Flipboard
Döviz kuru almış başını gidiyor.
Altının yanına yaklaşılmıyor.
Çarşı pazar deseniz ateş pahası…
Enflasyon canavarı sofralara çökmüş.
Vatandaş çaresizce çıkış arıyor.
Herkes birbirine soruyor; ne yapacağız?
***
İşte böyle bir ortamda doğru bilginin önemi ortaya çıkıyor.
Dün gece Habertürk izleyenler çok şanslıydı…
‘360 Gece’ adlı programda Afşin Yurdakul önemli bir programa imza attı.
Uzman isimlerle ekonominin anlaşılması zor teorilerinden vatandaşın sofrasına kadar uzanan gelişmeleri olabildiğince anlaşılır şekilde ele aldı.
Çok fazla rakamlara boğulmadan…
İlgiyle izlediğim programda önemli başlıklar öne çıktı.
***
Ekonomist Cevdet Akçay, TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan ve Doç. Dr. Oğuz Demir’in anlattıklarının özetini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Anlatılanlara göre…
TÜİK’in açıkladığı rakamlar kabul görmüyor.
Bu durum da, bir güven sorunu ve itibar kaybı yaratıyor.
Algı yönetimi de çok kötü.
Oğuz Demir bu durumu güncel bir konu ile örneklendirdi.
‘Kılıçdaroğlu’na o kapının açılmaması havlu atmak demektir. TÜİK şeffaf olmalı gerekirse ilgili taraflara brifing vermeli.’
***
TÜİK’in yanı sıra çok sık başkan ve kadro değişimleri yaşanan Merkez Bankası’na ilişkin benzer uyarılar yapıldı.
Ve söz döviz rezervlerine geldi.
Merkez Bankası’nda 128 milyar dolar var mı?
Özetle söylenen şu:
Varlık ve ödemeler tarafına bakıldığında tablo; eksi 35 milyar dolar. Ancak bu durum şu anda açıkta olunduğu anlamına gelmiyor. Swap tarafındaki varlık ödünç… Döviz kuruna alım yönündeki müdahaleler eskisine göre çok az. Eskiden bir seferde 1 milyar dolarlık alımlar yapılırken, son dönemdeki toplam müdahale 1,3 milyar dolar civarında.
Bu noktada Gizem Öztok Altınsaç’ın sözleri öne çıktı.
“Piyasa merminizin azalıp azalmadığını test ediyor… Maalesef bu çok tehlikeli.”
***
Büyüme konusunda da eleştiri ve uyarı oldukça fazla…
Ehil isimlere göre…
Büyüme üretimle olabilir.
Yatırımın desteklenmesi gerekiyor.
Çin ve Güney Kore’nin başarı hikâyeleri farklı…
Verimlilik artışı olmadan bir ülke ne büyüyebilir ne de kalkınabilir.
***
Faize gelince…
Anlatılanlar korkutuyor.
TL mevduatları eriyor, bankalar da mecburen mevduat faizlerini yükseltiyor.
Cevdet Akçay’ın “Faizi indiremezsiniz, faizi düşürecek ortamı yaratırsınız. Merkez Bankası’nın faizi araç olarak kullanabilme imkânı azaldı” uyarısı dikkate değer…
***
Enflasyondaki trendin çok kötü olduğu yönünde fikir birliği var.
Buna göre…
Ödemeler dengesinde geçen yıla göre rahatlama olması ekonomi yönetimini yanıltıyor.
Ayrıca…
Fiyat artacak korkusuyla öne çekilen talep enflasyonda baskı yaratıyor.
***
Gelelim önümüzdeki haftanın önemli gündemine…
Merkez Bankası politika faizini düşürmeye devam edecek mi?
Büyük bir sürpriz olmazsa evet.
50-100 baz puanlık bir düşüşten söz ediliyor.
Peki sonra ne olacak?
Söylenen şu:
“Bugüne kadar ne olmuşsa o olacak.”
Yani kur yükselecek.
Cevdet Akçay bir ihtimale daha dikkat çekti ve uyardı:
“İndirimin 200 baz puanı bulması durumunda kurlardaki artış katma değerli devam edecek.”
***
TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç’ın programın sonlarına doğru yaptığı özet niteliğindeki açıklama uyarılarla doluydu…
“Çok çok bozulmuş bir tablo mevcut… Geceden sabaha ne olacağını bilmiyoruz. Sis çökmüş, görüş mesafesi daralmış siz gaza basabilir misiniz? Maç ortasında kural değişiyor. Yatırım gelir mi? Bunun için güven ortamının yaratılması gerekiyor.”
Prof. Dr. Oral Erdoğan ise likidite sıkıntısına dikkat çekerek, “Merkez Bankası zorlanıyor. Şu anda 800 milyar liraya ihtiyaç var” dedi.
***
Son günlerde en çok tartışılan konuların başında gelen kuşkusuz kredi…
Birçok kişi faizler düşerken kredi alıp altın, otomobil gibi ihtiyaçlarını karşılamanın mantıklı olacağını düşünmeye başladı.
Hatta bunu yapan çok.
Önümüzdeki aylarda oğlunu evlendirecek bir ağabeyim kredi çekip 3 bilezik aldı.
Çünkü fiyatların daha da artacağı korkusu var.
“Ödeyebilecek olan bu şartlarda kredi almalı mı?”
Uzmanından net bir cevap geldi…
“Bugünden krediyi alanlar kendilerini çok kârlı hissedecek.”
***
Özeti dün gece işi çok iyi bilenlerin de kullandığı kelimeyle yapalım.
“Savruluyoruz.”
Bu durumda yapılması gereken belli.
Her zamankinden çok daha fazla dikkatli olmak.
