1992’de İstanbul’daki Final Four’un şampiyonluk maçının dramatik sonunun kahramanı olan Aleksandar Djordjevic, bu sezon Fenerbahçe Beko’nun koçluğunu yapıyor. 20 yıldan fazla süren oyunculuk kariyerinde, “Clutch” oyuncu olarak isim yapmıştı. (büyük maçların son bölümlerinde daha iyi performans gösteren oyuncu). Basketbol macerasına Sırbistan’ın başkenti, aynı zamanda doğduğu yer olan Belgrad’da başlayan Djordjevic farklı takımlarla Partizan, Olimpia Milano ve FC Barcelona ile üç kez Koraç Kupası’nı kazandı. İspanya Ligi’ni de hem Real Madrid hem de Barcelona ile kazandı, 108 maç oynadığı Yugoslav Milli Takımı ile Olimpiyat gümüş madalyası, Dünya Şampiyonluğunu ve üç kez EuroBasket’i kazanarak kariyerini taçlandırdı.

1990’larda fırtına gibi esen Yugoslav takımı ile birçok basketbol severin kahramanı olan Djordjevic basketbol kariyerinin başladığı takım ile 1992’de, İstanbul’da, Abdi İpekçi Arena’da son saniye basketiyle kulüp tarihinin ilk ve tek EuroLeague kupasını getirdiği 16 Nisan 1992 akşamından birkaç hafta önce EuroLeague muhabiri Stankovic’e İstanbul hakkında şöyle konuşmuştu; “İstanbul’u düşlüyorum, yavaşça kendimi bir rüyaya kaptırıyorum: Belgrad’da uçaktan Avrupa şampiyonunu kaptanı olarak elimde kupayla iniyorum, hayatımda bundan iyi başka bir an olur mu? Bilmiyorum” Ve o maç olabilecek en dramatik şekilde bitti. Joventut Badalona bitime 9 saniye kala 68-70 öne geçtiğinde hücum sırası Partizan da idi. Sasha topu kenardan aldı, getirdi ve dengesizce savurduğu üçlük filenin içerisinden geçtiğinde bitime sadece birkaç saniye kalmıştı ki o attığı üçlük Euroleague’de bu zamana kadar bir final maçının son saniyelerinde atılmış maç kazandıran tek üç sayılık basketti.

“Çocukken hayal ettiğim her şeyin gerçeğe dönüşmesiydi, mahallemizdeki basketbol oynamaya başladığımızda defalarca böyle maçların hayalini kurardık, süre bitiyor ve biz de o son şutu atıyoruz, herkes ayakta, herkes çılgınlar gibi seviniyor, o rüyaları gerçekleştirdiğim için şanslıyım ve oynadığım tüm takımlarla yaşadıklarım arasında daha iyisi olmadı, 25 yaşında hali hazırda tecrübeli İstanbul’dan önce ve sonra da kulüpler ve milli takımla kupalar kazanmış bir oyuncuydum ama o şut kariyerimin bir imzası oldu ve bana kariyerime dair ekstra bir teminat verdi, kariyerim boyunca her zaman kendimi sorumluluk alma kapasitesine sahip ve o son şutu kullanabilecek bir oyuncu olarak gördüm, bazen o şutlar girmedi ama her zaman hayal kırıklıklarından daha çok mutluluk vardı.” Aynı zamanda bu sonuç antrenörlüğün henüz başlarında olan ünlü koç Zeljko Obradoviç’in de ilk şampiyonluğu idi. Sasha; 20 yılda kazandığı kupalar ve gösterdiği performans ile 2008 yılında Euroleague için katkıda bulunan 50 oyuncudan biri seçildi ve Avrupa basketbol tarihinin en iyi oyun kurucularından biri oldu.

Antrenörlük kariyerine ise; 2007 yılında Olimpia Milano’da başlayan Djordejevic: 2011-12 sezonunda Benetton Treviso, 2013-19 Sırbistan Milli takımı ile 2 dünya, 1 Olimpiyat gümüş madalyası, 2015-16 Panathinaikos ile Yunanistan kupası, EuroLeague Play-off’un da Baskonia’ya elendiler, 2016-18 Bayern Münih ile Almanya kupası, 2019-21 Virtus Bologna ile 2019 FİBA Şampiyonlar Ligi finalinde Tenerife’yi yenip kupayı kazanarak kariyerinin en büyük başarısını elde etti. Şimdi Fenerbahçe Beko ile artık daha iyilerini ülkemiz basketbolu için başarması dileğiyle.