1938 yılında İstanbul’da doğ-

du…

Babası ticarete atılmasını istiyordu

ama, o daha ortaokul çağlarında dok-

tor olmayı kafasına koymuştu.

*

1956 yılında İstanbul Tıp Fakülte-

si’ne girdiği yıllarda Türkiye’de sade-

ce iki tıp fakültesi vardı…

Uzmanlık eğitimini ABD’de ta-

mamlarken, Gastroenteroloji’ye me-

rak sardı.

Yani, gözle görülen elle tutulan

hastalıklarla uğraşmak, biyopsiler,

ameliyatlar kendisini daha çok ilgilen-

dirdi.

*

1979 yılında Bursa Uludağ Üni-

versitesi’nde Gastroenteroloji bilim

dalını kurdu…

Bölümüyle ilgili birçok dernek ve

kuruluşun başkanlığını yaptı. Ayrıca,

ülke içinde ve dışında yaklaşık 200

bildiri ve yayını bulunmakta.

*

Kısaca…

Profesör Doktor Faruk Memik’i

anlatmaya çalıştım size.

Türkiye’nin yetiştirdiği ender yete-

neklerden biridir  Faruk Hoca.

*

Dünyayı ters çevirecek formüller

belki bulmadı ama, yüzlerce kaliteli

doktor yetiştirdi…

Faruk Hoca ve eşi Oya Hanım’la

birlikte tesadüfen Haşim Usta Kebap-

çısı’nda karşılaştık.

Ameliyatından sonra Faruk

Hoca’yı gayet sağlıklı gördüm.

*

Biraz Türkçe konuşma ve yazma-

larda zorlansa da, İngilizcesi hâlâ ye-

rinde maşallah…

İkimizin de mutlu olduğu günde,

Faruk Hoca benim aracılığımla tüm

hastalarına, öğrencilerine ve dostları-

na selam söyledi.

 

İYİ İNSAN

 

Çevrenizde her an görebile-

ceğiniz iyi bir insandı

Mehmet Ali Gedik…

Ancak hepimiz onu Ali Kemal

ismiyle tanırdık.

*

Bursaspor’un sembol ve sevi-

len ismiydi…

Ani bir kalp krizi sonucu

Hakk’ın rahmetine kavuştu,

dün de Seçköy’de toprağa verdik.

*

Ali Ke-

mal için

şunları söy-

leyebiliriz…

Alçak-

gönüllüydü,

kimseye

karşı kötü-

lük düşün-

mezdi, bel-

ki yoksuldu ama, iyi insandı.

Aslında yoksulluk iyi insanların

az olması değil midir…

*

Cenazesinde vefa aradım…

Hiç tahmin etmediğim insanla-

rı görünce mutlu oldum.

Tahmin ettiğim ise, beni hayal

kırıklığına uğrattı…

Koskoca Bursaspor’dan tek bir

mevcut yönetici göremedim.

*

Yahu beyler…

Bir Bursaspor üyesinin, yedi

kuşak sülalesinin vefat mesajını

atıyorsunuz da, bir garip Ali Ke-

mal’e niye atmadınız?

Ne olurdu sanki, batmış kulüp

bir daha mı batardı?

Çok ayıp çoook!

*

Cemal Süreya ne demiş:

“Ölüm bu, kimsenin bağı-

şıklığı yok.”