9 Ekim 2024 tarihinde  Tofaş’ın basketbol maçından çıkan 16 yaşındaki Zeynep Naz Sarıkaya, gece eve dönmek üzere Bursa’nın gözde bulvarlarından FSM’de yürüyordu.

Trafik lambalarının bulunduğu yaya geçidinden karşıya geçmeye karar verdi.

Maçın heyecanından, gençliğinin verdiği enerjiden olsa gerek, yayalar için yeşil ışık yanmadan karşıya geçmek istedi.

Ama…

Unuttuğu bir şey vardı…

Burası gelişmiş Avrupa ülkesi değil, Türkiye’ydi…

İnsanlar ayağını yola uzattığı anda araçlar durmuyordu maalesef…

30 kilometre hız sınırı olan trafik lambalı yaya geçidinde, 18 yaşındaki Efe Şayık’ın kullandığı lüks pick-up 82,8 kilometre hızla 16 yaşındaki Zeynep Naz Sarıkaya’ya çarptı.

Korkunç kazanın ardından ağır yaralanan Zeynep hastaneye kaldırılırken, sürücü olay yerinden kaçtı.

Bir süre sonra da polise teslim oldu.

Ehliyeti olmadığı ortaya çıktı.

Kaza süresi ile polise teslim olduğu süre arasında ne kadar zaman geçtiğini öğrenemedik.

Haberi gazetemizin birinci sayfasına taşırken ‘sürücü alkollü müydü’ sorusu hep aklımızı kurcaladı…

Ama raporlar ‘alkol yok’ dediğine göre yoktur.

Güvenlik kameralarına yansıyan kazayı, bir gazeteci olarak içim çok acısa da defalarca izledim.

Şunlar netti:

Zeynep yayalar için kırmızı ışık yanarken karşıya geçmeye çalışmış.

Kendisine çarpan aracın hızı olması gerekenin çok üzerinde…

Fren yok.

Sürücü kaçmış.

***

Kazanın ardından Zeynep’in yaşam savaşı başladı…

Yıkılan ailesi, hukuk mücadelesi başlattı.

Bunun en önemli nedeni…

Sürücü Efe Şayık’ın çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış olmasıydı.

Bu durum sadece genç kızın ailesi ve yakınlarını değil, vicdanı olan herkesi isyan ettirdi.

Basın konuyu çok iyi takip etti…

Sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyüdü.

Vicdan yaralayan karara yapılan itirazın ardından Efe Şayık tekrar gözaltına alındı.

Ve…

Sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından ‘Bilinçli taksirle hayati tehlikeye neden olacak şekilde yaralama’ suçundan tutuklandı.

Zeynep Naz Sarıkaya ise, kazadan 10 gün sonra 19 Ekim’de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

***

Sürücü Efe Şayık’ın ailesi kaza anından itibaren oğullarını kurtarmak için çok çalıştı!

Belli ki…

Aile ekonomik olarak güçlüydü ve muhtemelen önemli noktalarda etkin isimlerle yakın temasları vardı.

***

Emniyet kazaya ilişkin kapsamlı bir çalışma yaptı.

Sürücünün ehliyetsiz olması ve hız sınırını aşmasının yanı sıra, savcılıkta ‘önünde seyir halinde olan ve kavşakta sola dönüş yapan araç nedeniyle yayayı fark etmediği’ ifadesinin gerçeği yansıtmadığı rapora yansıdı.

Savcılık soruşturmasının ardından Efe Şayık hakkında ‘Bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçlamasıyla Bursa 52’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Sürücü, 6 Aralık 2024 tarihinde ilk kez hakim karşısına çıktı ve kendisine yeşil ışık yandığını, Zeynep Naz’ın yaya geçidinde yola aniden atladığını belirtip, “Her ne kadar rahmetli geri gelmeyecekse de kasıtlı ve isteyerek yapmadığımın bilinmesini istiyorum” dedi.

Cumhuriyet savcısı, ‘suçunu sabit gördüğü’ sanığın 9 yıla kadar hapsini istedi.

Ancak…

Zanlı, konutu terk etmeme şartıyla tahliye edildi.

İkinci duruşmada da ev hapsi kaldırılarak, yurt dışına çıkma yasağı verildi.

***

Davanın karar duruşması 20 Haziran 2025 tarihinde görüldü.

O gün, 2024-2025 eğitim öğretim gününün son günüydü.

Zeynep yaşasaydı sınıf arkadaşları gibi liseden mezun olacaktı.

***

İşte böyle…

Ben yaşananları ve kafamdaki soru işaretlerini tarafsız bir şekilde net ifadelerle anlatmaya çalıştım.

Genç yaşta hayata veda eden Zeynep, üniversite yolculuğunu başlatacak karnesini alamadı.

Karne günü görülen karar duruşmasında 9 yıl istenen Efe Şayık’a, ‘yatarı olmayan’ 2 yıl 8 ay hapis cezası verenlere de karneyi siz verin artık…

Acılı ailenin gözünde Yargı sınıfta kaldı…

Zeynep’in babası son röportajında, “Adalet yokmuş. Onu gördük, yaşadık. Sürücüye minimum ceza verildi. Tanınmış bir ailenin kızı olsa sonuç böyle mi olurdu” diyerek karara isyan etti.

Acılı anne de, adalet arayışında çok baskıya maruz kaldıklarını, adeta terörist muamelesi gördüklerini açıkladı ve ekledi: “Bizim ciğerimiz yandı, kızımız geri gelmeyecek. Mücadelemiz başka ailelerin yüreği yanmasın diye…”