12 yıl aralıksız Başbakanlık yaparak ülkeyi yönetme rekoru kırdıktan sonra halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçilerek Çankaya’ya çıkan Recep Tayyip Erdoğan yerini, yani AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlığı kurultayda Ahmet Davutoğlu’na teslim ettiğinde siyaset kamuoyunda şöyle bir anlayış ortaya çıktı:

“Davutoğlu’nun Erdoğan’ın yerini doldurup dolduramayacağı 2015 Haziran’daki seçimde elde edeceği başarıya göre belli olacak.”
Aslında…
Lider, ya da genel başkan değişimi yaşayan partiler için böyle bir beklenti son derece doğal. Yeni genel başkanın geleceğiyle ilgili hesaplar, partisinin başında gireceği ilk seçimde alacağı sonuçlara bakılarak yapılıyor.
Ancak…
Genel anlamda normal olan bu durum, bugünün siyaset ortamı açısından pek geçerli değil.
Çünkü…
Adaylığı söz konusu olduğu günden beri alışılmış tarzda cumhurbaşkanlığı yapmayacağını söyleyen Erdoğan’ın hedefinde başkanlık sistemi var.
Bu nedenle…
Kurucusu olduğu AK Parti’ye seçimlerden anayasayı değiştirmeye yetecek sayıda milletvekili çıkarma hedefiniÇankaya öncesi koydu.
Bu da…
2015 genel seçiminin, Erdoğan’ın hedefleri ile kesişeceğini gösteriyor.
Dahası…
Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle 81 ilde teşekkür mitingleri yapmaya hazırlandığına ilişkin haberler medyada sürekli yer alıyor. Bu mitinglerin süreciyle milletvekili genel seçiminin kampanya süreçleri de paralellik göstereceğe benziyor.
Yani…
Muhtemelen 14 Haziran 2015’te yapılacak milletvekili genel seçimi tablosuna bakıldığı zaman, Erdoğan ve AK Partifotoğraflarının zaman zaman iç içe geçtiği görülüyor.
O bakımdan…
8 ay sonra yapılacak milletvekilliği genel seçiminde AK Parti’nin alacağı oyla Ahmet Davutoğlu karnesi çıkarmak hatalı olacak.
Buna karşın…
Mart ayında yapılan yerel seçimlerde göreve gelen belediye başkanlarının süreleri 5 yıl sonra, yani 2019’da bitecek. Geçen ay yapılan seçimde cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın görev süresi de 5 yıl sonra, yani 2019’da sona erecek. Haziran 2015’te yapılacak milletvekili genel seçimi de, 4 yıllık dönem nedeniyle 2019’da yenilenecek.
Tablo ortada…
2019 yılında Türkiye’nin önüne 3 sandık gelecek. O sandıkların aynı seçimde gelmesi, yani 3 seçim bir arada olması akla yatkın bir ihtimal.
Kısacası…
2019 yılında yapılacak 3 seçim Türkiye’de siyasetin kırılma noktası olacak.

 

 

 

***

 

 

 

 

Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 seçimlerinde iktidara geldiğinde “uzun soluklu olamayacağı” öngörüsünü dile getirenler vardı. Fakat AK Parti 12 yıldır iktidarda. Üstelik iki dönemdir cumhurbaşkanı da çıkarıyor.
Bu tablo…
Siyasette alan daralmasını beraberinde getirdiği için yeni parti arayışları zaman zaman gündeme geliyor, ama bunlar sonuca ulaşamıyor.
Son zamanlarda, Erdoğan sonrası AK Parti’nin zayıflayacağı öngörüsü yeniden gündeme gelmeye başladı. Kulağımıza gelenlere göre, siyasi arayışlar için de 2019 seçimleri hedef alınıyor.
Hatta…
Bugün için küçülen ya da tabela partisi konumunda olan bazı partilerin yeni bir siyaset alanı oluşturması için girişimler yapıldığı konuşuluyor.

 

 

 

***

 

 

 

 

Türkiye’deki siyaset tablosu sosyolojik açıdan derinlemesine inceleme gerektiriyor.
Örneğin…
Konsensüs Araştırma Şirketi’nin eylül ayında yaptığı gündem araştırmasına göre, seçmenin yüzde 49’u mevcut siyasi partilerin kendi beklentilerini karşılamadığını düşünüyor. Beklentilerinin karşılandığını söyleyenlerin oranı yüzde 27’de kalırken, yüzde 24 de ne karşılıyor, ne karşılamıyor yaklaşımı sergiliyor.
Tablo…
Kendi görüşünü temsil etmeyen partilere oy verdiğini, ancak bunu da gönülsüz yaptığını gösteriyor.

 

 

 

***

 

 

 

 

Önce… Kent içindeki kavşaklarda dilenen çocuklarla ortaya çıktılar. Sonra, kentin merkeze uzak mahallelerinde yaşanan ufak-tefek kimi olaylarla gündeme geldiler.
Bir yandan da…
Bursa Terminali’ne her gün otobüslerle inmeye devam ettiler. Bursa bir anda gizli göç dalgası ile karşı karşıya kaldı. 4 ay önce, Bursa’daki Suriyeli sığınmacı sayısının 20 bini geçtiği konuşuluyordu. Bugün bu rakam daha da büyüdü.
Fakat…
Rakamın artması kadar, Suriyeli sığınmacıların yaşadıkları sıkıntılar şu aralar daha fazla öne çıkmaya başladı.
Örneğin…
Bursa’nın sahil beldelerinden Burgaz’da yaz boyu park çimenleri üstünde yaşayan Suriyeli aileler vardı. Bazı çocuklar da evleri dolaşarak dileniyordu. Ramazanda iftar saatlerinde binalardan gelen yemek tepsileri beslenmelerini sağladı.
Fakat…
Okulların açılmasından sonra yazlıklardaki nüfus azaldı. Dahası, geçen haftadan beri yağmurlarla birlikte hava da soğudu. Artık parklarda yatıp kalkmak kolay değil.
Üstelik…
Önümüzdeki günlerde hava daha da soğuyacak, dışarıda yaşam daha da zorlaşacak.
Son yağmuru, balkonların ve çıkıntıların altına ya da bankaların para çekme makinelerinin bulundukları kulübelere sığınarak atlatmaya çalışan Burgaz’daki Suriyeli konukların durumları dün Olay’ın birinci sayfasına Zor Hayatbaşlığıyla yansıdı.
Yağmurun ıslattığı kaldırımlarda, çıkıntıların altına sığınıp geceleyen ailelerin küçücük çocukları insanın yüreğini sızlatıyor. O çocuklar gündüz de geçen araçlara “Biz Suriyeli’yiz, yardım edin” yazılı kağıtları gösterip dileniyorlar.
Gerçekten de…
Ülkelerini can güvenliği nedeniyle terk edip buralara kadar gelen insanlar, kışın kapıya dayanmasıyla çok zor bir hayatla karşı karşıyalar.
Vatandaş tüm hayırseverliği ve yardımlaşma duygusuyla sığınmacılara el uzatıyor, en azından yemeklerini sağlamaya çabalıyor. Ama bu yeterli değil.
Kaldı ki…
Sıkıntı yalnızca Suriyeli sığınmacılar için değil, genel kent düzeni anlamında da sorun var. Bu sorun daha fazla büyümeden daha başka şeyler yapılmalı.

 

 

 

***

 

 

 

 

DP Genel Merkezi’ne isim önerirken önceki akşam kendini DP İl Başkanı bulan Gemlik eski ilçe başkanı Mehmet Hamaloğlu, dün patiye gidip 3.5 aydır boş olan görevi devraldı.
Yönetim kurulu listesini oluşturmak üzere çalışmalara da başlayan Hamaloğlu, eski il başkanlarına yönetime girme çağrısı yaptı, ama pek kabul görmedi.
Bu arada, bayramlaşma için Ankara’dan Adnan Tufan’ın bayramın ikinci günü Bursa’da olacağı bilgisi geldi.