Sandık hızla geliyor… AK Parti ve MHP’nin anayasa değişikliği için görüşmeye başladıkları, hatta uzlaştıklarını açıkladıkları günler geride kaldı.

“Acaba teklif Meclis’e ne zaman gelir?” beklentisi de, TBMM Anayasa Komisyonu ve sonrasında Meclis Genel Kurulu’nda sabahlara kadar süren kavgalı oturumlar bile neredeyse unutuldu.

“Referandum ne zaman olabilir” tahminleri yapılan günler anımsanmıyor bile. Belirsizlik bitip sandık tarihi olarak 16 Nisan açıklandığında “Daha çok var” denilen zaman da geçti.

Bugün dikkat çeken şu:

1987’deki siyasi yasakların kaldırılması dışında geçmişteki referandumlarda son 2 haftaya girildiğinde sonuç tahmin edilebiliyordu, ama bu kez 13 gün kalmasına karşın net bir gözlem yok, anketler de farklılık gösteriyor.

İşte…

Bu belirsizlik 16 Nisan sonrası hesaplarını gündeme taşıyor. En önemli tartışma konusu olarak da karşımıza seçim çıkıyor.

Nitekim…

Her iki cephede de, yani evet ve hayır cephesinde de Ankara’dan gelen konuk trafiğinin arttığı şu günlerde yaptığımız sohbetlerde, sahadaki söylemlerin aksine referandumdan sonra seçim olduğu izlenimi ediniyoruz.

Örneğin…

Sandıktan hayır oyu çıkması için çalışan cephe sonuca ulaşırsa, bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti için güvensizliğe dönüştürüp seçimi gündeme getirme eğiliminde.

Buna karşın…

Referandumdan evet oyu çıkması halinde teknik ve siyasal nedenlerle seçim sandığı gelmesine yönelik hesaplar yapılıyor.

Çünkü…

Ülke için acil ihtiyaç görülerek referanduma gidilen Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin tam uygulanabilmesi için 2019 seçimini beklemek gerekiyor.

Soru da şu:

“Sistem değişikliği acil görülüp referanduma gidildiğine göre 2019’u beklemeye gerek var mı? Milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimi yenilenip yeni sistem neden hemen başlamasın?”

Yanı sıra…

16 Nisan’da sandıktan evet oyu çıkarsa önemli bir aşamayı geçecek olan AK Parti’nin son süreçte yaşadıkları nedeniyle kendini arındırıp siyasi yapısını güçlendirme amacıyla seçime yönelmesi de en güçlü olasılıklar arasında.

 

Sonucu sandıkta görmeye az kaldı

 

Şunun şurasında, bugün itibariyle 13 gün kaldı, ama referandum sonucuna ilişkin net bir tablo henüz ortada yok.

Sohbetlerde “Durum nedir?” diye soran dostlara şu cevabı veriyoruz:

“Hayır oyu verecekler net ifadelerle söylüyorlar. O bakımdan sokakta ve sosyal medyadaki organize gruplarda hayır yansıması fazla. Fakat evinde oturan ve her şeyi sessizce izleyen kitlenin kararını sandıkta göreceğiz.”

Galiba…

Bugüne kadarki anketlerin tıkandığı nokta da burası.

 

10 yıl önce Türkiye’yi geziyorlardı, bugün koşuyorlar

 

Siyasete 1980 öncesi Adalet Partisi Gençlik Kolları’nda, yani genç yaşta atıldı, hep önemli görevlerde bulundu. Örneğin, DYP’de en genç il başkanı oldu.

Yanı sıra…

2008-2009 yıllarında Süleyman Soylu’nun DP Genel Başkanı olduğu dönemde Genel Başkan Yardımcısı olarak yanında yer aldı ve birlikte Türkiye’yi adımlarken, yaşıtlarından önce Ankara siyasetine girdi.

2012’den beri yine Soylu ile birlikte AK Parti’ye geçtiler.

Dahası…

Süleyman Soylu bu dönem İçişleri Bakanı olarak sorumluluk üstlenince birlikte çalışmaya çağırdığı ilk isim Harun Akın oldu.

Yani…

10 yıl önce birlikte Türkiye’yi adım adım dolaşıyorlardı, bugün yine birlikte yollardalar. En önemli  fark ise şu:

Bugünün ortamında Soylu koşar adım çalışıyor. Onun için de akşam bulundukları yerle, sabah kalktıkları yer aynı olmuyor.

Nitekim…

Eşi Rukiye Akın’la birlikte hafta sonu kahve içmeye konuğumuz olduğunda Harun Akın’ın anlattıklarından biri bile çalışma ortamlarını ortaya koyuyor:

“Geçen gün gece geç saatte Bakanlık’tan çıktık. Sayın Bakan’la aynı araçta gidiyorduk ve ben eve gittiğimizi sanıyordum. Yolda araç havaalanına döndü, kendimizi Diyarbakır Lice’de operasyon bölgesinde bulduk.”

 

Bursalı bir bürokrata daha önemli görev

 

Metin Selçuk aslen Yenişehirli bir bürokrat. Kütahya Vali Yardımcısı olarak görev yaparken 3 yıl önce İçişleri Bakanlığı bünyesinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü kadrosunda Daire Başkanı olarak atandı.

Bursalı bürokrat Selçuk geçtiğimiz hafta da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdür Yardımcılığı görevine getirildi.

Böylece…

İçişleri Bakanlığı bünyesinde Bursalı bir bürokrat daha önemli görev üstlenmiş oldu.

 

Özbilge’den çağrı: Lütfen sandığa gidin, kader değişsin

 

Bir yandan Bursa’nın mahalle ve köylerini uçtan uca sokak sokak geziyor, bir yandan Ankara’ya yetişip DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın yurt gezileri ve hayır çalışmalarına katılıyor.

DSP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özbilge sohbetimiz sırasında saha gözlemlerini paylaşırken, alışılmış mütevazı çalışma anlayışının ötesinde iddialı bir ifade kullandı:

” Bizim CHP ile ortak çalışma yaptığımız zannediliyor. Öyle bir şey olmadığı gibi, sahada hayır için CHP’den daha fazla efor sarf ediyoruz.”

Gözlemi şu:

“AKP’nin kullanabileceği mağduriyet kalmadı. 72 milletle de kavgalıyız. Vatandaş her şeyin farkında. Zaten sahada da büyük çoğunlukla hayır oyu çıkacağı görülüyor.”

Sonra da şu çağrıyı yaptı:

“Lütfen ‘Benim oyum bir şey değiştirmez’ diye düşünmeyin ve sandığa gidin. Çünkü 1 oy çok şey değiştirir, siz de Türkiye’nin kaderini değiştirin.”

Bu arada…

Özbilge ile sohbet ederken, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın geçen hafta Bursa’ya geldiğini öğrendik. 2 günlük programla  Orhangazi, İznik, Gemlik, Mudanya, Görükle, Karacabey ve Mustafakemalpaşa’da “hayır” oyu çalışmasının büyük ilgi gördüğünü söyledi.

AK Parti’de vefa gecesi

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu referandum çalışmaları için bugün Bursa’ya geliyor.

Müezzinoğlu yarın da Merinos’ta saat 18.30’da AK Parti eski milletvekilleriyle birlikte geçmişte il ve ilçe başkanlığı yapanlarla yine eski kadın ve gençlik kolları başkanlarını bir araya getirip vefa toplantısı yapacak.