Sivil toplum kuruluşlarının bazıları özeldir!

Sorumlulukları, etki alanları sınırları aşar…

‘Sadece üyelerinin değil, yurt dışında kalmış soydaşların da haklarını savunmak’ gibi bir misyonları vardır.

Bunlardan biri; kısa adı BAL-GÖÇ olan Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’dir.

Son dönemde BAL-GÖÇ’ün etkinlikleri ve Genel Başkan Prof. Dr. Emin Balkan’ın açıklamaları fazlasıyla dikkat çekiyor.

Birçok STK başkanının aksine Emin Balkan, Bulgaristan dahil hemen her ortamda korkmadan, çekinmeden gür bir sesle Bulgaristan Türklerinin hakları için haykırıyor.

Gerektiğinde…

Ankara’ya yönelik de net mesajlar veriyor.

Emin Hoca son olarak, BAL-GÖÇ Genel Merkezi’nde, farklı siyasi partilerden milletvekilleri ve belediye başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen görkemli bayramlaşma töreninde kürsüye çıktı.

***

Balkan, katılımcıların bayramını kutladıktan sonra, sözü bir hafta önce gittiği Bulgaristan’a ve orada yaşayan Türklerin durumuna getirdi.

İşte Balkanlar’daki Türk varlığına ilişkin alarm niteliğindeki sözleri:

“Bulgaristan’da sözde demokrasi var; Avrupa Birliği ülkesi ama bazı güçler, devletin bazı güçleri ile beraber hareket ederek, Bulgaristan Türklerine baskı ve tehdidi en üst düzeyde uyguluyorlar. Yani 1989 öncesi yaşadığımız sıkıntının benzeri yaşanıyor. Gezdiğim Türk köylerinde 89 öncesi yaşanan korkuyu gördüm. Annemin köyündeki Türk okuluna gittim. Türkçe dersi seçmeli. O da engellenmek isteniyor. Çünkü Türkçe dersi için dilekçe veren veliler, köye gelen yönetim birimleri tarafından sorgulanıyorlar. Amaç bu insanları sindirip, Türkçe sınıfı açtırmamak. Bulgaristan’da 90’lı yılların başında 100 bine yakın kardeşimiz Türkçe eğitim alıyordu. Şu anda bu sayı 3 binin altında.”

Emin Balkan, bu çarpıcı tespitlerin ardından Bulgaristan’da siyaset yapan bazı soydaşların içine düştüğü durumdan söz etti ve Bulgar derin devletine resti çekti:

“Maalesef son yıllarda bizim insanlarımız da siyaseti bir meslek, bir kazanç kapısı olarak görmüşler. Devletin ilgili birimleri bunların açıklarını biliyor. Türklerin partisi diye bildiğimiz partide, istihbaratın içinden üst düzey biri görevlendiriliyor. Açığı olanları tehdit ediyorlar. Geçen hafta yaşadık. Öbür tarafa geçmeyi kabul eden hemen affediliyor. Nasıl bir yargı ise… Bulgaristan derin devletinin istediği doğrultuda Türklere sıkıntı yaşatılıyor.  Bulgar derin devletinin yönlendirdiği isimlerin arkasında durmayacağımızı belirtmek istiyorum. Bulgaristan’da zor bir süreç yaşıyoruz. Yeni bir süreç oluşuyor. İnşallah bizim arzu ettiğimiz doğrultuda olur.”

***

BAL-GÖÇ Genel Başkanı, konuşmasının sonunu Türkiye’ye ayırdı ve güncel konulara bakışlarını ve hassasiyetlerini aktardı.

İşte o sözleri:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizim hemşehrimiz. Biz bundan keyif duyuyoruz. Atatürk ve çoğu Balkan Türkü arkadaşları bu Cumhuriyeti bize emanet ettiler. Bu emanete sahip çıkmamız gerekiyor. Atatürk ilke ve inkılaplarının peşindeyiz… Türkiye’de son dönemde güncel konu; ‘Terörsüz Türkiye’. Biz de terörsüz Türkiye arzu ediyoruz ama bunun için Türkiye Cumhuriyeti’nin temel direklerinden taviz verilmemesi gerekir. Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında hiçbir ayrım yapmadığımızı özellikle vurgulamak istiyorum. Bize atalarımız alt kimliklerle uğraşmamayı öğretti. Bizim için Hakkari’deki kardeşimiz de Edirne’deki kardeşimiz de aynıdır. Bizler, Türk Milleti’nin mensubu olmanın her zaman gururunu yaşadık. Türk olmanın bedeli ağırdır ama biz hiçbir zaman Türklüğümüzden taviz vermedik. Geçmişte olduğu gibi, bugün de ‘Ne mutlu Türküm diyene’ diyoruz.”