Öyle bir sezon yaşıyoruz ki hiçbir Bursaspor’lu “Bir daha olmasın” diyecektir…
Geçmişte şöyle oldu, böyle oldu, şu suçlu, bu haklı deme noktasında değiliz…
2017 yılıyla birlikte adeta çöküş dönemine giren takım son 7 maçta sadece 1 puan hanesine yazdırıp, ilk devredeki bütün kredisini tüketmiş halde Gaziantep karşısına çıktı.
Fenerbahçe maçındaki olaylar nedeniyle tribünlerde o muhteşem Bursaspor taraftarı yoktu, onların yerine protokol tribüne girenler takıma destek olma gayretindeydi.
Kasımpaşa maçında alınan farklı yenilgi ve sonrasında takım otobüsünde yaşanan nahoş olayların izlerinin biran önce silinmesi için hafta boyunca Özlüce Tesisleri adeta rehabilitasyon merkezine döndü.
Yine de sahaya çıkan futbolcuların büyük bölümünün henüz şoku atlatamadığına tanıklık ettik.
Kaleci Harun Tekin’e helal olsun. Sahanın en diri ismiydi. Takımının yıkılmaması için adeta devleşti, maç sonunda döktüğü gözyaşları da Bursaspor’u ne kadar çok sevdiğinin apacık göstergesiydi. O fotoğrafı takımı karıştırmaya çalışanlar umarım çerçeveletip duvarlarına asarlar ve baktıkça utanırlar.
Gaziantep’ten gelen 60’ı aşkın taraftarın iki takımı el ele tribüne çağırmasıyla başlayan mücadelede İsmail’in eline çarpan top sonucunda Bursaspor’un aleyhine penaltı düdüğü çalındığında yüreğimiz hopladı. Bu sezon bir türlü yakamızdan düşmeyen penaltı ve kırmızı kartlar canımızı öyle yaktı ki artık ne yapacağımızı şaşırdık.
Harun’un kurtardığı penaltıda pozisyonun devamında topun ağlara gitmesi ne kadar şanssızlık ise, karşı atakta Faty’nin kafa vuruşunda dönen topu ofsayt pozisyonundaki İsmail’in ağlara gönderdiği topun gol sayılması da Bursaspor adına o kadar büyük şanstı.
Kubilay’ın bu kadar etkisiz oluşu, Del Valle’nin yine dökülmesi, Jorquera’nın inanılmaz top kayıpları Gaziantep’i cesaretlendirince iş yine Harun’a düştü. Sefa’nın uçarak kafa şutunu çıkarması belki de kırılma anıydı.
68’de John’un Del Valle’nin yerine oyuna girmesi ne kadar doğruysa, Merter’in ancak 81’de oyuna alınması da o kadar geç hamleydi. Mutlu Hoca bu değişikliği daha önce yapsaydı belki maçı televizyon başında izleyen yeşil beyazlı yürekler gibi bizler de kalp spazmı geçirme noktasına gelmezdik.
Evin haylaz çocuğu Sercan 88’de oyuna girmiş olsa da giydiği formanın hakkını vererek son dakikalarda kazanılan penaltıya katkıda bulundu.
Kendisine atılan çamurlardan hayli etkilendiği belli olan büyük usta Pablo Martin Batalla son saniyede penaltıyı ağlarla buluşturamamanın üzüntüsünü yaşarken, dönen topu filelere gönderen Josua John Bursaspor’un dirilişini başlatan galibiyete imzasını atan isim oldu.
Bu galibiyet bir bakıma Bursaspor’un yeniden dirişili anlamına geliyor. 31 puanla alt gruptan iyice uzaklaşan yeşil beyazlı takımın kalan 11 maçta taraftarının yüzünü güldürmesi en büyük dileğimiz.