Acısıyla tatlısıyla bir sezonu daha geride bıraktık… Gönül en azından geçen sezonki gibi play-off vizesi alınmasını isterdi ama hayallerle gerçekler ne yazık ki örtüşmedi.

Öncelikle Teknik Direktör Mustafa Er yönetimindeki teknik kadro ve büyük bölümü Vakıfköy Futbol Akademisi’nden çıkmış pırıl pırıl oyuncu gurubuna emeklerinden dolayı bir kez daha teşekkür edelim.

Bursaspor ne yazık ki Erkan Kamat yönetiminin basiretsizliği neticesinde TFF 1. Lig’de en azından bir sezon daha oynamak zorunda bırakıldı…

8 yıl önce aramızdan ayrılan rahmetli şampiyon Başkan İbrahim Yazıcı’dan sonra görev yapan başkan ve yönetimlerin fahiş hataları sonucu önce borç batağına ardından da TFF 1. Lig’e sürüklenen koca çınarın düşürüldüğü duruma üzülmemek elde değil.

Şampiyonlar Ligi’nde ülkemizi temsil etmiş bir kulübün, son yıllarda bırakın futbolcularına, personeline ödeme yapamamasını, faturalarını ödeyemediği için tesislerinin, stadının elektrik, doğalgazının kesilmesiyle Türkiye’nin gündemine girmesi insanın içini acıtıyor. Bursaspor’un bu kadar aciz duruma düşürülmesi kabul edilebilir mi? Türkiye’nin 5. şampiyonuna yapılanlar reva mı?

3 milyonluk kentin gözbebeği, tarihi boyunca hiç bu kadar sahipsiz kalmamıştır.

Önümüzde bir kongre süreci var ve hâlâ şehre heyecan verecek, camiayı toparlayacak bir başkan adayı ve yönetimi ortaya çıkmış değil. Hem de tüzük gereği adaylık başvurusu için sadece 6 gün kalmışken…

Bursaspor’un artık sağa sola çekiştirilecek bir hali yok. Sadece kısa değil orta ve uzun vadeli çözümlere de ihtiyacı var. Dağ gibi biriken borç sarmalından kurtulmak için tüm şehrin benimsediği, sahip çıkacağı, taşın altına elini koyacağı bir başkan ve yönetim ortaya çıkmadığı takdirde korkarım bu günleri de ararız.

Rahmetli başkanlardan Hikmet Şahin’in “Yiğit düştüğü yerden kalkacak” söylemini unutmak mümkün mü?

Bursa şehri, bu yiğidi tekrar ayağa kaldıracak, layık olduğu Süper Lig’e taşıyacak başkan adayını bugün ortaya çıkarmayacaksa ne zaman çıkaracak?