2013 yılından bu yana hızla kan kaybeden Bursaspor’un durumu içler acısı…

Hem borç batağına sürüklenen hem de paraşütsüz ligler düşen (Süper Lig, 1.Lig) yeşil beyazlı takım korkarım yeni yılda sezon bitmeden 2.Lig’den de düşecek…

Elbette bu kulübün bu duruma gelmesinde tek sorumlu Recep Günay ve yönetimi değil ancak 5,5 aydır yaptıklarıyla 60 yıllık koca çınarın kapanışını hızlandırıyorlar.

“Kulübe zaman kazandırmak için aday olduk” diyen Başkan Günay’ın şehirden yükselen tüm itirazlara rağmen koltuğu bırakmamak için ayak sürtmesi ne yazık ki Bursaspor’u dönüşü hiçte kolay olmayan bir yola soktu.

Aylardır sportif borçları ortadan kaldıracak projeler ortaya atıp bir arpa boyu yol alamayan, “transfer tahtasını açacağız” diye şehri oyalayan Ulusal Kulüp Lisansı dahi alamayıp sahada güç bela kazanılan 3 puanın silinmesine yol açan yönetim olağanüstü kongre kararını geciktirdikçe Bursaspor’un da sonunu getiriyor.

Sezon başında takımın 3 deneyimli ismini kadroda tutamayan, şimdiden 3 teknik ekip eskiten (Murat Sözkesen’in de durumu artık pamuk ipliğine bağlı) yönetim topu sürekli taca atmaktan başka ne yaptı? Futbolcuların, personelin maaşlarını ödemek, elektrik, su, doğalgaz parasını ödemek ne zamandan beri başarı sayılıyor? Her yönetimin asli görevi değil mi bu zaten?

Bursaspor haftalardır iyi futbol oynamıyor… Bunun bence başlıca sebebi takımda klas ayakların olmaması… Askerin çok, komutanın olmadığı bir takımın birilerinin iddia ettiği gibi play-off potasında değil düşme hattında olması kadar doğal ne olabilir?

FIFA’dan, TFF’den yeni transfer yasağı ve puan silme cezalarının geleceğini adeta müjdeleyen Günay ve yönetimi bu gidişle kulübün ipini çeken kişiler olarak tarihe geçecek.

Dünkü maçta yaşanan olaylar Bursaspor kulübü adına yüz kızartıcı... Sahada mücadele gücü kalmayan futbolcuların tribünleri ve kendilerini tahrik eden Diyarbekirli birkaç futbolcuya saldırması içine düştükleri acziyetin göstergesi oldu.