Bu sütunlarda dün sıcağı sıcağına düşüncemizi paylaştık. Fakat şu noktanın altını bir kez daha kalın kalın çizmek gerekiyor:
Tevekkülcü bir yaklaşıma sahip Türk toplumunda darbelere karşı direnme alışkanlığı yok. O nedenle, demokratik tepki kültürümüz gelişmemiş.
Önceki geceki darbe girişimiyle toplumun artık böyle bir alışkanlığı oldu.
Üstelik…
Yıllarca darbe ve muhtıralara sorgulamadan boyun eğen ve demokrasinin kesintiye uğramasını dert edinmeyen toplum sokağa çıkıp direnmeyi çok sevdi.
Hatta…
Tankların üstüne çıkmaktan bile keyif aldı.
Böylece…
Demokrasinin güçlenerek devam etmesi için toplum sorumluluk aldı.
Bu noktada…
Darbe girişimi başladığında halkı sokağa çıkmaya davet eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için de ayrı bir paragraf açmak gerekiyor.
Çünkü…
Kendisi darbeye direnen lider olması yanında çağrısıyla ciddi risk aldı. O risk, darbeci askerler ile polis ve halkın çatışma olasılığıydı.
Gerçi…
Darbeciler yer yer halka ateş açıp bomba attılar ama ciddi çatışma yaşanmadı. O nedenle, sokağa çıkan halkın darbeye direnmesi, hatta yayını kesilen CNN Türk televizyona girip darbecileri dışarı atması yeni bir alışkanlık edinmenin yanında demokrasiye sahip çıkma anlayışının yerleşmesini de getirdi.
Bununla birlikte…
Önceki gece bir grup askerin Boğaz Köprüsü’nü kapatması ile başlayan darbe girişimi sırasında bazı çevrelerin tasarlanmış oyun algısına yol açacak şekilde sosyal medyada paylaşımlar yaptıklarını gördük.
Açıkça söylemek gerekirse, böyle düşünenlere katılmıyoruz. Evet, iyi planlanmış bir darbe senaryosu yok ortada, ama acemi ve aceleci planlamaya bakarak başka oyun senaryoları düşünmek de gereksiz.
Nitekim…
Olay Televizyonu Haber Müdürü Esat Kaplan dün canlı yayında konuğu olduğumuzda darbenin mantığını sorunca şunu söyledik:
Önümüzdeki ay Yüksek Askeri Şûra toplantısı var. Bu şûrada “Türk Silahlı Kuvvetleri‘ne sızmış FETÖ’cü subayların tasfiye edileceği” gazetelerde günlerdir yazılıyor ve artık sır değil.
Görünen o ki…
YAŞ’ta tasfiye edileceklerini anlayan FETÖ’cü yapı bunun aceleciğiyle TSK hiyerarşisi dışında harekete geçti.
Yani…
Önceki akşam darbe yapmaya kalkışanların dünyayı kana bulayan canlı bomba eylemlerinden hiçbir farkları yok. Çaresiz denemek zorunda oldukları hissiyle sonucunu bile bile intihar saldırısı yaptılar.
Halka ve Meclis’e kurşun sıkılır mı?
Geçmişte… Askerlerin uyarıcı olmak istediklerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi üstünden savaş uçağı uçurdukları biliniyor. Fakat ilk kez bir savaş uçağından Meclis’e ateş açıldı, bomba atıldı.
Yine…
Halka sıkılan kurşunun yanında, Cumhurbaşkanlığı’na savaş uçağından bomba atılacağı kimsenin aklına gelmezdi.
Umarız…
Bütün bunlar önceki gecenin kâbusu olarak kalır ve bir daha yaşanmaz.
Şehreküstü Meydanı görüntüsü çok önemli
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla meydanları dolduran halk, darbe girişimini engelleyen en önemli unsur oldu.
Üstelik…
Meydanlara koşanlar yalnızca AK Parti teşkilatları değildi. Önceki gece CHP’lisi de, MHP’lisi de, Saadetli’si de, hatta HDP’lisi de meydandaydı.
Nitekim…
Saatlerin gece yarısını çoktan geçtiği zamanlarda Şehreküstü Meydanı’ndan yansıyan görüntü, pek çok siyasi partinin miting kalabalıklarından fazlaydı.
Bir bakıma, Şehreküstü Meydanı önceki gece Demokrasi Meydanı gibiydi.
Bazı gençler de sabaha kadar AK Parti İl Başkanlığı önünde nöbette kaldı.
Darbe girişimi kötü, ama demokrasimiz için milat olsun!
Darbeleri, muhtıraları, ya da adı ne olursa olsun sivillere yönelik her türlü zorlamayı kabul etmek, onaylamak mümkün değil.
Nitekim…
Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki FETÖ’cü yapılanmanın önceki gece kalkıştığı darbe girişimi hiçbir yerden destek bulmadığı gibi aynı gece içinde püskürtüldü.
Dün de…
Sabah saatlerinden itibaren darbe girişimiyle ilgili gözaltılar ve operasyonlar başladı.
Bununla birlikte…
TBMM’de ilk kez 4 siyasi partinin ortak bildiriye imza attıklarını gördük. Bunu da her şeyden çok önemsedik.
Nedeni şu:
Malum, Türk siyaset anlayışı kavga ve polemik üzerine kurulu. Üstelik bu kavgacı yapı bireysel hedefler içeriyor, bazen de amacını aşan tablolara yol açıyor.
O bakımdan…
Halkın meydanlarda sahip çıktığı demokrasimiz için 15 Temmuz’un çok önemli bir milat olabileceğini düşünüyoruz.
Siyaset kadrolarımızın tümünü kapsayacak şekilde, üsluptan başlamak üzere uzlaşma ve bir araya gelebilme kültürünü de demokrasimize katabiliriz.
Dünkü tablo bu noktada umut verdi.
Eğer…
Demokrasimizin sağlam temeller üzerinde yeniden şekillenip yükselmesini gerçekten istiyorsak, 15 Temmuz’un tam da aranılan fırsat olduğunu düşünüyoruz.
15 Temmuz’dan yeni bir bayram çıkar mı?
Bugün pek anımsanmıyor, ama1960 darbesi ile birlikte kutlanan bir 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı’mız vardı.
Gördüğümüz kadarıyla…
Önceki akşam darbe girişiminin halkın meydanlara çıkıp darbecilere müdahale etmesi ile önlenmesinden sonra yapılan konuşmalarda demokrasi bayramı tanımlaması fazlaca yapılıyor.
O bakımdan, önümüzdeki süreçte 15 Temmuz’ların Demokrasi Bayramı olarak kutlanması kararı alınırsa hiç şaşırmamak gerekecek.
Müftü Mehmet Emin Ay istifa etti, üniversiteye dönüyor
Prof. Dr. Mehmet Emin Ay yıllarca Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak öğrenci yetiştirdi. İlk olarak Kasım 2011’de Bursa Müftülüğü’ne atandı, fakat Mahmut Gündüz’ün mahkeme kararıyla göreve iadesi üzerine üniversiteye geri döndü.
Ardından…
Temmuz 2013’te yeniden Bursa Müftüsü olarak atandı. Fakat, kulağımıza içindeki İlahiyat Fakültesi ve öğrencilerine dönme isteği ağır bastığı için istifa ettiği bilgisi geldi.