Bu gece Eurolig‘de yeni sezonda yeni bir İstanbul derbisi var…

Bir tarafta Ataman ve Micic’in gitmesinden sonra Erdem Can liderliğinde kadroyu yeniden yapılandıran Anadolu Efes, diğer yanda son olarak Saras Jasikevicius’u koç’luğa getiren ve üst üste aldığı galibiyetlerle taraftarına umut aşılayan Fenerbahçe Beko…

Her takım her maçı kazanmak ister ancak İstanbul derbisi basit bir kazanma zorunluluğunun ötesine geçiyor. Eurolig sezonuna zorlu bir program ve çalkantılı bir performansla başlayan Efes, daha fazla belirsizliğin yaşanmaması için bu maçı kazanmak zorunda. Her mevsimin dönüm noktaları olur işte tam oradalar. Birkaç hafta önce Efes’in galibiyet oranı yüzde 50’nin üzerindeyken üst üste üç yenilgi yeni sıkıntılara yol açtı. Anadolu Efes, yılbaşının ardından Yunanistan’da Ergin Ataman’ın Panathinaikos karşılaşmasından bir hafta önce Valencia ve Madrid’de çift turlu maçlar için İspanya’ya gidecek.

Daha sonra iç sahalarında Virtus, Barcelona ve Monaco’yu konuk edecekler. Bu, şu anda sıralamanın ilk sekizinde yer alan ardı ardına altı rakip anlamına geliyor. Deplasman maçlarının zorlukları, arka arkaya çift turlu haftalar ve rekabetin seviyesi göz önüne alındığında, Efes’i yeni yıla kâbus gibi bir başlangıç yapabilir. İşin gerçeği Anadolu Efes’in bu galibiyete Fenerbahçe’den çok daha fazla ihtiyacı var.

Çok zorlu yolculuklar, A planının işe yaramamasının ardından yaşanan felaket ikinci yarılar, net bir liderin olmayışı, her ne kadar Fenerbahçe Beko henüz evinde maç kaybetmemiş olsa da taraftarlar Dimitris Itoudis’in takımına inancını yitirmişti. Efes’e karşı TBL’de aldığı yenilginin ardından Fenerbahçe yönetimi de durumu göz ardı etmedi ve Yunan teknik adamla yollarını ayırdı. Takımı Avrupa’nın en büyük isimlerinden biri ve taraftarların favorisi Sarunas Jasikevicius devraldı ve takımın enerjisini ve umudunu yeniden canlandırdı. Yeni bir koç’un bu kadar kısa sürede büyük değişiklikler yapmasını beklemek zordur ama bazı değişiklikler de var. Esasında Jasikevicius çok zor bir koç, kolay kolay beğenmez, yıldız oyuncu pek sevmez, savunmayı çok önemser ve hücumda topu paylaştırmak ister ama eski koç’a göre oyuncularla ilişkileri çok üst düzeyde olacaktır. (Litvanya da çalışırken çok kritik bir maç öncesi çocuğu doğan oyuncusuna verdiği izin ve bu sorulduğunda verdiği cevap hala akıllarda) Onun gelişi ile Dorsey rotasyona yeniden girdi. Wilbekin biraz farklı bir rolde ne kadar üretken olabileceğini gösterdi. Takımın üçüncü çeyreklerdeki istikrarsızlığı şimdilik bir kenara bırakıldı ve Saras yönetiminde ilk üç maçını kazanarak bir yükseliş başladı.

Litvanyalı efsane, Fenerbahçe’deki kariyerine olumlu başladı ve daha da fazlası gelecektir. Fenerbahçe’nin Efes’i yenmesi halinde, beşi evinde oynanacak olan önümüzdeki 7 maçın favorisi olarak büyük bir galibiyet serisine ulaşabilir. Üstelik rakibinizi psikolojik olarak yenmek Playoff’lar da iç saha avantajı elde etmek demek olabilir. Kağıt üzerinde Fenerbahçe’nin geçen sezondan önemli oyunculara sahip olması nedeniyle rakiplerine karşı avantajı var. Skor guard ve forvet rotasyonlarında Efes’e göre ciddi bir çeşitlilik ve derinlik var. Bütün bunlar göz önüne alındığında, Fenerbahçe’nin daha agresif oynamayı göze alması mümkün.

Itoudis’in aksine, Wilbekin ve Calathes’in işleri daha dengeli, uyumla ve oyun kontrolüyle oynuyorlar. Efes’in guardları yerel lig maçında Fenerbahçe’yi geride bırakmıştı. Bryant Efes rotasyonuna geri döndü ancak gerçek şu ki fiziksel olarak tam formunda değil. Thompson tutarlılığının hala sorgulanabilir olduğu bir pozisyonda, kimse onun bir maçtan diğerine ne yapacağını bilmiyor. 1’e 5 pick-and-roll’lar Efes’in, Fenerbahçe’ye karşı avantajlı olacağı alanlardan biri olacak. Fenerbahçe’nin pick-and-roll’deki zayıflıkları göz önüne alındığında, tecrübe eksikliği olsa da Oturu gibi hücum özelliğine sahip bir uzunun önemi ortaya çıkabilir. Larkin bir önceki iç saha maçında dinlenmişti, bu maçta 30-35 dakika oynayabilir. Efes şüphesiz oyunu hızlandırmaya çalışacak, Fenerbahçe uzunlarının yavaş ayaklarına hücum edecek ve oradan faydalanacaktır ama kesin olan bir şey var. Eurolig’in, “Her
maç önemlidir” sözü bu oyunda çok daha fazla geçerli olacak.