Ioannis Lagos.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Yunan milletvekili.

Irkçı Altın Şafak (Hrisi Avgi) Partisi’nden.

Bu faşistler, ülkeleri Yunanistan’da daha çok azınlıkları ve yabancıları hedef alıyorlar.

Türk düşmanlığı ile besleniyorlar.

***

Batı Trakya Türkleri’nden nefret ediyorlar.

Azınlığın ileri gelenlerini hedef gösteriyorlar.

Ölümle tehdit ediyorlar…

Geçtiğimiz yıllarda Atina’da Türk Azınlığın tek siyasi partisi DEB’in o dönemki Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş’a saldırmışlar ve kendisini ölümle tehdit etmişlerdi.

Atina’da Türk azınlığı temsil eden soydaş milletvekillerini de, mecliste sürekli taciz ediyorlar.

***

Sürü psikolojisi ile hareket ediyorlar.

Çok sinsiler…

Örneğin hedefe aldıkları Türkün kapısına haç işareti koyuyorlar; bunu ancak gece yarısı yapmaya cesaret edebiliyorlar.

Tek başlarına ise kuzu gibiler.

Sadece ülkelerinde ve AB’de kendilerini güçlü hissettikleri yerlerde aslan kesiliyorlar.

Aşırı sağın son yıllarda Avrupa’da yükseliyor olması onları cesaretlendiriyor.

Daha çok ‘kaynağı belirsiz’ yardımlarla sempati yarattıkları arka sokaklarda aralarına yeni isimler dahil ediyorlar.

***

Düne gelecek olursak…

Brüksel’deki AP genel kurulunda bu Yunan parlamenter Lagos ortaya çıktı.

Yazıcıdan çıkarttığı A4 kağıda basılı Türk bayrağını yırttı.

Aklınca ‘kahraman’ olacak küstah.

Hem de Türkiye’nin 4-5 milyonuna ev sahipliği yaptığı mülteciler konuşulurken…

***

Tabii başta Türkiye olmak üzere tepki yağdı anında…

Kendi ülkesi bile ‘neo-nazi’ dediği bu herifi yerden yere vurdu.

AP de lütfetti; olayı eleştirdi…

Türk düşmanlığı o kadar çok ki Avrupa’da…

Bu tür terbiyesizlik ve saldırılar bitmez.

Darbeci FETÖ’cülere ve PKK terör örgütü üyelerine kucak açan ülkelerden farklı bir tutum beklemek hayal olur zaten.

***

Yaşananların ardından kritik bir soru geliyor akıllara…

Lagos isimli dangalak AP’de Türk bayrağı yerine Yunanistan, Belçika, Almanya, Fransa vb. ülke bayrağı yırtsa ne olurdu?

Bir AB vatandaşı olarak söylüyorum…

Yer yerinden oynardı.

***

Türkiye tepkisini en sert şekilde dile getirse de sağduyusunu korumayı biliyor.

Çünkü bayrakla ilgili tarihten gelen bir duyarlılığı var.

Ama dalgalanan şanlı bayrağına saldırı söz konusu olduğunda ne yapıldığını görmek isteyen Kıbrıs’ı, 8 Ağustos 1996 tarihini hatırlasın.

En iyisi ben hatırlatayım.

Solomos Solomou adlı Rum Gazimagusa’da aldığı uyuşturucunun etkisiyle sınırda direğe tırmanarak, bayrağı indirmeye çalışıyordu.

Uyarılara kulak asmadı.

Eli tam şanlı bayrağa uzanıyordu ki, Mehmetçik şah damarından vurarak indirdi.

***

Yani diyeceğim o ki Lagos…

Kağıt yırtmak kolay.

Gel de gerçek, gönderde dalgalanan şanlı bayrağa bir dokun!

Ama nerede sende o yürek.

Siz sadece havlarsınız.

Solomou gibi sardığınız cıgarayla kafayı bulunca cesaretlenirsiniz ancak…

O zaman da gerekli dersi alırsınız.

***

Gelelim millet olarak bizim bayrak anlayışımıza…

Tarih 10 Eylül 1922.

Adını duyunca tüylerinizi diken diken eden Mustafa Kemal, sizi denize dökmüş İzmir’de…

Karşıyaka’da kendisi için hazırlanan İplikçizade Köşkü’nün önünde.

Yere bir Yunan bayrağı serilmiş…

Etrafındakilere soruyor.

Bu nedir?

Cevap:

‘Yunan Bayrağı Paşam. Bu eve yerleşen Yunan kralı Konstantin, içeriye Türk bayrağını çiğneyerek geçmişti.’

Büyük Önder karşı çıkıyor ve şunları söylüyor:

‘O, hata etmiş. Ben bu hatayı tekrar edemem. Bayrak, bir ulusun onurudur. Ne olursa olsun yerlere serilemez ve çiğnenemez. Bayrak bir milletin özgürlük alâmetidir. Düşmanın da olsa hürmet lâzımdır. Bayrağı kaldırın.’

***

(.)