Başından beri… Koronavirüsle mücadelede iki alan öne çıkıyor. Doğal olarak öncelik sağlık alanında ve tüm çabalar insanı yaşatmak için ortaya konuyor.

Açıkçası…

Alınan kararlar, yapılan çalışmalar, ulaşılan sonuçlar kimi çevrelerde eleştirilse, ya da inandırıcılığı tartışılsa bile, toplum açıklamalara inanıp güven duyuyor.

Gerçekten de…

Türkiye aldığı önlemler ve verdiği mücadeleyle virüse karşı başarıya ulaştı.

Buna karşın…

Koronavirüs, ya da son süreçteki tanımıyla Covid-19 salgını nedeniyle günlük yaşam büyük bir çöküntüye uğradı. Sosyal yaşam zaten gündemden çıktı.

Ancak…

Sanayi üretiminin durması, fabrikaların çarkları durdurup çalışanlarını evlerine göndermeleri, esnafın işyerini kapatması, düne kadar geleceğin yatırımı kabul edilen hizmet sektörünün adının bile anılmaması ekonomik yaşama darbe oldu.

Ne var ki…

Siyasi otorite olarak hükümetin aldığı ekonomik önlemler ve bunun sonucunda açıkladığı destek paketleri var. Bu tür kararlarla sanayicinin, esnafın ve çiftçinin alacağı desteklerle üretimini ve işleyişini sürdürmesi, ekonominin de ayakta kalması hedefleniyor.

Gördüğümüz kadarıyla…

Türkiye sağlık mücadelesinde başarıya ulaşır ve koronavirüsü yener. Hem de çok fazla kayıp yaşamadan bu süreci geçirir. Ekonomik desteklerin yeterliliği tartışılsa da nefes almayı sağlar.

Ama…

Yaşadığımız süreçte bir yandan sağlık konusunda kaygılanıp panik davranışı sergileyen, bir yanda işini kaybetme ya da ailesini geçindirememe korkusu yaşayan insanımız psikolojik çöküntü belirtileri göstermeye başladı.

O nedenle…

Sağlık alanındaki mücadelede ortaya çıkan rakamların iyimserlik havasına yol açtığı şu günlerde, toplumu ruhsal çöküntüden çıkaracak önlemleri de bir an önce ele alıp planlamak gerekiyor.

Çünkü…

Toplumun acil olarak psikolojik desteğe ihtiyacı olduğu insanların davranış biçimleriyle ortaya çıkıyor. Sosyologların gözlemleri ve psikologların desteğiyle insanlar eğitici anlamda uyarılmalı ve süreci atlatmaları sağlanmalı.

Ölüm, yaşam, iş, gelecek kaygıları arasında sıkışanların kaygıları travmaya dönüşmeden bu planlamanın yapılmasında yarar var.

 

Suyumuza sahip çıkalım!

Sürekli aklımızda durmasında yarar var: Son yüzyılın en kurak beşinci, son 5 yılın da en kurak kış mevsimini yaşadık.

İklim değişiklikleriyle ortaya çıkan kurak kışlar yalnızca bizim değil, dünyanın da sorunu ve içilebilir su kaynakları azalıyor.

İşte…

Bu nedenle sahip olduğumuz suyun değerini bilip korumamız gerekiyor. Bursa’nın içme suyunu sağlayıp dağıtan BUSKİ de bu bilinci geliştirmek için “Suyun Geleceği Bizim Elimizde” sloganıyla kampanya başlattı.

Hiçbirimizin bana ne deme lüksü yok.

 

Doktor önlüğünü giydi, steteskobu taktı, çağrı yaptı: Evde kal Bursa

Yıllarca… Üstlendiği; başhekimlik görevi nedeniyle bürokrat kimliğiyle siyasetle ilişkisi oldu. Dr. Yahya Bahadır’ın siyasetle doğrudan ilişkisi İYİ Parti ile başladı. 2 yıldır da İYİ Parti Bursa İl Başkanı olarak görev yapıyor.

Salgın başladığında, İYİ Parti ilçe kongrelerini yapıyordu, fakat siyaset ikinci plana düştü.

İşte…

İYİ Parti İl Başkanı Yahya Bahadır da bu süreçte siyasi kimliğini bırakıp önlüğünü giydi, muayenede kullandığı steteskobu taktı ve doktor kimliğiyle Bursalılara seslendi.

Önce…

“Koronavirüsle mücadelenin en önemli yolu hastalıktan korunmaktır” deyip ellerin sık sık 20 saniye su ve sabunla yıkanması, zorunlu olmadıkça evden çıkılmaması uyarısı yaptı. Çıkıldığında da maske takılıp en az 1.5 metre fiziksel mesafenin korunmasını istedi.

Mesajı da şu oldu:

“Evinizde izolasyon kurallarına uyun. Biz sizin için buradayız. Bu saldırıyı hep birlikte yeneceğiz. Evde kal Bursa.”

   

Sokak hayvanlarını beslediler

Hafta sonları uygulanan 2 günlük sokağa çıkma yasakları süresince Bursalılara bir yandan da evde kal çağrıları yapılıyor ve toplum büyük oranda bu çağrılara uyuyor.

Ne var ki…

Bu kez de sokak hayvanları alıştıkları beslenmeyi sağlayamıyorlar.

İşte…

Yıldırım Belediyesi’nin ardından İYİ Parti Yıldırım İlçe Başkanlığı da devreye girdi ve ilçe teşkilatı sokak hayvanlarını beslemek için yollara düştü. Yıldırım’daki bu sokak hayvanlarını besleme anlarından hoş görüntüler yansıdı.

 

Evde karantina da, saçlar da uzadı, berberlere çözüm bulmak gerek

Sabah… Yıldırım Belediye Başkan Yardımcısı Ali Mollasalih’in sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşım dikkatimizi çekti.

Diyor ki:

“Saç sakal karışmadan, berberler bir program ve disiplin çerçevesinde hizmet verebilmeli.”

Aslında…

İlk anda tebessüm ettirse de, kişisel bakım ve temizlik açısından önemli bir konu. Hatta psikolojiyi etkilediği için toplumsal bir sorun olarak bile düşünülebilir.

Üstelik…

Bu konunun iki ayağı var. Lokantalar, kafeler ve kahvehanelerle birlikte umuma açık yerler kapsamında berberlerin de kapatılması kararı alındığında berberler için zor bir süreç başladı.

Şimdiyse ikinci aşamada berber hizmeti alanlarda sıkıntılı durum ortaya çıktı.

O nedenle Mollasalih’in dile getirdiği öneriye aynen katılıyoruz.

Eczaneler gibi nöbetçi berber uygulaması mı getirilir, yoksa başka bir formül mü bulunur bilemiyoruz, ama bu soruna bir çözüm bulma zamanının geldiği anlaşılıyor.

 

Keles’i cevizle donatmak istiyordu

Haberi… CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın’dan öğrendik. Keles’in Alpagut Köyü eski muhtarı ve Keles Muhtarlar Derneği’nin eski Başkanı Mustafa Bayhan vefat etmiş.

Okuyunca…

Bayhan’ın 12 yıl önce Keles’in tüm köylerini ekonomik getirisi yüksek ceviz ağaçlarıyla donatmak için yaptığı kampanyayı anımsadık. 100 bin ceviz ağacı hedeflemiş, Bursa merkezdeki sosyal derneklerle köylerde ceviz dikim törenleri düzenlemişti. Sonra da Keles’te kekik yetiştirmeyi desteklemişti.

Allah rahmet eylesin.