Flipboard
3 yıl önceydi… Bir Kuşak Bir Yol Projesi kapsamında Çin’in daveti, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü organizasyonuyla Çin’e gittik.
İlk dikkatimizi çeken…
Bulutlara ulaşan yüksek binalar yanında, her kentin kaldırımlarındaki insanların maske takarak yürümeleri olmuştu. Kimileri estetik kaygılarla takıyordu, ama genel olarak hava kirliliği maske takmayı kendiliğinden zorunlu hale getirmişti.
Açıkçası…
Bundan 3 ay öncesine kadar Türkiye’de ve de Bursa’da biri çıkıp da “Çok yakında maskesiz dışarı çıkamayacaksınız” dese kimse inanmazdı.
Ne var ki…
Geldiğimiz noktada, gözle görülmeyen bir virüs hem toplumu evlerine kapattı, ekonomileri bozdu, hem de yaşam kültürü ve alışkanlıklarını değiştirdi.
Değişen o alışkanlıklardan biri de maske oldu.
Nitekim…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salgın süreci geçse bile maske kullanımının devam edeceğini söyledi. O nedenle de, maske üretimine bazı standartlar getirildiğini açıkladı.
İşte…
Maskenin kalıcı hale geldiğini anlayan, eczanelerin yanı sıra marketlerde de satılmaya başlanmasıyla sürekliliği olan yeni bir ticari ürün ortaya çıktığını gören kimi sektör dışından müteşebbisler hemen harekete geçtiler.
İşte…
Tam bu noktada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı maske kriterleri arasında TSE belgesi zorunluluğu ortaya çıktı.
Bunu da…
Yani belge zorunluluğunu da fırsata dönüştürmek isteyen aracılar hemen harekete geçince ortaya bir anda belge korsanları çıktılar.
Kulağımıza…
Sektörden gelmemelerine karşın maske üretme işine girmeye karar verenleri bulup “Biz size TSE’den belgeyi alırız” diyen aracılar olduğunu duyuyoruz. İşte bu belge korsanlarına yönelik ilk uyarıyı Kalite Birliği Başkanvekili Mustafa Karaman yaptı:
“Sanayicilerimiz ve KOBİ’lerimizi uyarıyoruz. Belge almak için aracıya gerek yok. TSE’ye müracaat etmeniz yeterli. Kaynaklarınızı heba etmeyin, size verilen sözlere de kanmayın.”
Şu çağrısı önemli:
“Desteği aracılardan değil, TSE’den isteyin.”
“Kaliteyi kirletenlerden korunun”
Mustafa Karaman tüm yaşamını kalite mücadelesine ve TSE’ye adamış bir kalite fedaisi olarak kendini ortaya koymaktan hiç çekinmedi.
Bugün de…
Maske üretimine girmeye karar veren yeni müteşebbislere şöyle seslendi:
“Aracılar, çorbacılar, kolpacılar, yani bizim ifademizle ‘kaliteyi kirletenler’ devreye girmeye başladılar. Bu kişilerin maske üretmeye hazırlananlardan yüksek bedeller talep ettiklerini duyuyoruz. Lütfen TSE’ye müracaatınızı yapın, kendinizi de bu aracılardan koruyun.”
MHP’nin genç Gürsu İlçe Başkanı kararlı: Herkesi rahatsız edeceğiz!
Atanalı 1 ay bile olmadı… Fakat MHP Gürsu İlçe Başkanı Tahir Akdağ gençliğinin yüksek enerjisiyle çok hızlı başladı.
Ortaokuldan bu yana yer aldığı camiada Ülkü Ocakları İl Başkan Yardımcısı olarak Teşkilat Başkanlığı’nı yürütürken üstlendiği MHP Gürsu İlçe Başkanlığı görevini hakkıyla yerine getirmek için de kolları sıvadı.
Yönetiminden…
Yasin Arpuş, Öztürk Mataracı, Oğuzhan Ay ile birlikte ziyarete geldiğinde Tahir Akdağ’la yol haritasını da konuştuk.
Hedefi şu:
“Geçmişte belediye başkanlığı kazandığımız, şu anda 4 meclis üyemizin olduğu Gürsu’da MHP’nin yüksek potansiyeli var. Bu potansiyeli harekete geçirmek için çalışacağız.”
Şunun altını çizdi:
“Liderimize mutlak itaat ve sadakattan taviz vermeyeceğiz. Gösterdiği hedefler doğrultusunda Cumhur İttifakı’nın başarısı için çalışacağız.”
Şunu da ekledi:
“Teşkilatımızı çalıştırıp Gürsu’da güzel işler yapmak için, herkesi rahatsız edeceğiz.”
Pazarda maske, evlere erzak dağıtıyorlar
MHP Gürsu İlçe Başkanı Tahir Akdağ, kendisi gibi gençlerden oluşan bir yönetim kurmuş. Ziyarete geldiklerinde “İlçe yönetimi gibi değil, Ülkü Ocakları yönetimi gibi olmuş” dedik.
Onlar da…
Yüksek enerjileriyle Gürsu’daki pazaryerlerinde maske dağıtıyorlar, hayırsever desteğiyle de ihtiyacı olanların evlerine erzak yardımı ulaştırıyorlar.
Akdağ şu işareti verdi:
“Gürsu’da çok iyi çalışan bir Kadın Kollarımız var, diğer partilere göre daha aktifler. Bundan sonra daha da fark edilecekler.”
Lösemili çocuklara ramazan yardımı koronavirüsün gölgesinde kaldı
Mücadele yeni değil… Kısa adıyla LÖSEV olarak bildiğimiz Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, diğer illerde olduğu gibi Bursa’da da lösemili çocukların tedavilerine yardımcı oluyor.
Geçmiş yıllarda…
Hayırseverler de bu yardıma fitre ve zekat vererek katkıda bulunuyorlardı. Ne var ki bu yıl lösemili çocuklara yapılan yardımlar koronavirüsün gölgesinde kaldı.
Bir dönem Olay’da birlikte çalıştığımız Lösev Bursa İl Koordinatör Yardımcısı Aslı Metin Sakarya ile telefonda sohbet ederken, çarpıcı bir noktaya işaret etti:
“Asgari ücret veya altında gelire sahip ailelerimiz, ücretsiz izne ayrılmış veya işten çıkarılmış durumdayken omuzlarındaki yükü bir parça hafifletebilmek ve ramazan ayında sofralarını bereketlendirebilmek için saygıdeğer Bursalıların kıymetli desteklerine ihtiyaç duyuyoruz.”
İnsanın değerinin arttığı şu korona günlerinde, lösemili çocuklarımızı da yalnız bırakmamak gerek.
Çocukların 4 saatlik mutluluğu
Sabah… Burgaz’da çevreyi seyrederken, çocuklarının ellerinden tutmuş annelerin sahile doğru adeta akın ettiklerini görünce şaşırdık.
Önce anlayamadık, sonra da 21 Mart’tan beri sokağa çıkma yasağı olan 20 yaş altına 4 saatlik hava alma özgürlüğü tanındığını anımsadık.
Çocukları bu kadar uzun süre evde tutmak hiç de kolay değil. Üstelik bu süreçte bir de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı geçti.
Sahillerde, parklarda koşarken, oynarken gördüğümüz çocuklar umudumuz, her şey onlar için.
