Bursa’da 2010 yılında kentin ikinci devlet üniversitesi olarak faaliyete geçti.

Bugün yüzde 14’ü yabancı olmak üzere 11 bin 254 öğrencisi var.

Yıldırım ilçesinde biri 454 dönüm, diğeri 122 dönüm olmak üzere 2 yerleşkesi bulunuyor.

‘Yakın bölgenin tek teknik üniversitesi’ olan BTÜ, son  dönemde sıkça adından söz ettiriyor.

Üniversiteden çarpıcı başlıklarla önemli haberler servis ediliyor.

Bunda, bir süre önce Olay’dan BTÜ’ye transfer olan gazeteci kardeşimiz Derya Demir Pınar’ın da payının olduğunu düşünüyorum.

Dün de kendisinin daveti üzerine BTÜ’ye gittik.

Çok sayıda gazetecinin hazır bulunduğu basın toplantısında Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar, önemli bilgiler paylaştı.

Bunlar arasında…

BTÜ tarafından geliştirilen 6 robotun devam eden yazılım çalışmalarından açılacak yapay zeka bölümüne, TÜBİTAK ve AB destekli projelerden Avrupa Teknik Üniversiteler Birliği’ne dahil olmak için yapılan başvuruya, otomotiv başta olmak üzere farklı sektörlere yönelik ‘Sorun Çözme Pazarı’ buluşmalarından kurulması planlanan BTÜ Vakfı ve mezunların yüzde 91’inin bir yıl içinde işe yerleşmesine kadar uzanan önemli başlıklar vardı.

***

Benim en çok dikkatimi çeken konu, Balkanlar’da kurulacak fakülte oldu.

BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, konuyla ilgili özetle şu bilgileri paylaştı:

“Balkanlar’a BTÜ Fakültesi açmak istiyoruz. Ben de Balkan göçmeniyim. Şu anda mevzuatta bir engel var. YÖK Başkanı ile bunu paylaştık. Ayrıca TİKA ve YTB başkanları ile görüştük. Çalışmalar sürüyor. Yakında ilan edeceğiz. Yapay zeka ve bilişim ağırlıklı bölümler açacağız. Sosyal bölümler de olacak. Balkanlar’da fakültemizin olması öncelikli konularımızdan…”

Bana göre, bu çok önemli bir adım.

Rektör, toplantı çıkışında sorum üzerine adresi ile ilgili bazı bilgiler paylaştı ama netleşmediğinden ülke ismi vermem yanlış olur.

***

Bu arada…

BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, kendisine yönelttiğimiz soruları içtenlikle yanıtladı.

Sunumdaki ‘uluslararası bir üniversite olma yolunda ilerliyoruz’ ifadesini hatırlatarak, bunun Türkçe eğitimle mümkün olup olmayacağını sordum.

Kendisi…

Derslerdeki yüzde 30’luk İngilizce payını artırmayı düşündüklerini, her bölüme yabancı uyruklu seçkin araştırmacılar katmak istediklerini, doktora yapan öğrencilere yurt dışından ikinci danışman sağlamayı planladıklarını ve her öğrenciye yabancı dil yüksekokulunda dil öğrenme imkanı sunduklarını vurguladı.

***

İkinci sorum ise şu oldu:

“QS Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda Türk üniversiteleri alt sıralarda. En iyi konumdaki üniversitemiz ODTÜ. O da 336’ncı sırada. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İşte cevabı:

“Maalesef genelde durum böyle… Ama tabii akademik alanda yaptığınız girişimlerin katkılarını 5-10 yıl sonra alabiliyorsunuz. Biz şu anda o tohumları ekmeye gayret ediyoruz. İTÜ, mühendislik alanında dünyada 95’inci sıraya yükseldi. Ben, bizim dahil olmak istediğimiz Avrupa Teknik Üniversiteler Birliği’nin bunda katkısı olduğunu düşünüyorum. Bizim üniversitemiz de farklı kriterlerde öne çıkıyor. Tabii ki; QS genel sıralamasında öne çıkmak; ayrılan bütçe, laboratuvar gücü ve bünyenizde barındırdığınız yetkin araştırmacılarla ilgili… Türkiye’de alanında en iyileri istihdam edebilecek mekanizmaların geliştirilmesi gerekiyor. Bizim aynı anda 40 doktora öğrencisi olan bir arkadaşımız var. Biz üniversite olarak bu atılımları yapıyoruz. Göreceksiniz; BTÜ 2-3 sene içinde yukarılara çıkacaktır.”