Hayatının en zor kararlarından birisini verdiğini açıklayan Zeljko Obradoviç, “Ailemle birlikte hayatımın en zor kararlarından birini verdim ve koçluğa bir yıl ara verme kararı aldım” ifadelerini kullandı ve Fenerbahçe dönemine son noktayı koydu. Obradovic bir araba kazasında bir yayanın ölümüne neden olmasıyla 2 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı, cezasını çektikten sonra Partizan‘da hem basket oynamaya devam etti hem de KK Partizan gençlik takımını çalıştırdı. 1991 yılında basketbol bıraktı. 1996 Olimpiyatları‘nda Yugoslavya millî takımı ile 3. oldu. 1997 Avrupa Basketbol Şampiyonası‘nı ve 1998 Dünya Kupası‘nı kazandı. 1988 Olimpiyat ve 1990 FIBA Basketbol Dünya Kupası‘nda altın madalya ve gümüş madalya kazandı. 1999 Avrupa Basketbol Şampiyonası‘nda ise 3.’lük kazandı. 1992‘de Partizan ile İstanbul‘da Euroleague şampiyonluğu yaşayan Obradovic, 9 kez Euroleague‘i kazanma başarısı elde etti. 2007 ve 2011‘de Avrupa’da yılın koçu ve Euroleague‘de “Alexander Gomelsky” ödülünü kazandı. Obradovic 5 farklı kulüp ile 9 Euroleague şampiyonluğu kazandığı için, Avrupa‘nın en iyi koçlarından biri olarak kabul ediliyor.

Obradovic, Fenerbahçe’nin başına 2013 yılında geçti. Onunla beraber kulüp, tarihindeki en parlak dönemini yaşadı ve Avrupa‘nın sayılı basketbol takımları arasına girdi. Fenerbahçe, EuroLeague‘de ilk Final Four, ilk final, ilk şampiyonluk ve 4 kere üst üstte Final Four oynama başarısını onunla gösterdi. Şampiyon olan ilk Türk takımı olarak basketbol tarihine geçti. 4 Türkiye ligi, 3 Türkiye kupası, 3 Cumhurbaşkanlığı Kupası kazandı.

Gelelim madalyonun diğer yüzüne; Fenerbahçe’den ayrılması sonrası geride ne bir oyuncu ne bir sistem kaldı mı? Bu kadar para yatırım elde kupalardan başka ne var bunu sorgulamak lazım. Yetiştirdiği ve piyasaya sunduğu tek bir oyuncu ismi yok zira milli takımın durumu ortada bu kadar başarılı bir Fenerbahçe takımı ama milli takımda Melih dışında oyuncusu yok ve onunda altyapı orası değil, ha şunu diyebilirsiniz “Obradoviç vitrin koç, başarı için geldi” kadroda çok üst düzey oyuncular ile ona sadece kupaları almak, takımı yönetmek kalıyor ancak hiç mi oyuncu çıkaramaz. Türk basketboluna bu açıdan hiç mi katkısı olmazı sorgulamak Türk basketbolseverlerin hakkı değil mi? diye düşünmeden edemiyorum. Bu arada yerine uzun yıllardır yardımcısı olan Erdem Can’ı önermiş, inşallah yeni bir İtoudis olayı gerçekleşir en azından Türk basketboluna bir antrenör hediye etmiş olur. Bu tartışmalar uzar gider her şeye rağmen Türk basketbolundan bir usta geçti şöhretine uygun sonuçlar aldı ve bizleri çok heyecanlandırdı diyerek noktayı koyalım.

Tekrar görüşmek üzere…