GÜMÜLCİNE – YUNANİSTAN
Yazının daha başında söyleyelim… Bursa belediyelerinin Balkanlar’a hizmet götürmesini, kardeşlik eli uzatmasını yadırgayanlar, hatta “Balkanlar’ı bıraksınlar da Bursa’ya baksınlar” diyenler hiç de doğru düşünmüyorlar.
Bursa’dan bakınca pek belli olmuyor, ama Balkanlar’da gözlerini ve kulaklarını Türkiye’ye çevirmiş, uzanacak kardeşlik elini bekleyerek Türklük mücadelesi verenler var.
Bunu dün bizzat yerinde gördük.
Osmangazi Belediyesi’nin Kozlukebir’de düzenlediği 4 bin kişilik iftar ve sonrasında Olay Televizyonu’nun canlı yayınladığı Kadir Gecesi Mevlidi için geldiğimiz Gümülcine her şeyiyle bir Türk kenti özelliği taşıyor.
Öyle ki…
Kentte yaşayan 110 bin nüfusun 55 bini Türk. Adım attığınız her yerde Türkler karşınıza çıkıyor. Bakkallar, fırınlar, marketler hep bildik.
En önemlisi…
İnsanlar da aynı, bildik. Yani bizden.
Üstelik…
Buradaki insanlar geçmişten beri Türklükleri için, inançları için, milli duyguları için ciddi mücadeleler vermişler.
Nitekim…
1928 yılında kurulan, fakat Yunanistan hükümetini 1983’te kapattığı Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde düzenlenen toplantıda, Gümülcine doğumlu olan Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar’ın anlattığı gibi:
“Rahmetli annem anlatırdı. Bayrağı görmek için Konsolosluğa gelirlermiş. Çünkü başka türlü bayrağı görme şansı yok.”
Benzer duyguları Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da anlattı.
Sözlerine…
“Arkadaşlar bana ‘Ne hissediyorsun’ diye soruyorlar. Ağlamakla oynamak arasında bir şey bu” diyerek başlayan Müezzinoğlu şu tanımı yaptı:
“Burada 3 çeşit mücadele var. Biri Türklük ve millilik mücadelesi, biri manevi değerler mücadelesi, biri de insan hakları mücadelesi.”
Dün Gümülcine’de çok farklı duygular yaşadık. Batı Trakya’da bir kentin sokaklarında Bursa’da gezer gibi, sıcakkanlı ve samimi insanların arasında dolaşmak hem keyifli, hem çok güzeldi.
O insanları ilgisiz bırakmamak gerektiğini insan oralara gidince daha iyi anlıyor. Yoksa umutlarını kaybedecekler.
Kısacası…
Gümülcine dün tam anlamıyla Bursa’yı soludu. Bursa Valisi Münir Karaloğlu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin yanı sıra Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, AK Parti İl Başkanı Cemalettin Torun bu heyecana tanıklık ettiler.
Yıllarını Batı Trakya Mücadelesi ile geçirmiş rahmetli Şükrü Şankaya’nın oğlu Şenol Şankaya ve kardeşi Kadir Şankaya da aile bağlarının izleriyle buluşmanın heyecanını yaşadılar.
Cavit Çağlar doğduğu evde
Gümülcine sokaklarında dün Sağlık Bakanı Mehmet Müeezinoğlu ile birlikte en heyecanlı kişi Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar’dı.
5 yaşında ayrıldığı Gümülcine’ye daha önce 2 kez gitmiş. Son gidişinden 23 yıl sonra dün heyecanını gizleyemedi.
Hele…
Doğduğu evi ziyaretinde heyecanı daha da arttı. Evde oturanlarla bahçedeki sohbetinde anıları duygu doluydu.
Gümülcine böylesini yaşamadı: Kozlukebir’de 4 bin kişilik iftar
Gümülcine’den çıkıp Rodop dağlarına doğru tırmandığınızda bizim Uludağ’ın etekleri gibi yemyeşil bir örtü çıkıyor karşınıza. Kozlukebir işte bu yeşilliğin arasında kurulmuş gerçek bir Türk köyü.
Üstelik…
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun köyü. Zaten o da bizleri babaevinde ağırladı, ailesiyle tanıştırdı. Anılarını anlatırken sık sık gözleri doldu.
Gördük ki…
Bu topraklardan yetişen adam olmayı” her şeyden fazla önemsiyor.
Duygularını…
Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen ve bugüne kadar Batı Trakya’da gerçekleştirilmiş en büyük sokak iftarındaki konuşmasında da gözyaşlarını tutamayıp duygularını belli etti.
Yalnızca 5 Rum’un yaşadığı Kozlukebir’deki Osmangazi Belediyesi iftarı ve sonrasında Kadir Gecesi nedeniyle Bursa’dan giden hafızların okudukları mevlit büyük ilgi gördü.
En önemlisi şu:
Yemekleri Kozlukebirliler kendileri pişirdiler. Yaşlı-genç, kadın-erkek, çoluk-çocuk sokaklara masaları hazırlarken mutlulukları ve yaşadıkları “Sahipsiz değiliz” duygusunun verdiği guru belli oluyordu.
Kısacası…
Gümülcine’nin dün gündüzü ayrı, gecesi ayrı duygu tablolarına tanıklık etti, Rodop’lara bu kez mutluluk ve guru yayıldı.
Anladık ki…
Oralarda yaşayan soydaşlarımıza bu duyguları ve gurur daha fazla yaşatmak gerekiyor. Büyük devlet olmanın da, büyük millet olmanın da yolu bundan geçiyor.