TÜİK, yeni başkanıyla yılın ilk enflasyonunu açıkladı.

Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi zaten…

Bir gün öncesinde Olay’ın manşeti şöyleydi:’Ateş pazarı’.

Derya Demir Pınar imzalı haberdeki rakamlar dudak uçuklatıyordu.

Pazarcılar, iki haftada neredeyse ikiye katlanan fiyatlarla 40 liraya varan etiketleri tezgâha koymaya çekindiklerini dile getiriyorlardı.

***

TÜİK’ten gelen rakamlar bunların çok altında yine…

Ocak ayında Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) yüzde 11,10 olarak açıklandı.

Vatandaş ister istemez soruyor.

Nasıl olur?

Oluyor işte…

Sebze meyve fiyatları uçtu.

Benzin bir ayda 12,33 liradan 14,45 liraya çıktı.

Ucuz Besaş ekmeği yüzde 37,5, metro yüzde 20 pahalılandı.

Elektrik ücretleri zam şampiyonu ilan edildi.

Ana gruplarda Tekel ürünleri yüzde 21,90 ile zirvede, onu yüzde 18,91 ile konut izliyor.

Buna rağmen…

Herhalde hesaplamada kullanılan diğer ürünlerde bizim bilmediğimiz büyük düşüşler oldu ki ocak ayı enflasyonu yüzde 11.10’da kaldı.

***

Neyse…

Bize resmi rakamlar üzerinden gitmek düşer.

TÜİK’e göre yıllık TÜFE yüzde 48,69.

Asıl vahim durum Üretici Fiyat Endeksi ÜFE’de.

Yıllık artış yüzde 93,53.

Bu maliyet artışları eninde sonunda etiketlere yansıyor.

Kısacası bir süre daha zamlar aile bütçelerini yakacak.

Kaçış yok.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de, enflasyonun nisana kadar yüzde 50’nin altında bir seviyede zirve yapmasını beklediklerini söyledi zaten…

***

Vatandaşın inanmakta güçlük çektiği verilere göre, ocak itibarıyla yüzde 48,69 olan TÜFE, Nisan 2002’den bu yana görülen en yüksek seviye.

AK Parti aynı yıl iktidara gelmişti biliyorsunuz.

TÜİK’in geçmişe dönük tablolarına bakıyorum 2012’de aylık eksi, yıllık yüzde 6 civarında enflasyonu görmüşüz.

Nereden nereye…

***

Özetle…

Bir dönem can çekişen enflasyon canavarı geri döndü.

Hem de semirerek.

Çarşı pazar kol geziyor.

Meydan okuyor.

Sizce nerede hata yapıldı?

Şapkayı öne koyup düşünme zamanı geldi de geçiyor…