Bu yazımda basketbolda gerek yazılı ve görsel olarak gerekse maç anlatımlarında duyduğumuz bazı terimler ve anlamlarını sizlerle paylaşmak istedim.
Asist: Bir oyuncunun takım arkadaşına verdiği sayı pası. Airball: Şut atıldığında topun ne çembere, ne potaya değmemesi. Alley-oop pass: Rakip potaya yönelmiş bir oyuncuya atılan yüksek pas. Topun havada yakalanıp smaçlanması ile son bulursa daha da güzel olur. Back court: Bir takımın savunma yaptığı yarı saha. Base line: Basketbol alanını sınırlayan, çember altından geçen dip çizgi. Blok: Savunma oyuncusunun rakip oyuncunun şutunu kesmesi. Bouns pas: Topu yere vurdurarak verilen pas. Box and one savunma: Dört oyuncunun alan, bir oyuncunun adam adama savunma uyguladığı bir defans şekli. Box out: Rakip oyuncunun ribaunt almasını engellemek için, rakibi arkaya alarak çemberden uzak tutmak. Backup: İlk beşte yer alan pozisyonların birinde oynayan oyuncuların yedeği. Ballhandling: Oyuncularda top hakimiyeti. Bank shot: Panyalı basket atma teşebbüsü. Cross pas: Rakip savunmanın üzerinden çapraz taraftaki takım arkadaşına atılan pas. Cut: Sayı yapmak amacıyla pota altına yapılan çabuk hareket. Charging: Hücum faul. Cross-over: Son derece mühim ve etkili bir driplingle adam geçme hareketi. Dunk: Smaç, slam, slam dunk, jam de denir. Dripling: Top sürmek. Double-team: İkili sıkıştırma. Drive: Rakip savunmanın arasına topla girmek. Downtown: Potaya çok uzak mesafe. Fundamentals: Basketbolun temel kural, teknik ve stratejileri. Fast break: Topu kontrolüne geçirdikten sonra, rakibin savunma yapmasına fırsat vermeden rakip potaya hücum etmek (Bildiğiniz hızlı hücum). Front court: Bir takımın hücum yaptığı yarı saha. Fadaway jumper: Geriye doğru sıçrayarak şut atabilen oyuncu. Give-and-Go: Futboldan ver-kaç olarak bildiğiniz hadise. Hook shot: Çengel atış. Hand-Checking: Savunmacının, defans yaptığı rakibe eliyle şarj uygulayarak pozisyonunu bozması. Help side: Yardım tarafı. High sost: Serbest atış çizgisinin dolayları. Handoff: Elden ele verilen pas. Jump shot: Sıçrayarak atış. Lay-up: Turnike diye bildiğimiz hareketin sonunda topu çembere bırakmak. Low post: Potanın iki yanındaki bölgeler (Alçak post). Man to man: Adam adama savunma. Match-ups: Eşleşme. Özellikleri birbirine benzeyen oyuncuları birbirlerini savunmakla görevlendirme. Overtime: Oyunun uzatmaya gitmesi. Press: Rakip takıma kendi alanında yapılan baskılı savunma. Pick-and-roll: Top süren arkadaşına perde koyup içeri devrilip sonra onun pasını alıp şutu kullanmak. Possession: Top hakimiyeti. Quadruple-Double: Dört kategoride birden iki basamaklı sayılara erişmek. Rebaund: Topun çembere veya potaya çarptıktan sonra bir oyuncu tarafından alınması. Reverse: Dribbling esnasında aniden 360 derecelik dönüş yaparak karşıdaki savunmacıyı ekarte etmek. Switch: Savunmadaki takım oyuncularının tuttukları rakip oyuncuları, pozisyon gereği değiştirmeleri. Show-up: Pozisyon gereği rakibe şöylemesine bir görünüp, akıllı olmasını sağlamak. Steal: Top çalma. Faydalı hırsızlık. Sky Hook: Çok yüksekten bombeli olarak atılan çengel atış. Triple-Double: Üç kategoride birden iki basamaklı sayılara ulaşmak. Tip-in: Çemberden sekmiş bir şutu içeriye iteleyip sayı yapmak. Trailer: Fast break’te, karşı potaya en önde giden oyuncuların ardından gelen, geriye atılan bir pasla veya top girmediğinde ribaundu almak/tamamlamak için avantajlı sayı pozisyonu yakalayan oyuncu. Transition: Top hakimiyet değiştirdiğinde hücumdan defansa veya defanstan hücuma geçiş. Timing: Zamanlama. Turn-Over: Top kaybı. Weak Side: Sahanın, topun olmadığı bölümü. Zone: Alan savunması. Savunmadaki takımın belirli bir bölgeyi savunarak yaptığı müdafaa.
Haftaya görüşmek üzere…