Geçen cuma… Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca geldi ve koronavirüs mücadelesiyle ilgili çok kritik uyarılar yaptı, “Bursa’da vaka artışının 3 katına ulaştığını” açıkladı.

Aradan 1 hafta geçti…

Kulağımıza gelenlere göre, Bursa’da vaka artışı 5 katına çıktı ve mücadele daha kritik aşamaya geldi.

Nitekim…

Sağlık Bakanlığı’nın Hayat Eve Sığar uygulamasında da, kentin neredeyse her yanının kırmızı bölgeye dönüştüğü görülüyor. Hafta içinde gazetelerde yayınlanan hastane önündeki Covid kuyruğu da bunu gösteriyor.

Gerçi…

Bir yandan hastanelerdeki Covid yatak sayısı arttırılırken, bir yandan Vali Yakup Canbolat’ın çabalarıyla kamu kurumlarındaki günlük ihtiyaç dışı araçlar şoförleriyle birlikte saha ekiplerine tahsis ediliyor.

Fakat…

Bursa’da 5 katına ulaşan vaka artışlarının ortaya çıkardığı bir başka tablo var.

O da şu:

Osmangazi’de tespit edilen vakalara filyasyon ekiplerinin ulaşma süresi maalesef 2 güne çıktı. Bugüne kadar en sakin görülen Nilüfer’de de vaka sayısının artmasıyla birlikte vakaya ulaşma süresi en erken 1 güne uzadı.

Tehlike şu:

Evdeki hastaya filyasyon ekibinin ilaç götürme süresi uzadıkça risk de ciddi şekilde artıyor.

Çünkü…

Süre uzayınca ağırlaşan hasta hastaneye ulaşma çabasına giriyor ve önce 112’ye başvuruyor. Bu kez 112 başvurulara yetişemez hale geliyor, hasta ağırlaşarak ulaştığı için de hastanede yoğunluk artıyor.

Sonuçta da sistem tıkanmaya başlıyor.

Bütün bunlar elbette koronavirüs mücadelesinin teknik yanları. Elbette daha iyi planlama ve daha hızlı mücadeleyle bunlar düzelir. Hatta, belki de bu satırları okuduğunuzda düzelmiştir.

Korkutucu olan şu:

Tehlikenin bu kadar büyük olmasına karşın tıpkı deprem gerçeğinde olduğu gibi, toplum olarak hâlâ büyük bir umursamazlık içindeyiz.

Oysa gidişat çok kötü.

Önce birey olarak önlem almalıyız. Bu umursamazlığa sistem dayanmaz.

 

Bakan Koca 3 ildeki hasta yükünü görüştü

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca her akşam koronavirüs tablosunu açıkladığında, hep birlikte vakaların giderek arttığını izliyoruz.

Gerçi…

İşin ciddiyetini bir türlü kavrayamıyoruz, ama şu da gerçek ki, kış koşulları başladığında tablo daha ağırlaşacak.

İşte…

Bakan Koca da hasta yoğunluğunun en çok arttığı Bursa, Ankara, Denizli illeri Sağlık Müdürleri’yle videokonferans görüşmesinde önlemleri ele aldı.

 

Depremin acı gerçeği olan ‘çürük binalar’ Bursa’nın en büyük sorunu

Cuma gecesi… Depremde yıkılan binalardan canlı kurtarma çalışmalarını geç saatlere kadar izledik, bilimsel uyarıları dinledik.

Gerçek ortada:

Depremde can kaybının en büyük nedeni çürük binalar.

Bu gerçeği…

Prof. Dr. Ahmet Ercan sosyolojik bir yorumla beynimize çaktı:

“Depremde yoksullar ölür. Hiçbir ünlünün, hiçbir zenginin enkaz altından çıkarıldığını duymadınız, duymayacaksınız. Ana sorun yoksulluktur.”

Güvenli yapılarda oturmak elbette kabahat değil, ama sağlam yapıda oturmak, her vatandaşın hakkı. Bunu sağlamak da devlet ve yerel yönetimlerin görevi.

Gelin görün ki…

Bursa’nın en büyük sorunu çürük binaları yenilemenin yegane yolu kentsel dönüşümü tartışmakla zamanı boşa harcıyoruz. Takılıp kaldığımız 0.5 emsal tartışmaları yerine, iyi uygulanmış plan ve projelerle çürük yapıları bir an önce yenilemek gerekiyor.

Kaybedilecek zaman kalmadı.

 

Bu da bizim gerçeğimiz: Yardımlaşmak

Toplumsal olarak tehlikeye karşı umursamaz ve vurdumduymaz yanımızı eleştiriyoruz, ama iyi yanlarımız da var:

Cansiperane yardıma koşmak.

Nitekim…

Deprem sonrası İzmir dayanışması bunu gösterdi. Sevgili Uğur Şahan’ın altına “Türkiye’min fotoğrafı budur” yazıp paylaştığı fotoğraf da, kurtarma çalışmalarına koşan vatandaşların içtenliğini gösteriyor.

Gerçekten Türkiye fotoğrafı bu ve her yerde böyleyiz.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı İstanbul Kısıklı’daki evinde ziyarete gittiler

Sevgisi… İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu günlere dayanıyor. Bursa’nın servis taşımacılığı duayeni Mehmet Güngör ve oğlu Ahmet Güngör siyasetin içinde değiller, ama herkes onların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan sevgisini biliyor.

Geçen yıl…

Şehir Hastanesi’nin açılışında Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş aracılığıyla tanıştılar. Sonrasında görüşmeyi sürdürdüler.

Çevrelerinde pek bilinmez…

Hatta, bunları anlattık diye belki bize gönül koyacak, ama birkaç kez baba-oğul İstanbul’a gidip evinde ziyaret ettiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan da kandil kutlamak için aradı.

Son olarak…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dün sabah Van’a hareket etmeden önce İstanbul Kısıklı’daki evinde ziyaret ettiklerini, oğul Ahmet Güngör’ün sosyal medya paylaşımında gördük.

Zaten duygular fotoğrafa yansıyor.

 

Göçmen camiasından Mesut Yılmaz’a vefa

Bulgaristan’da Jivkov rejimi asimilasyona başlayınca, dünyaya duyurmak için rahmetli Mümin Gençoğlu liderliğinde Bal-Göç kuruldu. En büyük desteği ise dönemin Dışişleri Bakanı olan Mesut Yılmaz verdi.

Yılmaz 1997 yılında Başbakan olarak Bursa’ya geldiğinde Bal-Göç Genel Merkezi’ni ziyaret etmiş, bayrağı babasından devralan Turhan Gençoğlu da onur üyesi ilan etmişti.

Dün de…

“Bu camia Mesut Bey’in hizmetlerini unutmayacak” dedi ve rahmet diledi.