Avrupa’da kader haftası biraz teselli ama beklenenin tam tersi geçti. Frutti Extra Bursaspor ile üzüldük ama perşembenin gelişi çarşambadan belli olmuştu. Sezon başı durumundan çok daha geride olan takımımız Avrupa’ya erken veda etmiş oldu. Geçen sezon yaratılan mucize, rakip İspanyolların maç boyu akılların da olunca çok tutuk oynamalarına sebep oldu.

Koç Alimpjevic’in bence çok yanlış bir strateji ile saçmalık derecesinde aşırı sertlik ile oynamayı tercih etmesi ile ortaya çıkan faul sorununa dar rotasyon eklenince iş zora girdi.

Belki skor düşük kaldı ama Bursaspor’un oyun tarzı tutarak değil atarak oynamak olmalıydı. Bu olamayınca, bu sezon sahasında hiç maç kaybetmeyen Gran Canaria’ya İspanyol organizasyon ve hakemlerin yakın olacakları ortada iken bu taktik olmazdı. Ancak Onuralp’e yapılan adeta cinayete teşebbüs faule diskalifiye çıkmaması tam bir rezaletti. Zaten uzun süre seyrettikten sonra Canaria’nın kupa da devam edeceğini ve bu oyuncunun diğer turda olmayacağını öngören hakemler bu skandal karara imza attılar. Yönetim ve sponsorun dar rotasyon ile buralarda daha üst turların olamayacağını anlamış olduğunu düşünüyorum. Onuralp’i tüm sezon maçları ve bu maçta kanlar içinde kalsa da bırakmadığı mücadelesi için tebrik ediyorum.

Eurocup’ta eşleşmeler; Türk Telekom-ULM, Prometey-Promitheas, Badalona-Hapoel ve Gran Canaria-Paris şeklinde oluştu. Türk Telekom’a Ulm karşısında bol şans diliyorum, finale sadece 2 maçları kaldı.

Eurolig’de ise Fenerbahçe Beko kendi elinde olan 5. sıra ve Monaco eşleşmesinde bana göre yüzde 60 olan F4 şansını çok amatörce hatalar yaparak kaybetti. Neyseki Basconia’nın mağlubiyeti sayesinde play-off yaparak teselli buldular ancak 8. olarak ligin en formda ekibi Olympiakos ile eşleştiler. Burada esasında Real ve Barcelona; Fenerbahçe’ye daha ters gelebilecek ekipler. Olympiakos oyun olarak daha uygun gibi görünse de neredeyse tüm sezonu lider götüren takıma Eurolig yönetimi ve dolayısıyla hakemler çok daha sıcak bakacaklardır.

Tüm seri de extra iyi oynarlar ve İstanbul’da iki maç kazanırlarsa bir şansları olabilir. Belgrad’da; İsmi seneye Anadolu Efes ile anılan Campazzo’nun şovunu izledik. Fenerbahçe de; oyun uzatmaya kalmadan önce mola alarak rakip koça hücumu organize etme şansı vermek çok acemice bir hareketti. Topu getirmesi gerekirken ve oyunda çok daha iyi isabet bulacak oyuncular varken maçta iyi de oynasa da son topu Calathes ile kullanmak yanlıştı. Oyun boyunca kritik yerlerde büyük hatalar yaparak eski takımı ve atmosferden olumsuz etkilenen Guduric’e çok süre verilmesi, berabere biten bir oyunda bir serbest atışın bile çok önemli olduğu dakikalarda topu daha iyi faul atacak oyuncularla buluşturmak gibi kararlarda Koç İtoidis ve asistanı Dedas’ın yine oyuna hiçbir katkıları olmadı.

Öte yandan Fenerbahçe’ye hiç yakışmayan itici tavırları ile bu güne kadarki süreçte her türlü provokasyonun baş aktörü Dedas’a nasıl tahammül edebiliyorlar anlamak çok zor. Son haftada play-offf dışı kaldıkları belli olmasına rağmen, Kızılyıldız, Panathinaikos ve Bayern’in sonuna kadar savaşmaları işte bu yüzden burası Eurolig dedirtti.

Sezonun en başarılı takımı ise düşük bütçe ve kısıtlı kadrosu ile büyük usta Obradovic’in Partizan’ı oldu. Daha yukarıda bitiren koca koca takımlar onlarla eşleşmemek için panik yaşadılar. Play-off eşleşmeleri şöyle oluştu; Olympiakos-Fenerbahçe, Barcelona-Zalgiris, Real Madrid-Partizan ve Monaco-Maccabi.