Turnuvaya iyi mücadele ettiğimiz ancak sonunu getiremediğimiz Rusya mağlubiyeti ile başladık. Takımımızın gayreti her topa saldırması ve maçı bırakmaması herkes tarafından takdir gördü. Halen galibiyeti olmayan ve basketbol ülkesi olmayan Britanya’yı yendik. Ancak Sırbistan maçında da aynı senaryo ortaya çıktı ve tecrübesizlik ve maç sonu oynama eksiği ile kaybettik.

Salı günkü  maçımız, Belçika ise var olup olmama maçı haline dönmüştü. Turnuva ilerledikçe kazandığımız tecrübe ve özgüven ile maç sonunu doğru ve iyi oynayarak ilk 16 takım arasına kendimizi attık. Bu akşam 20.45’te oynayacağımız Letonya maçı ise tam bizim ayarımızda bir rakip ve kendimizi test edebileceğimiz bir maç olacak. Aynı zamanda grupta 3. olma ve karşı gruptan gelecek turnuvanın en formda ekibi ilk 3 maçını 40 sayı ortalama fark ile kazanan ve en son Hırvatistan’ı yenerek C Grubu 1.’liğini garantileyen İspanya’ dan kaçma maçımız olacak. ‘Çok iyi mücadele ediyoruz. Maçı sonuna kadar bırakmıyoruz‘ gibi söylemleri artık geçmemiz lazım. İyi oynayan ve savaşana 2 puan vermiyorlar, ayrıca artık savaşmayan takım kalmadı. Bu işin normali bu. Artık hücumumuzu organize etmeyi öğrenmeli ve tecrübe eksiğimizi yavaş yavaş aşmalıyız. Burası Avrupa Şampiyonası. (üstelik kendi ülkemizde oynuyoruz). Maç kazanmak çok zor ve turnuva ilerledikçe daha da zor hale gelecek. Kaybettiğimiz Rusya ve Sırbistan maçlarını ülkemizde değil onların ülkelerinde veya tarafsız bir başka ülkede oynadığımızı düşünelim acaba maçlar aynı şekilde mi sonuçlanırdı sorusunu ve cevabını iyi düşünmemiz lazım.

Takımımızda; Cedi özellikle ilk Rusya maçında yaptığı müthiş işler ve diğer oyunlarda büyük aşama kaydetti ve takımın yıldızı olma yolunda ilerliyor. İnşallah NBA macerası basketbolunun üstüne koyarak devam eder. Melih, çembere her pozisyonda topu atabilen ve sıkışan oyunu açabilecek, top el yaktığında sorumluluk alabilecek bir oyuncu olduğunu gösterdi. Semih ise 6 ay oynamama sakatlık ve maç eksiğine rağmen olağanüstü bir çaba ile uzunlarla tek başına boğuştu ve çok büyük katkı verdi. Furkan çok iyi işler yaptı, sorumluluk alarak ilerisi için Milli Takıma çok katkı yapacağı sinyallerini verdi. O da NBA deneyimi ile muhakkak basketbolunu çok ileriye taşıyacaktır. Milli takım deneyimi olmayan Erkan ise beklentilerin çok üzerinde takıma destek verdi.

Ancak görünen 1 ve 5 numaraları pozisyonlarda sıkıntımız olduğu, burada Sinan ve Kenan 2 numaralı pozisyona daha yakın oyuncular. 1 numara için artıları ve eksileri var ama tam istenilen 1 numara değiller. Semih dışında 5 numarada oynayacak tecrübe de oyuncumuz yok. Muhakkak buralara oyuncu bulmalı ve yatırım yapmalıyız. İlk 5’in tamamı yabancı oynayabilen ve takımlarda 1 ve 5 No’lu pozisyonların yabancı oyuncular ile doldurulduğu bir lig ile bu sorunlar çok zor çözülür. Federasyon’un bu işe el atması ve formüller üretmesi gerekiyor.

Alttan gelen ve Avrupa’da dereceler alan Milli takımlarımızdan bu pozisyonlar için oyunculara yatırım yapmalı, onlara oynayacakları ortamlar yaratmalıyız. Avrupa da tüm kupalara aday ve bu kupaları kazanan takımları olan bir ülkenin Milli takımının sadece mücadele eden, maçı bırakmayan bir takım görüntüsünden daha iyi bir şeyler başarabilen ve daha yukarılarda yer alan bir takım durumunda olması hepimizin ortak dileği. Çok iyi takım dediğimiz Sırbistan takımının çoğunluğunun da genç oyunculardan oluştuğu gerçeğini gözardı etmeyelim. İyi yoldayız ancak eksiklerimizi görerek ve üstüne giderek bu geçiş dönemini en iyi şekilde aşmamız gerek.

Grupta son durum da ise Letonya’ya kaybedersek kesin 4. oluyoruz ve ilk 8’e kalma maçını İspanya ile oynuyoruz. Galibiyetimiz halinde 3. sıra garanti. Bu arada Belçika sürpriz yapar, yorgun Rusya’yı yenerse üçlü averaj durumu oluşabilir ve Rusya grupta sonuncu olur. Milli takımımız Letonya’yı 9 sayı ve üzeri yenerse grupta 2. olur. Karşı grupta ise Hırvatlar şu anda 3 galibiyet ile alttaki takımları da yendiği için 2.’liği garantilediler. Büyük olasılıkla ilk 8’e kalma maçını Hırvatlar ile oynarız (bugün kazanırsak) rakip kim olursa olsun  turnuvada bu güne kadar kazandığı deneyim, özgüven ve  seyirci baskısı ile çeyrek finali zorlayacak bir Milli takım izleyeceğiz.

Haftaya görüşmek üzere…