Altan Kutucu
Altan Kutucu

Malumun ilamı…

Köşe Yazısını Dinle

Salı akşamı hatırı sayılır bir taraftar önünde oynanan maçta Tofaş; rakibi AEK’ya ikinci maçta da kaybederek FIBA Şampiyonlar Ligi‘ne çok erken veda etmiş oldu. Çok doğru bir söz vardır, “görünen köy kılavuz istemez”

Tofaş’ın bu duruma nasıl geldiğini üç yıl geriye giderek bakmamız lazım… Pandemi şokundan sonra hep vizyonu düşük kadrolar, vasat veya vasat altı yabancılar, devamlı değişen koçlar ve dolayısıyla sistemler… Daha ne olsun, bu sürecin sonunda kaçınılmaz son.

Her yazım da belirtiyorum; ama içeriden bu kadar zayıf bir Tofaş takımı hiç görmedim. Bu yüzdende dışarıya baskı artıyor ve her maçta aynı senaryo… Başta sayı bulan kısalar, sonlara doğru fiziksel düşüş ve üzerlerine yapılan baskı ile top kayıpları, kaybedilen oyunlar… İşler dibe doğru jet hızıyla gidiyor.

Kemal Sunal severler bilir, bir filmde kendini kömürle boyayıp basketbol takımına yabancı oyuncu olarak transfer olmuştu… 33 yaşındaki Nijeryalı Suleiman Broimoh’u, ilk geldiğinde uçağından karşılayan görevli kesin yanlış birini aldı ve Bursa’ya getirdi. Kimse de farkına varmadı ve böyle devam ediyor… Vasat takımlarda oynasa da, bu kadar basketboldan uzak ve hiçbir katkısı olmayan bir oyuncu olamaz… Yaşı da var… Bu tip bir oyuncuyu düşünmek bile başlı başına bir fiyasko. Ya uzun Baubacar Toure’ye ne demeli? Sadece sıçramakla bir şey olmadığı ortada… Rakibi ısıran bir oyuncu değil tam bir hayalet.

Diğer 4 numara Deon Marshall en azından daha vasat üstü takımlarda oynamış ancak 34 yaşında ve basketbolu unutmuş gibi oynuyor… Kenara bakıyorum, bu üç oyuncuya top gelince herkes gözlerini kapatıyor. Çünkü ne olacağı belli değil.

AEK maçının sonlarında Koç Priftis kısalara, “içeriye sakın vermeyin kendiniz ne yaparsanız yapın” diyordu.

Gelelim geçen de yazdığım Arturas Miraklis’e; kariyerine saygım var.  Zalgiris’in efsane oyuncusu ancak 38 yaşında ve artık basketbolu kafasında bitirmiş… Şu yukarıdaki
oyuncular yerine daha iyi oyuncuların olduğu bir takımda büyük tecrübesiyle kritik yerlerde katkı verebilir ancak bu takımda kurtarıcı rolüne soyununca olmuyor. İşler daha kötüye gidiyor. AEK karşısında 3 tane arka arkaya üçlük sokunca maç bir anda değişti ama nefesi yetmedi ve en kritik topu dışarı atarken en önemli son hücumu da kahramanlığa soyunup Kemal Sunal kullanınca Avrupa’da sezon sona ermiş oldu.

Bu vasatın altının altı AEK takımını bizim ligde zirvede olmayan 14 ile 4. Sıra arasında her takım çok rahat 2-0 eler. Hele ilk maçı deplasmanda seyircisiz iken. Tofaş’ın ligde rahat
yendiği Büyükçekmece, Merkez Efendi ve Aliağa bu takımı iki maçta da fark atarak eler.

Neyse dost acı söyler. Birilerinin de bunları söylemesi lazım; İlimizin takımı yılların kulübü Tofaş’ta bu yazdığım yabancılar olmaz olmamalı… Derhal müdahale edilip artık neye mal olduğuna falan bakmadan bu 4 yabancı acil değiştirilmeli. Zira bu maçtaki seyirciyi bile bir daha çok zor bulursunuz. Takım kan kaybediyor, kulübün imajı fena halde zedeleniyor, kim elini taşı altına sokacaksa soksun tren kaçmak üzere. Bu gidiş iyi gidiş değil, müdahale gecikirse takım küme düşme potasına kadar gider. Bu da benden ve devamlı konuştuğumuz tüm basketboldan anlayan çevremden size bir tavsiye olsun.

Tekrar görüşmek üzere…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X