Ahmet Emin Yılmaz
Ahmet Emin Yılmaz
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Üstesinden geliriz, ama bu terör yalnızca bizim terörümüz değil!

Pazar akşamı televizyon ekranından Ankara’da 5 ay içinde gerçekleşen üçüncü terör saldırısıyla ilgili gelişmeleri milyonlarca kişi gibi içimiz yanarak izlerken şunu düşündük:

Anlaşılan o ki…

Örgüt adı ne olursa olsun ve kim destekliyorsa desteklesin Türkiye’yi hedef alan terör yeni bir aşamaya geçti. Türkiye’nin kalbi ve başkenti olan Ankara’nın kalbi sayılabilecek noktalarda katliamlara yönelmelerinin başka anlamı yok.

Üstelik…

Terörü planlayanlar Ankara’yı güvensiz göstermek, devlet için de yönetilemiyor imajı vererek topluma korku salmayı da hedefliyorlar.

Bu saldırıları yapan ve masum insanları acımasızca öldürenler aynı zamanda topluma korku salmayı da hesaplıyorlar.

Nitekim…

Toplumdan bir yandan tepkiler sert ifadelerle yükselirken, “Ankara’daki yakınlarımızı ‘İyi misin?’ diye aramak gibi bir alışkanlığımız da oldu” diyenlere de rastladık.

Öfkemizi taşıran sansasyonel eylemlerin neyin intikamı olduğunu bilemeyiz, ama Türkiye’nin topyekûn terör saldırısına karşın milletçe topyekûn terörle mücadele başlatması gerektiği de artık çok açık bir şekilde ortada.
Çünkü…
Vicdana sığmayan bu savaş topyekûn mücadele ile kazanılabilir. Vatandaş devletiyle el ele vererek terörün üstesinden gelebilir.

Bu noktada…

Batı dünyasının da artık daha samimi olması gerekiyor. Avrupa’da terör saldırısı olduğunda hemen kol kola yürüyenler, Türkiye’deki bu acımasız saldırıları uzaktan “tüh tüh, vah vah” diyerek izliyorlar.

Nitekim…

Ankara’da yaşayan İngiliz müzisyen James Taylor bizler adına Batı’ya seslenirken aynı zamanda dürüst olun çağrısı da yapıyor:

Londra, New York, Paris’teki terör saldırılarına bakıp, kurbanların acılarını hissetmek ve üzülmek kolay. O zaman neden Ankara için de aynısı olmuyor? Charlie oldunuz. Paris oldunuz. Ankara olacak mısınız?”

Altına imza atacağımız çağrıysa, İspanya’da hepimizi başarıyla temsil eden Barcelonalı Arda Turan’dan geldi:

Bütün dünyaya sesleniyorum. Bu sadece bizim problemimiz değil; senin, benim, hepimizin. Teröre karşı tek vücut olma zamanı.

Biz bu dünya üzerinde toprağa düşen her can için gözyaşı döktük. Acılar sizin coğrafyanızı sardığı zaman sizlerle beraber üzüldük. Şimdi o övündüğünüz medeniyetin gereğini yapın ve ayağa kalkın.

Çünkü insanın değerini belirleyen, yaşadığı coğrafya değildir.

Biz sizin acılarınızda elimizi uzattık, beraber ağladık. Şimdi benim ülkemde hiç bilmediğiniz evlerde; anneler, babalar, kardeşler, eşler ağlıyor. Tepkinizi şimdi gösterin.

Terör saldırısıyla yanan yüreğimiz, Arda’nın sözleriyle titredi. Başımız sağolsun.

 

Türkiye’deki çocuk sağlığı Uludağ’da masaya yatırıldı!

 

Anne-babaların neredeyse tümünde olan bir durum var… Kendimiz söz konusu olduğumuzda doktora gitmek için son ana kadar beklemeyi seçeriz, ama çocuğumuzun hasta olduğunu düşünürsek soluğu anında doktorda alırız.

O bakımdan…

Çocuk sağlığı ve hastalıkları denildiğinde yetişkinler için akan sular durur.

Buna karşın…

Türkiye’de son dönemde çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında çok başarılı gelişmeler yaşanıyor. Son derece başarılı doktorlar, çok özel teşhis ve tedavi yöntemleri geliştiriyorlar.

Bunları da…

Bilimsel kongrelerde paylaşıma açıyorlar. Hatta., sorunları masaya yatırıyorlar.

İşte…

Böyle bir organizasyon dün Uludağ’da başladı. Üstelik, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı öncülüğünde tam 12 yıldır devam eden Uludağ Pediatri Kış Kongresi çocuk doktorları camiasını bir araya getirdi.

Prof. Dr. Nihat Sapan dün telefonda sohbet ederken kongre için şunları söyledi:

400 katılımcısı olan kongrede 90 da öğretim üyesi konuşmacı var. Çocuk sağlığı ve hastalıkları konusunda tıbbın tüm kesimleri burada.”

Çarşamba günü sona erecek kongrede çocuk sağlığı ile ilgili tüm gelişmelerin masaya yatırılması elbette çok önemli. Fakat bu tür kongrelere Bursa turizminin çok ihtiyacı olduğu da unutulmamalı.

 

Hedefleri, sosyal sorumluluk projeleriyle bütünleşmek

 

Yıllar önce hem dernekçilik yapmak, hem de Bursaspor maçlarını radyodan anlatmak için Anadolu’nun hemen her köşesini dolaştık. Pek çok ilde dostlarımız var.

Unutamadığımız iller arasında, sokaklarında dolaşıp kebapçılarında damak tadı deneyleri yaptığımız Gaziantep’in çok ayrı bir yeri var.

Bursa Gaziantepliler Derneği’nin enerjik başkanı Bilal Şengüloğlu, yönetiminden Samet Ceylan, Betül Erdoğan, Şükrü Fırat ile birlikte ziyarete geldiklerinde gözümüzde anılar canlandı, oradaki dostların kulaklarını çınlattık.

Gördük ki…

25 yıllık derneğin en genç yönetimi görevi üstlenmiş. Zaten Başkan Bilal Şengüloğlu da enerjisini dernek çalışmalarına harcamaya hazır.

Hedeflerini…

Bursa’da yaşıyoruz, bu şehre aidiyet duyuyoruz ve hizmet edip faydalı olmak istiyoruz” diye söze başlayıp şöyle sıraladı:

Bursa Kent Konseyi ile birlikte sosyal sorumluluk projeleri geliştirip Bursa ile bütünleşmek amacındayız.”

Kafasındaki projelerden bazılarını da aktardı:

Örneğin ilik nakli projesi hazırlamak istiyoruz. Çünkü insanların en büyük sorunlarından biri görüyoruz. Lösev ile de işbirliği yapmak istiyoruz.”

Ayrıca…

Dernek bünyesinde Avrupa Birliği projeleri için harekete geçtiklerini de söyledi.

 

Antep Günleri de geliyor…

 

Bursa Gaziantepliler Derneği Başkanı Bilal Şengüloğlu, yönetimiyle birlikte yaptığı ziyaret sırasında açıkladı:

Bursa’da bugüne kadar Antep Günleri hiç yapılmadı. Yönetim olarak bir ilki gerçekleştirip Antep Günleri düzenleyeceğiz.”

Gerçi…

Bu sözleri hedef gibi söyledi, ama kafalarında bir de tarih var: Nisan sonu ya da mayıs ayı başı.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X