Önce… Amerika geldi, ulusal güvenlik tehdidimiz olarak yıllardır mücadele verdiğimiz bölücü terör örgütüne 12 bin tır silah dağıtarak risk oluşturdu.

Sonra…

Sınırlarımızdaki terör tehdidini bertaraf etmek, ulusal güvenliğimizi korumak için, Suriye’de sınırın öbür tarafına geçtik,

Zeytin Dalı gibi, Fırat Kalkanı gibi, Barış Pınarı gibi önemli harekatlar yapıp bölgeyi temizledik ve tehlikeyi sınırımızdan uzakta tuttuk.

O aşamada…

Rusya’nın desteğini alan Esad güçleri tüm sorunların kilidi haline gelen İdlib’e saldırılar düzenledi. O saldırılardan kaçan milyonlarca kişi Türkiye’ye yöneldi.

Yeni bir göç dalgasını sınırımızın uzağında durdurup engellemeye çalışırken, uzmanların deyişiyle barışa gözlemci olurken de perşembe gecesi yapılan hava saldırısına 33 şehit verdik. Yüreğimiz yandı, içimiz kavruldu.

O acıyla…

Ortadoğu konusunda  görüşünü Türkiye’nin önemsediği uzman olan Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi’yi arayıp “Bizi neden vurdular?” diye sorduk.

Sözün başında…

“Türkiye’yi şehitlerle sınamaya ve vazgeçirmeye çalışıyorlar” dedi ve şu değerlendirmeyi yaptı:

“Rejim askerlerinin kaç bini etkisiz hale getirilse de, bombardımanlarda kaç bin sivil ölse de, Türkiye için önceliğin askerlerinin kılına zarar gelmemesi, ya da sivillere zarar verilmemesi olduğunu biliyorlar.”

Yorumu şu:

“Bu nedenle, Türkiye’yi gözlem noktalarından kendi sınırlarına geri çekmeye çalışıyorlar.”

Ardından…

“Bunu yaparken de, Domino etkisine yol açacak planı yürürlüğe koyuyorlar” deyip önemli bir plana işaret etti:

“Hedeflerinde birinci aşamada Türkiye’yi İdlib’den çıkarmak var. İkinci aşamada Türkiye’yi Zeytin Dalı harekat bölgesi olan Afrin’den, üçüncü aşamada Fırat Kalkanı bölgesinden çıkarmak var.”

Planı şöyle tamamladı:

“En sonunda da Türkiye’yi tümüyle Suriye’den çıkarmak istiyorlar.”

33 şehit verdiğimiz saldırıyı şöyle yorumladı:

“Planlarını uygulamak için Türkiye’yi önce mülteci akını ve şimdi şehitlerle cezalandırıp sınamak istiyorlar. Fakat bu hesap yanlış.”

 

Türkiye’nin iyi niyetini anlamadılar

 

Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi önemli bir anımsatma yaptı:

“4 Temmuz 2003’te Kuzey Irak’ta askerlerimizin başına çuval geçirilmesi bizim için travmatik oldu, devlet ve millet hafızasını etkiledi. Rusya’yla tüm iyi ve kötü ilişkilerimizde de bu travma aklımıza gelecek.”

Düşüncesi şu:

“Oradaki pozisyonumuz saldırgan değil, defansifti. Göç ve sivil katliamları engellemekti, ama rejim ve Rusya Türkiye’nin bu iyi niyetini anlamadılar.”

 

Prof. Dr. Pirinççi: Sığınmacılara kapıların açılması AB ile yük paylaşımı

 

Perşembe gecesi… İdlib’de 33 şehit verdiğimiz saldırı sonrası gelişmeleri arasında, Reuters Haber Ajansı’nın servise koyduğu haber ekrana geldi.

Haberde…

“Türkiye’nin sığınmacılara kara ve deniz kapılarını açtığı, isteyenin gidebileceği” duyuruluyordu. İlk anda, “Mülteciler üzerinden politika doğru mu?” diye düşündük.

Gerçi…

Resmi açıklamalara böyle bir karar yansımadı, ama sabah Yunanistan’a geçmek için Edirne’ye yönelen sığınmacıları izlerken, Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi’ye düşüncesini sorduk.

Baştan söyleyelim, bizim gibi düşünmüyor:

“Gerçi resmi olarak açıklanmadı, ama Avrupa Birliği’ne Türkiye’nin taşıdığı yük hatırlatıldı. Bunun dışında Türkiye’nin resmi göç politikası devam ediyor. Yalnızca Avrupa’yla yükün paylaşılması bakımından ele alınmalı.”

Ardından…

“Bir bu kadar yükün daha gelme ihtimali unutulmamalı” diye de ekledi.

 

İdlib, küresel anlamda insanlık trajedisi

 

Araştırmaları ve saha çalışmalarıyla Ortadoğu Uzmanı olarak tanınan, görüşü önemsenen Prof. Dr. Ferhat Pirinççi bölgedeki gözlemlerine dayanarak kaygısını dile getirdi:

“İdlib meselesi yalnızca Türkiye’nin ulusal güvenlik meselesi değil, aynı zamanda küresel anlamda insanlık trajedisi. İdlib’de yaşananlar İdlib’le sınırlı kalmaz, Türkiye’yi de, bölgeyi de, dünyayı da etkiler.”

Çağrısı şu:

“Avrupa ülkeleri daha somut adım atmalı, inisiyatif almalı. Üstelik, harekete geçmenin tam zamanı.”

 

AK Parti ilçelerde jenerasyon yeniliyor, ama 4 kongre İdlib için ertelendi

 

AK Parti’de… Kongre sürecine girilirken yapılan istişarelerin sonunda 3 ilçe başkanının yenilenmesine karar verildi. Bu 3 ilçeden Nilüfer’e Eşref Kurem’in, İnegöl’e Mustafa Durmuş’un, Kestel’e de Sinan Aktaş’ın ilçe başkanı atandığını dün bu sütunlarda aktardık.

Kulağımıza gelenlere göre, 3 ilçeden 3 aday adayıyla mülakatlar neşeli geçmiş.

Hatta…

Son kararı veren AK Parti Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir aday adayı olarak Ankara’ya getirilenler için Bursa Koordinatörü Muhammed Balta ile İl Başkanı Ayhan Salman’a teşekkür etmiş.

Şöyle bir izlenim doğmuş:

AK Parti teşkilatına sinerji yansıtacak değişimle jenerasyon yeniliyor.

Bununla birlikte…

Kongre takvimine göre, AK Parti ilçe kongrelerinin bu hafta sonu başlaması gerekiyordu. Bugün Orhaneli ve Büyükorhan, yarın Harmancık ve Keles’le ilk ilçe kongreleri yapılacaktı.

Ancak…

İdlib’deki saldırıda 33 şehit vermemiz üzerine ilk 4 kongre ertelendi.

 

Siyasi dostluk bir başka

 

3 dönem AK Parti Milletvekili olarak Bursa’ya hizmet eden, tüm ilçelerden iş ve spor dünyasına her kesime uzanıp sorun çözen Hüseyin Şahin 2018 seçiminde aday olmadı, o zamandan beri de siyasete uzak duruyor.

2 yıldır işlerine ve üstlendiği görevlere yoğunlaştı.

AK Parti Grup Toplantısı’nı televizyondan izleyenler spor giysili Hüseyin Şahin’i görünce heyecanlandılar. Toplantı sonrası Şahin de son Başbakan olan Binali Yıldırım’la fotoğrafını “severiz birbirimizi” notuyla paylaştı.