Sezonun ilk maçında Fenerbahçe, şimdi de Anadolu Efes. İki Eurolig takımımız da Bursa’da vize alamadılar. Zaten, Tofaş’ın zor zamanlarında bile bu büyük bütçeli takımlar çok kez Bursa’dan eli boş dönmüşlerdir. Bu tip maçları oynamak Tofaş’ın genlerinde var. Yıllarca bu galibiyetleri yaşadık, bu maçta da Anadolu Efes 86-79 ile kurban oldu.
Maç dengeli başlarken Efes hep bir tık avantajlı gidiyordu. Her ne kadar sakatımız çok, Avrupa’ya dinlendiriyoruz filan deseler de 3 takım çıkaracak kadroları var. Bütçeleri Tofaş’ın en az 15 katı. El insaf böyle mi oynar bu kadro. Un var şeker var ama helvayı yapacak koç yok. Maç kaybederler “Uçağı kaldırıyorum ama indiremiyorum” der, “sakatlar çok, çalışamıyoruz” der. Hep bir mazeret Anadolu Efes’in koçu. Bu tarz koç olamaz, canlı izledim sıfır katkı, yalandan bir iki mola filan ama sahada icraat yok, takım düzensiz, oyuncuları yönlendirme yok, karşı takıma önlem yok, oysa Loyd, Cordinier, Wailer-Babb çok iyi oyuncular.

Sadece bu maç için konuşuyorum; uzun oyuncular çok vasat ama daha dışarıda bekleyen sürüsüyle oyuncu var ama kenarda Koç Kokoskov oldukça, büyük hayal kırıklığı yaşamaya devam edecekleri kesin.

Kazanan taraf Tofaş’a gelirsek; diğer maçlara göre baş döndüren rotasyon bir tık daha azdı. Savunma ve mücadele on üzerinden on bir. Müthiş savaştılar, sayı potansiyeli yüksek rakibi 79 sayıda tutmak büyük iş. Ama Perez el koymasa maç kaybediliyordu. Çok kritik yerlerde bulduğu sayılar ve asistler rakibinin canını fena yaktı, kalitesini sahaya yansıttı. Yiğitcan oyunun hep içindeydi. (Koçu bir bölümde onu kenarda unutsa da) Tolga’daki kıpırdanma önemli, iyi işler yaptı, Furkan 6’da 1 attığı üç sayılıklar dışında faydalıydı ancak bir çuval inciri üçlüklerle berbat ettiğini anlamalı. Blazevic sonlarda iyi katkı verdi ama sezon başı oyunundan halen uzak. Maçın sonlarında rakip koç Kokoskov ve Rajkovic, sen kaybetme ben kaybedeyim oyununa girdiler. Maç boyu geride oynamışsın, son bölümde 4 sayı öne geçiyorsun. Efes berbat tercihlerle 3 topu çok acele kullanıyor, Tofaş da aynısını yapıp boş dönüyor. Rajkovic’den de hiç katkı yok. Topa basıp üç pas yaptırsa iş bitecek. Buralarda oyun aklı koymak lazım.
Bu çok iyi bir sonuç ama kimseyi yanıltmasın. Daha rakibimiz olan veya daha zayıf takımlara kaybedebiliriz. Hakemler de sert oyuna izin vererek oyuna katkı sağlayınca savunma ve mücadele böyle üst düzeylere çıktı. İşin içine seyirci girdi, tribünler coştu ve bu güzel sonuç da geldi.

Flipboard