Bu sezon ilk kez yenilen ve namağlup unvanını kaybeden Bursaspor’un puan kaybedeceği daha ilk dakikadan belliydi. Henüz ilk dakika dolmadan golü kalesinde gören yeşil beyazlılar bırakın reaksiyon vermeyi sanki sahada yokmuş gibiydi! Daha ilk golün şokunu atlatamadan Kütahya’nın ikinci golü de gelince Timsah ilk 45 dakikada adeta yokları oynadı.

İkinci yarıda ilk yarıya göre daha farklı bir Bursaspor izlesek de özellikle kritik anlardaki karar verme hataları istenilen gollerin gelmesine engel oldu.

85’te Sedat Cengiz’in kaleciye teslim ettiği top maçın kırılma anı olurken bu halde bile en kötü 1 puanı alabilecek noktaya gelen Bursaspor bir gol daha yiyip sahadan 3-1’lik yenilgiyle ayrıldı.

Gördüğüm şu ki, Kütahya temsilcisi dersine çok iyi çalışmış ve Bursaspor’un zayıf olduğu yerleri çok iyi analiz etmiş. Buna karşılık bu maç özelinde aynı şeyi yeşil beyazlı temsilcimiz için söyleyemeyeceğim.

Özellikle ilk yarıdaki oyun ve kabul etmişlik hissi mağlubiyeti getiren unsur oldu. Elbette ilk dakikada yenen gol planları bozmuş olabilir ancak koskoca 90 dakika olduğunu düşünmeyerek hareket etmek de yakışmadı.

Sezonun en kötü futbollarından birini oynayan Timsah ilk yenilgisiyle tanışsa da hala en büyük şampiyonluk adayı. Hem Kütahya hem de Karşıyaka’nın 7 puan önünde bulunan Bursaspor, kalan haftalarda istediği sonuçları alıp bu çukur liglerden ilkini aşacak, bundan kuşkum yok.

Bu maçtan teknik heyet ve futbolcuların çıkaracağı çok ders var. Hem Kütahya hem de Karşıyaka kağıt üstünde Bursaspor’un rakibi değil. Ancak hem dünkü mücadele hem de ilk yarının son haftasında oynanan Karşıyaka maçını hatırlarsak bu sezon özelinde kabul edilmeyecek maçların ilk ikisi diyebilirim.

Pablo Martin Batalla, teknik heyet ve futbolcular bu maçı uzun uzun analiz etmeli. Zira lig maratonunda 8 maç kaldı. Üst üste yapılacak basit hataların olmaması için gerekenlerin yapılacağını düşünüyorum. Elbette hepimiz namağlup şampiyonluk isterdik ancak başı öne eğme vakti değil, daha çok çalışma zamanı.