En son söyleyeceğimi hemen yazayım; böyle rezalet bir karar olmaz. Bir takımın emeğini hiçe saymak bu kadar kolay olmamalı. Faul ile uzaktan yakından alakası olmayan 3 saniye kala çalınan bir düdük ve maçı Tofaş yerine Galatasaray kazanıyor.

38 dakika 57 saniye olanların hiçbir önemi yok; tabelada Galatasaray 93 Tofaş 91 yazıyor, fıkra bitti.

Tofaş kenarı pozisyona bakın diyor ki, bu imkânsız her faule gidip bakarsan maç bitmez, başhakem olarak bakamıyoruz diyorsan o faulü çalmayacaksın. Hakemler özellikle maç sonlarında kesin görmediğiniz faulleri çalmayın diye eğitim alırlar. Bu düdüğü çalana sezonun selameti açısından çok uzun bir süre maç vermeyeceksin ki, daha sezon başından iş sulanmasın, kulaklarına küpe olsun.

Tofaş yandı ama herkese ders çıkacak bir yaptırım olmalı.

Oyuna gelirsek; Tofaş geçen hafta belirttiğim gibi maç içinde iki kez çift haneler ile geri düşse de maçı hiç bırakmadı. Bu sezon bunu hep yapacaklar. Litvanya’lı Blazevic yine çok iyi oynarken 25 sayı buldu. Geçen maç oyuna giremeyen Besson, 16 sayı ile beklenen katkıyı verdi. 17 sayı bulan Yiğitcan yine iyiydi ancak uzunlar Whaley ve tecrübesiz Kidd’le bu sezon zor geçer. Dışarıda oynayan diğer yabancılarda soru işaretleri artıyor.

Koç Rajkovic yine doğru kararlar verirken, son topu kullanmak için faul yüzdesi bu maçta düşük olan rakibe ve kendi molasının olmasına bakarak risk alıp kumar oynaması doğru bir hamle oldu. Ve takım öne geçti ancak Türkiye’deki spor iklimini ve psikolojiyi acil öğrenmeli veya ona öğretilmeli.

Son 3 saniyede Perez oyundan çıkmaz onun tecrübesindeki bir oyuncu son top savunmasında nerede duracağını nasıl hareket edeceğini sahadaki herkesten iyi bilir. Genç çaylağı sokarsan, hakemler de o olmayan alakasız faulü çalar. İddia ediyorum orada Perez olsa hiç temas olmayan bu pozisyona ufak temas bile olsa hakemler faul çalmazlardı. Bunları Koçun hızlı bir şekilde öğrenmesi şart. Galatasaray Palmer, McCollum ve Cummings ile skor buldu, oyunda kaldı ancak rakibini emeğinin yok sayıldığı haksız bir galibiyet aldılar.