnegöl merkezde 62 bin ve Yıldırım merkezde 73 bin fark yemiş.

Sonuç analizlerini yapan CHP, bu tabloya göre dönüştürülebilir ilçe olarak Yıldırım’ı belirledi.

Çünkü…

Yıldırım’daki seçmen yapısı ve genel sosyal koşullar CHP’ye umut veriyor. O nedenle de Yıldırım’a yönelik özel çalışmalar planlanıyor.

Ovader kararlı: Ova toprağının talanına karşı duracağız

 

Bursa’da sivil toplum örgütleri arasında üye sayısı ve etki gücü olarak Dağder’in ayrı bir yeri var. Bu güç de, temsil ettiği yörenin yoksulluğu ve unutulmuşluğundan geliyor.

Oysa…

Ova köyleri tarımsal üretim bakımından güçlü oldukları için zengin köyler biliniyorlar. Yoğun çalışan çiftçiler boş zaman bulup bir araya gelemedikleri için de örgütlenemiyorlar.

Ne var ki…

Ovader bu zorluğu aştı ve ova köyleri arasında örgütlendi.

Aynı zamanda Karabalçık Mahallesi Muhtarı olan Ovader Başkanı Kasım Çiçek ve yönetiminde yer alan Nilüferköy Muhtarı Burhan Mandacı, aynı zamanda Osmangazi Muhtarlar Derneği Başkanı olan Alaşar Muhtarı İdris Aydın, Çağlayan Muhtarı Hakkı Tokuş, Aksungur Köyü’nden Mehmet Doğan ziyaretimize geldiklerinde heyecanlarını gözlemledik.

Ovader Başkanı Kasım Çiçek şunu söyledi:

“Ova koruma yasası kalktı, topraklarımız her türlü tehlikeye açık. Oysa burası Türkiye’nin en özel bölgesi. Siyah incir, deveci armudu ve en güzel şeftali burada yetişiyor.”

Şu noktada kararlı:

“Biz Ovader olarak ovamızın daha fazla talan edilmesine karşı duracağız. Sanayi tesisi her yere kurulabilir, makine taşın üstünde bile çalışabilir. Fakat siyah incir, şeftali, deveci armudu her yerde yetişmez.”

Bir de…

Bugüne kadar siyasette ovadan kimse olmadığını anımsatıp, “Bundan sonra olacak” dediler.

3 bin üyeyle başladı, Dağder’i örnek aldı

 

Ovadaki köylere derneğin kuruluşunu anlatmak için gittiklerinde “Neden bu kadar geç kaldınız?” sorusuyla karşılaştıklarını ifade eden Ovader Başkanı Kasım Çiçek, aralık ayında kurulan derneğe 6 ayda 3 bin üye kaydettiklerini, 10 bin kişilik potansiyelin de üye olmak istediğini söyledi.

Çiçek ayrıca, “Kimileri Dağder’le yarışacağımızı sanıyor. Oysa biz Dağder’e rakip değiliz, aksine Dağder’i kendimize örnek alıyoruz” dedi.

Felsefe eğitimi alan ilahiyatçının Atatürk ve laiklik kitapları

 

Aslında… Prof. Dr. Hüseyin Aydın adı Bursa için hiç de yabancı değil. Çünkü, Nihat Balkır ve Ayhan Kızıl’ın rektör oldukları dönemlerde Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı.

Şimdi emekli, fakat üretmeyi sürdürüyor. Üretimi de, yıllarca tek tek topladığı bilgiyi kitaplarda paylaşarak yapıyor.

Hüseyin Hoca bir ilahiyatçı. Fakat onu diğer ilahiyatçılardan ayıran özellikleri var. Örneğin, üniversitede felsefe eğitimi almış bir ilahiyatçı olduğu konulara farklı bakabiliyor.

Bursa Felsefe Kulübü Başkanı Gürkan Kaya ile birlikte ziyarete geldiğinde iki de kitabını imzalayıp bıraktı. Kitapların ikisi de, farklı ilahiyatçı olduğunu gösteriyor.

Biri…

Sentez yayınlarından çıkan Aydınlanmanın Ana Kucağında Laiklik ve Atatürkçülük adını taşıyor.

Diğeri…

Akdeniz Üniversitesi’nde Atatürk’ün Usûl ve Felsefesinden Cumhuriyet’in Resmi İdeolojisine kapak adıyla basılmış. Özellikle Atatürk’ün felsefesini irdelediği kitapta çok önemli değerlendirmeleri bulunuyor.