Adı Metin Özdemir. Ailesi Orhaneli’nde yaşıyor. Dağ yöresinden çıkıp 1997 yılında Polis Akademisi’ni bitirdi ve Antalya Emniyet Müdürlüğü’nde Komiser Yardımcısı olarak göreve başladı.
Askerlik görevi gelince 1999 Mayıs ayında İzmir Gaziemir Oto Ulaştırma Taburu’nda asteğmen adayı olarak vatani görevine başladı.
Acemi eğitimini tamamlayınca, Kocaeli’nin Gölcük ilçesindeki Seymen 1. Ordu 15. Kolordu 744. Ulaştırma Oto Tabur Komutanlığı’na asteğmen olarak atandı.
19 Ağustos 1999 günü birliğine katılmak üzere Tabur’a gitti.
Fakat…
Seymen’de asker fazlası nedeniyle kalacak yer yoktu. Bunun üzerine subaylar Gölcük’te Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait Yıldızlar Orduevi’nde kalabileceğini söylediler. O da Orduevi’ne gitti.
Ne var ki…
İlk gecesinde deprem oldu ve Orhanelili Metin Özdemir de çöken Orduevi binası altında kalarak yaşamını yitirdi.
Ardından…
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Atilla Ateş aileye “şehit taziye belgesi” gönderdi. Belgede deprem felaketinde şehit düştüğü özellikle vurgulanırken “manevi hatırasının daima canlı tutularak sonsuza kadar yaşatılacağı” ifade edildi.
Fakat…
2011 yılında Bursa Askerlik Şubesi’ndeki denetim sırasında, Metin Özdemir’in dosyasında şahadet belgesi olmadığı ortaya çıktı. Bunun üzerine 1. Ordu Komutanlığı’na yazı gönderildi ve belge böylece geldi.
Sonrasında…
Aile oğullarının devlet tarafından şehit kabul edildiği gururuyla yaşadı. Hatta bayram ve özel günlerde evlerinden alınıp törenlere götürüldü, ama 2013 yılında, baba Hüseyin Özdemir oğlunun şehitlik hakları için başvuruda bulunduğunda sarsıldı.
Gelen yazıda…
Oğullarının “görevdeyken değil, istirahatteyken vefat ettiği” gerekçesiyle “vazife malulü sayılamayacağı” belirtiliyordu.
Bunun üzerine…
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire Başkanlığı’na dava açan baba Hüseyin Özdemir, oğlunun şehit kabul edilmesini istedi.
Ama…
Mahkeme “Metin Özdemir’in görev sırasında değil, kendisine tanınan imkandan istifade etmek için kaldığı misafirhanede vefat ettiği ve burada görevli olmadığı” kararını verdi.
O günden beri…
Orhaneli’nde yaşayan baba Hüseyin Özdemir oğlunun şehitliğinin kabul edilmesini bekliyor. Uludere’de katırlara bile tazminat ödeyen devletin, askerlik görevi sırasında depremde yaşamını yitiren oğlunu şehit kabul etmeyişini bir türlü içine sindiremiyor.
15 Temmuz’un meydan destanı afiş ve dergide yaşıyor
15 Temmuz darbe girişimi sonrası demokrasi nöbetinin en coşkulu geçtiği yerlerden biri Mustafakemalpaşa’ydı.
Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Sadi Kurtulan’ın önderliğindeki demokrasi nöbetlerini coşkulu kılan en önemli unsursa, her parti ve siyasi görüşün meydana gelip katılması ve görüşlerini açıklayabilmesiydi.
Özellikle…
CHP temsilcileri Mustafakemalpaşa’daki Adnan Menderes Demokrasi Meydanı’nı daha da anlamlı kıldılar. Yaşlısı, genci, çocuğu, kadını, erkeği, her kesim büyük bir coşkuyla meydanda yer aldılar.
İşte…
O meydan coşkusunun unutulup gitmesine razı olmayan Başkan Kurtulan, tüm süreci anımsatan iki özel çalışma yaptırdı. Bunlardan birinde, ilk günden itibaren meydandaki renkli görüntüleri bir dergide topladı ve geleceği yönelik ölümsüz bir belge bıraktı.
Bir yandan da…
Demokrasi şehitlerinin fotoğraflarının yer aldığı çok anlamlı bir afiş hazırlattı.
Hele…
Afişte bayrağa sarınmış bir çocuğun bakışlarıyla verilen “Bu gözler ne vatan hainlerini unutur, ne de kahramanlarını” mesajı çok etkileyici.
Afişin altında yer alan “Demokrasi Sevdalısı Mustafakemalpaşa” vurgusu da dikkat çekici.
Açığa alınan öğretmenlerle doğan krizi Meclis’e taşıdı
Şu anda hissedilmiyor, ama eğitim-öğretim yılı hızla yaklaşırken Bursa’yı bekleyen bir kriz ortaya çıktı.
O krizi…
Türk Eğitim-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu gündeme getirdi ve biz de 19 Haziran Cuma günü bu sütunlardan aktardık.
Söylediği özetle şuydu:
“İl Milli Eğitim Müdürü’nün yaptığı açıklamaya göre Bursa’da 3 bin 500 öğretmen açığı var. Bunun üzerine şimdi FETÖ soruşturmasında 1400 öğretmenin açığa alınması eklendi. Bursa’da eğitimi ciddi bir kriz bekliyor.”
İşte…
Toplamda 5 bin öğretmen açığı olduğu anlamına gelen bu önemli konuyu CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın soru önergesi haline getirip TBMM’ye taşıdı. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevaplaması isteğiyle verdiği soru önergesinde Aydın şunlara cevap arıyor:
Bir…
“Açığa alınan öğretmenlerin tamamının FETÖ’cü yapılanmayla ilişkisi olduğunu nasıl belirlediniz?”
İki…
“Açığa alınan öğretmenler arasında masum, eğitim sevdalısı, idealist olanların yeniden mesleklerine dönebilmeleri için bir çalışmanız var mı?”
Üç…
“Hiç bir suça karışmadığı halde açığa alınan öğretmenlerin uğradığı mağduriyeti gidermek için bir planlama yapmakta mısınız?”
Dört…
“Bursa’daki öğretmen açığını nasıl gidereceksiniz?”
Son olarak…
Yine Türkoğlu’nun gündeme taşıdığı, bu yıl ilkokulu 50 bin öğrencinin bitirmesine karşın ortaokul 1. sınıflarda 40 bin kişilik kapasite olduğu uyarısını da ayrı bir soruya dönüştürdü:
“Kapasitenin üstündeki sayıda çocuklara okullarda nasıl yer bulacaksınız?”
Gürsu siyaseti, Kaymakam Makas’ın dönmesiyle sevindi
CHP Gürsu İlçe Başkanı Cavit Kaya siyasette deneyimli bir isim. Üstelik aileden gelen bir deneyimi var.
Telefonla aradığında, “Çok keyifliyiz” diye söze başladı ve şunu söyledi:
“Gürsu Kaymakamımız Sayın Mehmet Makas FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alındığında çok üzülmüştük. Fakat serbest kaldı ve cuma günü öğleden sonra da görevine döndü. Şimdi çok sevinçliyiz.”
Neden sevinçli olduklarını şöyle açıkladı:
“Gürsu ekonomik ve sosyal alanda atılım içinde. Kaymakamımız da hem yatırım hem organizasyon anlamında Gürsu’yla bütünleşti ve ilçemizin ağırlığının olmasını sağladı.”
Düşüncesi şu:
“Gözaltına alındığında üzülmüştük, ama soruşturmadan alnının akıyla çıkacağını da biliyorduk. Beklediğimiz gibi olması bizi daha da mutlu etti.”