Seçime yaklaşılan her gün rekabet ve polemikler nedeniyle meydan gerginliği yaşanmasına herkes alışkın. Galiba bu tür atmosferler seçim havası kabul edildiği için toplum tarafından da bekleniyor.

Öyle ki…

Bu seçim döneminde seçmenin seçim havasına giremediği yorumlarının çokça yapılmasında, ilgisizlik izlenimleri aktarılmasında bu etkili oldu.

Seçim yaklaşırken meydanlar ısındı, atmosfer tamamlandı. Siyasetin alışılmış gerginliği fazlasıyla hissedilir oldu. Bu kez de başka bir durum ortaya çıktı: Sandığa güvensizlik.

Üstelik…

Seçime giren partilerin tümü sandık konusunda kaygı ortaya koyuyorlar.

Onun için de…

Bir yandan propaganda çalışmalarını yürütürken, diğer yandan tabanlarına sandığa ve kullanılan oylara sahip çıkılması çağrıları yapıyorlar.

Başlangıçta…

Bu kaygılar daha kısık sesle ve düşük yoğunluklu ifadelerle dillendiriliyordu. Son zamanlarda her partiden sert yaklaşımlar görülüyor.

Muhalefet partileri iktidar adına sandıklara müdahale edileceğine inanıyorlar. İktidar temsilcileriyse siyaset dışı unsurların sonuçları değiştirme girişimleri olduğuna ya da olacağına inanıyorlar.

O nedenle…

İktidarıyla, muhalefetiyle tüm partiler sandık görevlisi olarak seçim günü sorumluluk alacaklara çok fazla misyon yüklüyorlar. Onları motive etmek adına keskin yönlendirmeler yapıyorlar.

Gelinen nokta siyaset kurumu için de, demokrasi için de kaygı verici. Bir parti için atılan oyun bir başka partiye yazılması da, oyların görülmemesi de, akla gelmeyen başka olumsuz olasılıklar da tümüyle rahatsız edici düşünceler.

Ne var ki…

Siyasi partilerin en üst organlarından en alttaki yapılarına kadar sandık güvensizliği yayılmış durumda.

Böyle bir sorunu bugüne kadar toplum olarak hiç yaşamadık.

Bir yandan karşılıklı sıkılan yumruklar yerine diyalog siyaseti için özlem dile getirirken, diğer yandan partilerde ortaya çıkan güvensizlik duygusunun topluma yansımasının kaygısını taşıyoruz.

Umarız bunların hepsi aşılır.

 

Küçüksarı’dan farklı yorum

 

Siyasi partilerin tümünün sandığa güvensizliği noktasındaki gözlemlerimizi yazmak üzere klavye başına oturduğumuzda CHP İl Seçim Koordinasyon Sorumlusu Ali Küçüksarı ziyarete geldi. Bu durumu onunla da konuştuk.

Farklı bir bakış açısı var:

“Eskiden devlet memuruna saygı vardı. Fakat son dönem yapılar çok değişti. Güvensizlik bana göre bundan kaynaklanıyor.”

 

Çarpıcı iddia: Görevlisinden az oy alan partiler göreceğiz!

 

Sürekli tekrarlıyoruz. Bu seçimin geçmişteki seçimlerin tümünden çok farklı yanları var. Sandığa güvensizlik konusu da bunlar arasında yer alıyor.

Muhalefet partileri iktidara mensup kişilerin sandık sonuçlarını değiştirecekleri kaygısını yaşarken, iktidar partisindeyse siyaset dışı kulvarlardan sandıklara müdahale olabileceği kaygısı öne çıkıyor.

Nitekim…

Seçimin en çok çalışan adayları arasında yer alan ve atom karınca olarak anılmaya başlanan AK Parti Bursa Milletvekili Adayı Yüksel Yeni bu konudaki kaygısını çok çarpıcı bir iddia ile ortaya koydu:

“Saha çalışmalarım sırasında şöyle bir düşünce sahibi oldum: Bu seçim, aldığı oy sandık görevlisinden daha az olan partiler göreceğiz.”

Bu sözü şöyle açıkladı:

“Siyaset dışı bazı unsurlar, bazı küçük partilere kendi mensuplarını sandık görevlisi olarak yazdırıyorlar. Kişi filanca parti adına sandık görevlisi olarak sandık kurulunda yer alıyor, ama o partili değil.”

Şunu vurguladı:

“Adına gözlemcilik yaptığı partiye değil, kendi partisine oy verecek kişiler olacak. O nedenle bazı partiler görevlendirdikleri sandık görevlisi sayısından daha az oy alacaklar.”

Bunu da şuraya bağladı:

“AK Parti’nin başarılı olmasını istemeyen kimi çevreler, sandık başını etkilemek ve AK Parti oylarını engellemek için böyle hareket edebilirler.”

Açıkça söylemek gerekirse…

AK Parti Adayı Yüksel Yeni’nin sözleri bir iddia içeriyor, fakat çok çarpıcı bir iddia olduğunu da vurgulamak gerekiyor.

 

Cuma hutbesinde milliyetçilik krizi

 

Cuma namazlarında okunan hutbeler Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanıyor ve aynı hutbe tüm camilerde okunuyor.

Dünkü hutbede…

“… Müslümanlar arasında mezhebini, meşrebini, ırkını, ideolojisini rahmet dini İslam’ın önüne geçirme tuğyanına kapılanların sayısı hiç de az değil” cümlesi vardı.

Bu cümle…

Cuma namazı için camilere giden Ülkücü görüşe sahibi olanların tepkisine yol açtı. Gelen telefonlardan pek çok camide tartışma çıktığı ve namazı terk edenler olduğu anlaşılıyor.

Tepki gösterenler, “seçime 1 gün kala bu hutbeyi çok manidar” buluyorlar.

 

Her yere Hüseyin Şahin gitti, AK Parti‘nin yükünü omuzladı

 

 

Aday listelerinin açıklandığı 7 Nisan’dan bu yana siyasi partilerde seçim seferberliği başladı. Adaylar da hep yollarda.

Fakat…

Bazı adayların daha fazla yol yaptıkları, daha çok yere gittikleri görülüyor.

Bu…

Biraz kendi isteklerinden ve çalışma anlayışlarından kaynaklanıyor, biraz da onlara yönelik davetler nedeniyle böyle oluyor.

İşte…

İlk günden beri yollarda olan ve her yerden davet aldığı için her yere yetişmeye çalışan adaylar arasında AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM Plan Bütçe Komisyonu Üyesi olarak seçime giren Hüseyin Şahin dikkat çekiyor.

Deneyimli siyasetçi…

Hem köylerin sorunlarını iyi biliyor ve onlara derman olacak yollar gösteriyor, hem kent merkezlerinde sosyal yaşamın bir parçası olarak ne yapılacağını biliyor, hem de sanayici olduğu için iş dünyasının dilinden anlıyor.

Bütün bunlar…

Hüseyin Şahin’in yükünü arttıran unsurlar elbette. O da büyük bir enerjiyle taşın altına elini uzatıyor ve AK Parti’nin yükünü omuzluyor.

İzlenimimiz şu:

Her Partiye Hüseyin Şahin gibi adaylar lazım. Bu seçim kampanyasında çok yoruldu, ama zaman zaman eşinin de katılmasıyla başarılı bir kampanya yürüttüğünü gördük.