Geçen haftaki farklı ve teslimiyetçi oyundan sonra açıkçası bu maçtan umudum çok azdı ve aynen o şekilde başlayan maçta, farkı 20 sayılara kadar çıkaran Anadolu Efes rahatça kapıyı kapatacak derken, seyircinin de devreye girmesi ile TOFAŞ müthiş bir geri dönüşe imza atarak maçın sonların da 5 sayı öne geçti. Ancak 93-95 ile play-off için çok önemli bir ekstra galibiyeti avucunun içinden kaçırdı.

Bana göre maçın içerisindeki bu geri gelişte en önemli şey koç farkı idi. Çiçeği burnunda Efes koçu karşısında, yılların tecrübesi Orhun Ene özellikle 2. yarıda büyük fark yarattı. Efes koçu; Bryant ve Jones gibi istim üzerindeki oyuncuları soğuturken imdadına ikinci devre Beaubois yetişti. Tecrübeli Fransız attığı 27 sayının tamamını son iki çeyrekte yaptı ve adeta koçunu ipten aldı.

TOFAŞ’ta ise Winston 24 sayı 6 asist yaparken, buradaki kariyer maçını oynadı. Bu maçın kaseti ile seneye muhtemelen bir Eurolig takımına transfer yapabilir ancak maçın sonlarında 3 sayı öndeyken ve o aralar içeriye dalışlarla sayılar ve fauller alırken, kahramanlığa soyunup attığı zorlama ve kaçan üçlük çok kritik ve hatalı bir tercih oldu. Zira içeri girse sayı olma şansı çok fazla idi. Her zamanki gibi sonuna kadar savaşan Wiley’in 4 faul alınca koç tarafından oyundan alınması ki bu tercih her zaman sorgulanır, alınmasa ve 5. faulü yapsa niye almadın denecek ancak alınınca da özellikle 2 tane çok önemli kaçan topun ribaundunu alan ve devamında sayı atan Efes takımı maçın sonuna önde girmiş oldu.

Ayrıca maçı kazandıran Fransız’a son birkaç hücumda yapılacak box and one (1 kişi adam adama kalan 4 kişi alan savunması) tercihi Koç Ene tarafından düşünülebilirdi. Hem karşı tarafı şaşırtır hem de kısa süre için oyunda bir kaos yaratabilirdi. Zira her topu kullanan ve başarılı olan bir oyuncuyu durdurmak mümkündü. Risk içerse de bana göre birkaç hücumu engeller bu da TOFAŞ’a yetebilirdi.

Eskiden özellikle altyapılarda kullanılan bu savunma daha profesyonel liglerde az da olsa yapılırdı. Unutulmuş bir savunma olarak işe yarayabilirdi. Maçın hakemleri ise bu güzel mücadelenin çok altında bir yönetim gösterdiler.

Eurolig takımı olarak Efes’in benchini çok zayıf buldum. Tamam sakatlar ve yabancı sayısı çokluğu onları zorluyor ama kenarda bu kadar etkisiz oyuncuların olması onlara maçı erken bitirme şansını kaçırttı.

TOFAŞ’a gelirsek; takımın ilk skor gücü Homesley çok mutsuz, muhtemelen sakatlığı onu çok zorluyor, oyuna katkısı hiç yok. Mustafa ve Ege’ye verilen şansların aşırıya gittiğini başka oyuncularında bazı şansları elde etmesi gerekliliği ortaya çıktı. Zaten Özgür içinde bu sorumluluğun erken olduğu ve bununla başa çıkmasının çok zor olduğunu sezon başında söylemiştim. Beni yanıltmadı ama daha çok genç ve çok çalışması gerektiğini anlamış olmasını umuyorum.

Öte yandan Milli takım havuzu oyuncusu olan Tolga’nın maçın en önemli hücumunda topu oyuna sokamayıp üstüne rakibe vererek yedirttiği turnike kabul edilebilecek bir hata değil. Tolga da beklentilerin çok çok uzağında bir durumda. Başka takımlara giden kendi yetiştirdiği oyuncuların bu kadroda yer alanlar ile kıyaslanıp bu tercihlerin iyi bir analiz edilmesine ihtiyaç var.

Hafta içinde Bursa’da oynanacak önemli maçta; İspanya’da Real Madrid arkasından 2. sırada olan ligde hem Real hem de Barcelona’yı yenen Malaga kazanırsa gruptan çıkmayı garantileyecek. Hedefsiz kalınca Cholet’e kaybederse TOFAŞ’ta 2.’liği kaybedebilir. O yüzden Anadolu Efes maçının 2. devresindeki oyun ve mücadele ile seyircinin desteği Avrupa’da yola devam için çok önemli.