Flipboard
Dünyaya kâbusu yaşatan koronavirüs salgını, yurt dışı seyahat özgürlüğünü de kısıtladı.
Her ülke kendi vatandaşını korumaya yönelik önlemler alıyor.
Bu durum en çok aile fertlerinden bazıları yurt dışında yaşayanları etkiliyor.
Ben de bir Batı Trakya Türkü olarak, pasaportumu yenilemek üzere doğup büyüdüğüm Yunanistan’ın yolunu tuttum.
***
Atina, şu anda sadece kendi vatandaşlarına, ülkede oturma izni olanlara, belirli prosedürleri tamamlayan iş insanlarına ve ticari taşımacılık yapanlara kapıyı açık tutuyor.
Onların da bir dizi işlemi yerine getirmeleri gerekiyor.
Öncelikle 24 saat önceden ‘travel.gov.tr’ üzerinden Yolcu Tespit Formu (PLF) dolduruluyor.
Hangi gün sınır kapısında olacağınızı, Yunanistan’da kalacağınız adresi, yanınızda kimlerin seyahat edeceğini, iletişim numaralarınızı yazdığınız bir form bu…
Yunan makamları onaylarsa belge sizin mail adresinize barkotlu olarak düşüyor. Bundan bir adet çıktı alarak Gümrük kapısında gösterilmek üzere hazırlıyorsunuz.
Basit bir işlem.
İkinci adım ise, son 72 saat içinde yaptırılmış PCR testi ve sonucun negatif olması.
Raporun Yunanistan pasaport numarası ile ıslak imzalı ve İngilizce olarak hazırlanması da şart.
Bu da çok zor değil ama test biraz korkutuyor insanı…
Nihayetinde boğazdan ve burundan sürüntü alınıyor.
Bu deneyimi yaşamış biri olarak şunu söyleyebilirim; acı vermiyor ancak gözden bir iki damla yaş akıtıyor ve kısa süreliğine mide bulandırıyor.
***
Neyse bütün bunları yaptırdıktan sonra eşimle birlikte aracımıza binip yola çıktık.
Bursa’dan Çanakkale’ye doğru yol aldık.
Gelibolu’da feribota bindik.
Bu arada 1915 Çanakkale Köprüsü’ndeki çalışmalarda gelinen noktayı uzaktan da olsa görme fırsatımız oldu.
Dev projede artık halatlar çekilmiş.
Boğaz gerdanlığını takmış diyebiliriz.
Gururlandık…
***
Feribot Gelibolu’da iskeleye yanaşmaya başlayınca yaklaşık 7 asır öncesine gittim yine…
1354 yılında Gazi Süleyman Paşa’nın burayı fethetmesiyle Türklerin Rumeli’ye attığı ilk adım canlandı gözümde…
Ardından da, 1363-1374 yılları arasında, Lâla Şahin Paşa, Evranos Bey, Hayreddin Paşa gibi kumandanların Ferecik’ten başlayarak, Gümülcine, İskeçe, Drama, Kavala, Serez, Karaferya kasabaları ele geçirerek Batı Trakya’nın fethini tamamlamaları…
***
Keşan’a doğru yol alırken, Saros körfezinin müthiş manzarası eşliğinde yavaş yavaş Yunanca şarkılar duyuldu radyoda her zamanki gibi…
Ve İpsala Sınır Kapısı…
Gümrük uzun zamandır şantiye halinde…
Adeta bir kale kapısı inşaa ediliyor.
Geçişleri rahatlatacak bir projeye benziyor.
Neyse, geçen yok denecek kadar az olduğundan işlemler hızla tamamlandı ve Meriç üzerindeki köprüden sınırı aştık.
Yunanistan’ın Kipi gümrüğünde polis PCR testi sonuçları ve PLF formunu çok dikkatli bir şekilde kontrol etti. Telefon numaralarımızı alıp, nerede kalacağımızı sorduktan sonra ‘Bugün dahil 7 gün evde karantinada kalacaksınız” dedi ve bariyeri kaldırdı.
Bir ileriki aşamada araç ve eşyalarımız kontrol edildi ve eve doğru yol almaya başladık.
Karantinanın ilk günü Gümülcine Emniyet Müdürlüğü’nden aradılar ve evde olup olmadığımızı sordular.
Bir daha da ne arayan ne de gelen giden oldu.
Nihayet karantina bitti ve iki saatliğine de olsa sokağa çıkma fırsatı bulduk önceki gün…
Nefes alıp biraz özlem giderdik 2 saatte ama Yunanistan’da önlemler Türkiye ile kıyaslanamayacak kadar sıkı.
Cezalar da çok yüksek.
Bu konulara başka bir yazıda ayrıca değineceğim ama şu kadarını söyleyeyim.
Sokak kısıtlaması haftanın her gününü kapsıyor.
Banka, devlet daireleri ve AVM’lerdeki mağazalara vb. önceden randevu alarak iki saatlik izinle girebiliyorsunuz.
