Flipboard
Koronavirüs son dönemde yeniden atağa kalktı.
Dünyada Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 2 milyon 950 bine ulaştı.
Bunların 1 milyondan fazlası Avrupa’da.
Türkiye’de ise rakam dün itibarıyla 34 bin 734.
***
İşin kötüsü son günlerde ülkemizde vakalar hızla artıyor.
Vefat sayısı da öyle…
Günlük vaka dün 62 bin 797’ye, vefat 279’a çıktı.
Ağır hasta sayısı ise 3 bin 18.
Yollarda yeniden artan ambulans trafiği ve siren sesleri de bunu doğruluyor.
***
Maalesef, Bursa’da durum çok kötü.
Mart ayının ilk günlerinde ‘orta riskli’ il olarak ‘kontrollü normalleşme’ye ‘sarı’da geçen Bursa, bütün kazanımlarını kaybederek ‘kırmızı’ya boyandı.
3-9 Nisan haftasına ilişkin tablodaki ‘yüzbinde 418’ vaka ortalaması, korkunç tabloyu ortaya koyuyor.
Umarım 2 haftalık kısmi kapanma bu kötü gidişe ‘dur’ der.
***
Yapılan hataları sıralamaya gerek var mı?
Bence yok.
Çünkü vatandaş da, yerel yöneticiler de, siyasiler de neyi doğru neyi yanlış yaptıklarını çok ama çok iyi biliyorlar.
***
Şu aşamada geleceğe dair en büyük umut aşı.
Öncelikli gruplar arasında sıra, ‘Basın Kartı’ sahibi gazetecilere gelince bize de şans doğdu.
E-Nabız sistemi üzerinden randevumu alıp, aşı tercihimi yaptıktan sonra ‘Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yolunu tuttum.
Acil’in hemen karşısındaki binanın giriş katında Covid-19 aşı uygulama odaları oluşturulmuş.
Önce bir form doldurmam gerektiği söylendi.
Ardından görevli bir odaya yönlendirdi.
Burada bilgiler ve onay sistem üzerinden kontrol edildikten sonra koltuğa oturup aşımı oldum.
Hiçbir şey hissetmedim.
Uygulamadan sonra 15 dakika bekledim ve bir yan etki olmayınca hastaneden ayrıldım.
***
Aşı tercihim Biontech/Pfizer oldu.
Almanya’da yaşayan Türk bilim insanları Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci’nin geliştirdiği bu aşıya ilk günden fazlasıyla güvendim.
13 Kasım 2020 tarihli yazımda bunu açık bir şekilde ifade etmiştim.
Sağ olsun Uğur Hoca da, Türkiye’ye olabildiğince fazla aşı gönderebilmek için canını dişine takıyor.
O aşılardan biri bana nasip oldu.
Umarım şifa bulurum.
***
Benim tercihim, Çin’den getirilen aşının iyi olmadığı anlamına gelmiyor tabii ki…
Bir seçenek sunulunca Uğur Hoca’dan yana karar kıldım.
Yoksa inaktif bir aşı olan Coronavac’ı da yaptırırdım.
Sırası gelen mutlaka gidip aşı olsun.
Yoksa bu salgın daha çok can alacak.
Aşının etkisini görmek isteyen İngiltere’ye baksın yeter!
***
Gelelim asıl konuya…
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, randevusuna gelmeyenler yüzünden ziyan olan Biontech aşıları olduğunu ifade etmişti.
‘Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne aşı olmaya gittiğimde uygulama merkezindeki görevlilere sordum.
Bursa’da da benzer şeyler yaşandığını duyunca çok üzüldüm.
Savaşın en ön saflarındaki sağlıkçıların, bu durumu açıklarken yüzlerine yansıyan hüznü görmenizi isterdim.
Milyonlarca insanın canını alan virüse karşı en önemli silah olan aşının belki de en etkilisi, sorumsuz vatandaşlar yüzünden çöp oluyor.
Biontech aşısını tercih edip ranevuya gitmeyenler, kul hakkı yemenin ötesinde, belki de bir iki kişinin hayatını kaybetmesine neden oluyorlar; kendileri ve yakınları dahil.
Yazık çok yazık.
***
Belki bilmeyenler, ‘aşılar neden çöpe gidiyor’ diye sorabilir.
Bu konuya da açıklık getirmekte fayda var.
Biontech aşısı, Almanya’dan Türkiye’ye, oradan da özel depolara ve şehirlere soğuk zincir korunarak getiriliyor.
Aksi takdirde etkinliğini kaybediyor.
Bu nedenle uygulama merkezlerine her sabah randevu sayısı kadar doz gönderiliyor.
Bir flakon 6 kişilik ve dondurulmuş vaziyette.
Uygulama öncesi eritiliyor.
Diyelim ki, o flakondan 4 kişiye aşı yapıldı, geri kalan 2 kişi randevusuna gelmedi.
O aşı dozları tekrar dondurulamadığından kullanılamıyor ve çöpe gidiyor.
