Kış çok soğuk geçiyor, ama ipuçlarına bakılırsa siyaseti yüksek hararet dönemi bekliyor. Ankara kulisleri şu sıralar seçimden çok çarpıcı siyasi senaryolara odaklanmış durumda.
O senaryoları tetikleyen nedenlerin başında yeni anayasa çalışmaları geliyor.
Süreç belli…
Partiler arasındaki uzlaşmaya göre, TBMM’de partilerin temsilci verdikleri Anayasa Uzlaşma Komisyonu için temmuz ayına kadar süre tanındı.
O bakımdan…
Komisyon ortaya rapor çıkarmadan, yeni anayasa ile ilgili söylenebilecek her şey spekülasyondan öteye geçmiyor.
Üstelik…
Yeni anayasa tüm partilerden kabul görse bile, komisyon çalışmaya başlamadan ortaya çıkan siyasi parti yaklaşımları tıkanma noktası ile ilgili bir fikir veriyor.
Çünkü…
AK Parti bu çalışmaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dillendirdiği gibi, başkanlık sistemi isteğiyle ele alıyor. Diğer partilerse parlamenter sistemin korunması noktasında duruyorlar.
O nedenle…
Meclis’ten her şeyiyle anlaşılmış bir yeni anayasa çıkarmak şu an mümkün görünmüyor. Tıkanıklığı aşmanın yolu ise referandum seçeneğinde.
Ne var ki…
Genel beklentiye dönüşen referandum için Meclis’te 330 oya ihtiyaç var. Oysa AK Parti 317 milletvekiline sahip. Bu milletvekillerinin tamamı oy verse bile, referanduma kararına yetmiyor.
Bu durumda…
Gözler diğer siyasi partilere çevriliyor ve akla da Meclis aritmetiğinin değişmesi geliyor.
Geçmişte olsa Meclis aritmetiği değişiminden milletvekili transferleri anlaşılırdı. Fakat bu kez siyaseti saran genel bir dalgalanma söz konusu.
Örneğin…
CHP kurultayında ortaya çıkan yeni Parti Meclisi yapısı partinin bazı kesimlerinde tedirginliğe yol açtı.Partinin genel yapısının bu tablodan etkilenebileceğini düşünen ve umudu kesen bir anlayışın giderek yayıldığı ve böyle bir tablodan da yeni bir parti doğabileceği konuşuluyor.
Yanı sıra…
MHP’de seçim sonrası başlayan kurultay istekleri giderek sertleşen bir ayrışmaya doğru gidiyor. Kurultay isteğine önderlik edenlerin kendilerini MHP’nin dışında bulmaları söz konusu.
Benzer bir durum HDP için de söz konusu. 7 Haziran seçiminde umut haline gelen HDP’nin bugün terör örgütüyle içselleşmesi de bileşenleri arasındaki bazı oluşumları soğutmuş durumda.
Sonuç olarak…
Önümüzde Meclis’te yeni siyasi partiler ortaya çıkarabilecek çok özel bir süreç gözüküyor. O süreç Ankara kulislerine mart ayı beklentileri olarak yansıyor.
Soğuk kışa inat siyaseten çok sıcak geçecek bir mart ayı beklentisi bundan.
AK Parti kendi içinde sorun yaşayabilir mi?
Gerçi… Merkezinde başkanlık sistemi olan yeni anayasa için ortaya çıkan siyasi olasılıklar mart ayında Meclis’te yeni partiler beklentisine yol açıyor, ama AK Parti’deki hava da sanıldığı kadar günlük güneşlik olmayabilir.
En azından…
Siyaset aritmetiği değişiminden AK Parti’yi de etkileyen sürprizler çıkabilir.
Nitekim…
Son günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık isteğini sorgulayan kimi AK Partili görüşleri kamuoyuna yansımaya başladı.
O bakımdan, önümüzdeki süreçte içeriden muhalif sesler duyulması da sürpriz olmayacağa benziyor.
Cumhurbaşkanı’ndan başkanlık turları
Anayasa Uzlaşma Komisyonu 6 ay sürecek çalışmalarına başlamadan, Ankara’da 300 sivil toplum örgütü yeni anayasa için bir araya geldi.
Bu noktada…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuşmalarında yeni anayasa arayışlarına değinirken “halkın başkanlık sistemini istediğini” söyledi.
Görünen o ki…
Önümüzdeki süreci Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu işareti belirleyecek.
Nitekim…
Erdoğan’ın bahar aylarında “başkanlık sistemini halka anlatmak üzere yurt gezilerine başlayacağı” haberleri geliyor. Bu turların da Uzlaşma Komisyonu çalışmalarının son sürecine rastlaması bekleniyor.
Terörle mücadele için İç Güvenlik Müsteşarlığı geliyor
Aslında… Türkiye’nin içinde bulunduğu özel koşullar devlet yapılanması açısından bazı yenilikler gerektiriyor. Örneğin, terörle mücadele artık asker ve polis arasındaki koordinasyonun sağlanmasının ötesine geçip daha farklı uygulamalara gereksinim duyuyor.
Nitekim…
Ankara’dan gelen haberlere bakılırsa, terörle mücadele ana görevi olacak şekilde İç Güvenlik Müsteşarlığı kurulması söz konusu.
Gerçi…
İçişleri Bakanlığı bünyesinde daha önce Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulmuştu, ama şimdi bu yapının ayrı etkinlik sahaları için bölünmesi söz konusu.
Ankara’da konuştuğumuz kaynaklar ise yeni kuruma daha farklı bir benzetme yapıyorlar.
Çünkü…
İç Güvenlik Müsteşarlığı’nın halen Amerika’daki FBI benzeri bir anlayışla görev yapacağını düşünüyorlar. Amerika’nın dış güvenliğinden sorumlu CIA yanında FBI ile de iç güvenliğini sağladığına dikkat çekerken, “Bizde de FBI benzeri bir kurum olacak” diyorlar.
Dahası…
Yeni müsteşarlığın hem iç istihbarat sağlayacağı, hem de operasyonel olacağını ifade ediyorlar.
Bu da…
Beraberinde başka bir spekülasyonu getiriyor.
Yeni anayasa arayışları kapsamında başkanlık sistemi gelmeden, bu sistemin en önemli uygulayıcısı Amerika’daki yapıların oluşturulmaya başlandığını düşünenlerin sayısı hiç de az değil.
Yeni müsteşar Bursa’dan mı olur?
Ankara’da konuştuğumuz dostlarımızdan biri kurulması gündemde olan İç Güvenlik Müsteşarlığı ile ilgili konuşulanları aktarırken Bursa’yı da yakından ilgilendiren bir duyumunu paylaştı:
“İç Güvenlik Müsteşarlığı için gelişmeleri süzüp hızlı karar verebilen isimler üzerinde duruluyor. Bazı isimler konuşulmaya başlandı. En şanslı görülen isim ise halen Bursa’da görev yapıyor ve halkla kurduğu sıcak diyalogla tanınıyor.”